18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Yetti Gayri!

Bu yazıya tarih düşüyorum; 18 Aralık 2004
Durumun özeti şudur; Türklerin, 41 Yıllık değil ,Bin küsur yıllık, .1071’de Malazgirt’te başlayan, 1354’te Süleyman Paşanın Gelibolu da Avrupa’ya çıkması, sonra, 1638’de , Viyana kapılarına kadar devam eden, onurlu “Kızıl elma” – Avrupa yolculuğuna ve Mustafa Kemal Atatürk’ün m Batılılaşma hareketinin ivme kazandırdığı bu “yolculuğa” , 17 Aralık’ta Brüksel’de tuzak kurulmuş ve TC Üniter Milli Devleti , ucu, bucağı belli olmayan ve içinden kolay çıkılmayacak bir kapana sokulmuştur. Bu kapanda, Türk gücünden, ataerkil ve güncel sebeplerle korktukları , Türklüğü , daha önce boğazlarına takılmazsa , “hazmetmeye” çalışacaklardır. Bu “sindirimden” ne çıkabileceğini, buna razı olacakların takdirine arz ederim’
Alınan kararla, “İmtiyazlı özel statü” ortadan kalkmış değil ,ancak başka yerlere gitmeyelim Türkiye, Avrupa ile Orta Doğu, tehlikeli bölgeler arasında a tampon bölge olsun ve Türk Ordusu da, lejyonerlik yapsın diye Avrupa “kurumlarına çapalanmamız” yani “iliştirilmemiz” öngörülüyor…. Malum Roma İmparatorluğu da,böyle “iliştirilmiş” vasal ülkeler ve tampon bölgeler –kullanmıştı!

YENI SÜRÜNGENLIK

3 Ekim, 2005’te başlayacak süreçte, önce “ taramalarda, sonra da 31 bölümlük ,” yukarı doğru çıkan 0merdivenin ” her basamağında, Avrupalı müfettişler, bize kök söktürecekler…Her basmakta veto edebilecekler ve en sonunda da, hatta daha önce , her üye ülke referandumla ,üyeliğimizi veto edebilecek…Bunun için de Türkiye’nin AB’ne asla üye olamayacağı açıkça söyleniyor…Ama, bu sürüngenlikte , onurunuzdan –milli egemenliğimizden vereceğimiz tavizlerden başka , uğrayacağımız zararlar yanımıza kar kalacak … Bunun neresi Zafer ve ne pahsına zafer ? Ve en önemlisi bu köpek kapsısı önünde nefeslerimiz tutmuş beklemekte neden ısrarlıyız? AKP İktidarı kendi iş gündemini böylelikle uygulayacağı ve Avrupalılar da İktidarın kendilerinden kopamayacağını bildikleri için değil mi?
Reform için diyorlar; biz Afrika Kabilesi mıyız ,-Slovakya mıyız ki, kendimiz ıçin gerekli, kendi değer ve koşullarımıza uygun reformları yapmaktan aciz olalım. ? Bu aczi itiraf etmek bile onursuzluk!
Ana asıl amaç ve endişeleri- daha doğrusu medyaya egemen olan holdinglerin amaçları Borsanın yükselmesi ve yabancı yatırımların gelmesi… Borsa doruğa çıkacak vs ve yatırınlar güya akacak ama sonra ortada bildiğimiz anlamda , Türkiye ve TC kalacak mı? Ama, Atatürk’ün Cumhuriyeti yerine Kürtlerle Ortak İkinci ı Cumhuriyet kurulursa , Mehmet Altan ve şürekası kına yakabilirler!.
Gene bu sürüngenlikte , Avrupa Parlamentosunda kabul edilmiş olan, diğer maddeler , Ermeni istekleri, Kürt talepleri, APO ,Patrikhane meselesi ve de TSK’nin “ pasifize” edilmesi, geme ortaya çıkarılıp dayatılacak. Erdoğan Brüksel ‘de bu taleplerin önünü kesebildi mi? Bunlar benim hayalimin ürünleri, evhamın değil; l daha şimdiden söyleyip yazdıkları ve bizim Bizans çocuklarının da kabul etmeye dünden hazır oldukları koşullar! …


DİRENÇ


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Brüksel’de direnmişler ama sonundaki gerçek şu ki, daha önce celallenerek asla kabul etmeyeceklerini söyledikleri koşulların - Kıbrıs dahil- diplomatik cambazlıklarla (tabir benım değil Yalım Eralp’ın) ve kelime oyunlarıyla değiştirilmiş , fakat aslında aynen kalmış şekillerini kabul etmişlerdir. Bu mu “Zafer”? Bu- kayıpları kazançlarından çok daha ağır bir “Pirüs Zaferidir – hezimettir!” …
Başbakanın, İstanbul’da ve Ankara’da n zafer çığlıklarıyla, medyan muharebesi kazanmış bir komutan gibi karşılanması da büyük bir aldatmaca ve ayıptır. Bir başka ayıp daha var ; Kuzey Irak ta beş polisimizin şehit edilmesi de bu çığlıkların gürültüsüne getirildi! .
Erdoğan “ zafer” konusunda ; ihtiyatlı ve hatta biraz mahcup ama çok geçmeden gerçekler ortaya çıktıkça, bu” zafer” ayaklarına dolaşır! …


