20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Yetki Gaspı mı? Akıl Gaspı mı?


ANAYASA Mahkemesi’nin türbana ilişkin anayasa değişikliğini -“Türbanın”, okullarda serbest bırakılması kararını- iptal etmesinin “mufassal” gerekçesi açıklandı! Bana göre, kararlar ve gerekçeleri, TC’nin çağdaş hukukunun kurucusu, rahmetli Mahmut Esat Bozkurt’a yakışan ve içtihat oluşturacak, kapı gibi bir belge!

Ülke bir şeytan kuşatması altında, vatan - rejim söz konusu olunca Atatürk’ün dediği gibi, buna karşı ileri sürülen tepkiler “tezvirat ve teferruat”!

SAFSATA VE HUKUK

Yeterli olmayan hukuk bilgimle, bu gerekçeleri irdelemek haddim değil. Fakat açıkça söyleyeyim, bu davaya ve AKP’yi kapatma davası, salt hukuk yönünden değil – TC Devletinin ve ilkelerinin korunması yönünden bakıyorum! Ve gene açıkça söyleyim, bazı Anayasa Hukukçularına, AKP hukukçularına hiç inanmadığımdan fazla, güveniyorum.

Eğer “türban”, Üniversitelerde – hangi gerekçeyle, eğitimde eşitlik ve demokratik haklar gerekçesiyle, serbest bırakılırsa bırakılsın, sonuçları Anayasanın “değişmez –değiştirtmesi teklif bile, edilemez” maddesinin açıkça ihlali olacak ve TC’nin temellerini yıkacak ve neticede de Atatürk Cumhuriyetini yok edecektir! Zaten, asıl istedikleri de budur… Kısacası bu dava sadece bir hukuk davası değil Cumhuriyetin varoluşu meselesidir- hukuk safsatalarıyla dolandırılmamalıdır!

YETKİ GASPI

AKP ve bilumum yalakaları derler ki; Anayasası Mahkemesi, Parlamentonun yetkisini ve iradesini gasp etmiştir. “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ihlal etmektedir. Yani AKP Parlamentoda ezici oy çoğunluyla, “milli iradeyi” temsil eder ve bu “iradeye dayanarak” her istediğini yapabilir. Rahmetli Menderes de millet vekillerine, “Siz isterseniz, Hilafeti bile getirirsiniz” demiş, “Kara cüppelilere” meydan okumuştu!.. Netice malum!”

Bugün de AKP, bu çoğunlukla, “Ilımlı İslam Cumhuriyetini” kurmak ister! Ama Anayasa Mahkemesi, buna başlıca engel!

Bir defa, çoğulcu olması gerecek demokraside “milli iradenin”, daha doğrusu, hiç de , “MİLLİ” olmayan bir “iradenin” tekelinde, de olması, kökünden yanlış! Erdoğan’ın;” on veya on bir Anaysa Mahkemesi, Yargıcının, TBMM’nin büyük çoğunluğunun yetkililerini gasp ettiği” iddiası safsata; Asıl sormak gerekir: çoğulcu demokraside İktidarların kendi dışında kalan halkın haklarını gasp etmesi ne demek oluyor?

İşte, Anayasa Mahkemesi de, böylesine bir “irade gaspını” kötüye kullanılmasını, engellemek için vardır. Bütün demokratik ülkelerde, “erkleri” dengelemek ve kontrol etmek için in Anayasa Mahkemeleri mevcuttur! Bizde de Anayasa Mahkemesi Diğer kurumlarla birlikte Rejimin son sigortasıdır! Türkiye’de de “iyi ki, bu “Anayasa Mahkemesi” var! Olmasalardı ne olurdu? Kısacası TC gider, yerine “Ilımlı İslam Devleti -2. Cumhuriyet ve Osmanlı Cumhuriyeti” birlikte veya kademe kademe, kurulurdu… Zaten açıkça bunu istiyorlar!

Şimdi İktıdar ve yandaşları, Anayasa Mahkemesinin, bu, temyiz edilmeyecek kararı karışsında, oy-çoğunluğu istibdatları dönemi, sona erdi diye telaş ve kızgınlık içindeler. Takkeli Liboş Taha Akyol, diyor ki “Ama yapacak bir şey yok. Üst mahkeme yok ki itiraz edesin... Siyasi parti değil ki halka şikâyet edesin.” Ama anlaşılıyor ki, “yapacakları çok şeyler” var. Yüce Mahkemenin yetkilerini kısıtlamak- yetkisiz hale getirmek, hatta Mahkemeyi tümüyle ortadan kaldırmak için hukuk komploları, “darbeleri” düşünmekteler.

Zevahiri kurtarmak için de deniyor ki “o 4 maddeye diyeceğimiz yok- yerlerinde kalsınlar, fakat biz Anayasanın başka maddelerini, mesela Bahçeli formülü veya başka formüllerle değiştirelim”! Herkesi kör ve budala mı sanıyorlar!
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesi, TBMM kürsüsü üzerinde hala duruyor ama ne “kaydı ne şartı kaldı”; AKP hükümeti, – dış ve iç, işlerde, egemenliğimizi, yabancılarla paylaşıyor ve de pazarlıyor!

Anayasa Mahkemesinin, yetkisiz hale getirilmesinden ve hatta “bitilmesinden“de vahim bir tehlike var… Anayasanın “değiştirilemez” maddelerini, gene komployla ve maalesef, MHP’nin işbirliğiyle, değiştirmek için komplo!.. Taha Akyol, bunu ima ediyor… Mahkemenin, kararına muhalif kalan Mahkeme Başkanı –eşi türbanlı ve hukukçu olmayan, Haşim Kılıç, daha açık ifade etti: “Bu maddeler, “zamanın dinamiklerine göre” değiştirilebilir”.

Şimdi Sayın Bahçeli ve Genel Başkanı Yardımcısı Şandır, Anaysa Mahkemesinin “yetki gaspına” karşı Mahkemenin yetkilerini ortadan kaldırmak istiyorlar!

Türban serbestliği tartışılırken, Sayın Bahçeli, mizah yazarlarına ve karikatürcülere konu olan ve tatbik kabiliyeti olmayan bir “çene altı başörtü formülü” önermişti. Bu formüle göre, değişmez maddeler kalacak fakat yeni maddelerle, fiilen, hükümsüz kılınacaktı.

Ben, bugünkü MHP yönetiminin, Sayın Bahçeli’nin, sadece bu konuda değil, İktidara payandalık etmek ve de orduya karşı olmak politikalarını, anlamakta çok güçlük çekiyorum ve herhalde benim anlayamadığım, ince hesaplar vardır” diye düşünüyorum!

MHP, bildiğim kadar Atatürk Milliyetçisi bir parti-veba parti idi- ve Atatürk ilkelerine sahip çıkması gerekirdi. Ama ne yazık ki, şimdi yazık ki, o ilkeleri delmek için, yolu malum AKP’ye ortak ve payanda oluyor! Partinin kurucusu Alpaslan Türkeş’in kemlikleri sızlıyordur. Benim de, Atatürk Milliyetçisi olarak vicdanım çok sızlıyor! Ayrı yazı konusu! ***

Yayın Tarihi : 25 Ekim 2008 Cumartesi 11:44:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?