BESLEME BASIN –YALAKA MEDYA


Bır dönem “besleme basım” denirdi ; şimdi ,çoğu kaleleri ve kalemleri işgal altında olan “ yalaka” medyada,meslek ahlakının bir nebzesini muhafaza etmiş olanlar,ihtiyatla kalem oynatıyorlar ama, birinci ; sayfa arında manşetlerinde övdükleri bu “zafer” sonunda onların da yüzlerinde patlayacak! Önce Kıbrıs konusunda …Kelime oyunlarıyla, 3 Ekim’de Kıbrıs’ta “. Çözüm” için , Annan Planın ısıtılıp önümüze konacak ve bu yoldan, Rumlar tanınırken , KKTC ortadan kaldırılacak, Adadaki Türk askerlerinin çekilmesi gündeme getirilecek…. Bakın işbirlikçi Mehmet Alı Talat, bunun için kararı memnunlukla karşılıyor! Sayın Denktaş bana” Talat imana geldi” demişti; kırk yıllık Yani hiç olur mu Kani?


KISITLAMALAR


Kısıtlamalar konusunda da, kelimeler yer değiştirdi , ama anlamı asıl gerçeği değişmedi; Tarım konusunda ,çiftçilerimizin çıkarlarına ters dayatmalar istedikleri zaman devreye sokulabilecek.
Türk halkının, AB’ne taraftar olmasının başlıca sebebi, serbest dolaşım yanı istedikleri zaman Avrupa ülkelerine gidip çalışmak hakkını kazanmaları. Ancak burada da Avrupalılar istedikleri zaman kısıtlama koyabilecekler ve halkımızın bu hayali ancak yıllar sonra , o da belki mümkün olabilecek. ZAFER bunların neresinde ?


MESUT YILMAZ HİDAYETE ERDİ


Bütün bunları ve hatta daha fazlasını , benim Başbakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı esnasında “AB’nin Türkiye’deki Komiseri” diye eleştirdiğim, “AB nın yolu Diyarbakır’dan geçer”, unutulamaz vecizesini ortaya atan , Mesut Yılmaz, HABERTÜRK TV Basın Kulübünde aynen söyledi. Galiba Diş Hekiminde geçirdiği şok sonunda hidayete erdi. Yılmaz ek olarak Müzakere tarihi almanın, zafer olmadığını, bu sürecin adeta sonsuz kadar devam edebileceğini, kendi ömrümüz boyunca Üyeliğimizin tahakkuk etmeyeceğini, Kıbrıs konusunda ANAN Planı bazındaki b.r çözümün bu davadaki kazanımlarımızı yok edeceğini, Türkleri ikinci sınıf vatandaş yapacağını ve Türk askerinin çekilmesiyle, stratejik çıkarlarımızın tehlikeye düşeceğini söyledi. .Gerçekten, devlet adına yaraşır tespitler. Bır şey daha söyledi; “Erdoğan – AKP iktidarı, aslında üyelik istemiyor, Müzakere tarihi almak yeter on lar için…Böylelikle süreç ne kadar sürerse sürsün, kendi iç hesaplarını yürütmek imkanını sağlayacak …AB nın de işine onu iktidarda tutmak geliyor…kolay kopmazlar!” Ancak bunları söyleyen hazret sonunda hala AB!ne ve bu sürüngenliğe taraftarım diyor –ve , sonunda “üyelik veto edileceğine göre -, Güneydoğu , Ermeni ,azınlıklar vb:, konularındaki zararlarımızın telafisi mümkün olur mu” sorusuna cevap veremiyor! Bu , bazılarındaki AB konusundaki gaflet ve karışıklığını net bir şekilde gösteriyor.
Önümüzdeki gün ve aylarda, ,3 Ekim 2005’e kadar ve sonra, kimlerin gafil ve hain, ve TC üzerinde tüneyen baykuşlar olduğu görülecek ve bu hususta da son kararı Türk milleti verecek! .
SONUÇ


Yıllardan beri, sivillere ve askerlere- AB’nin sanki analık müessesi gibi karşı çıkılamaz adeta kutsal,bir tabu olduğu inancı ,ve bu sebeple de ,”AB’nin nurlu yoluna engel olmanın, vebali altında kalmamak” kompleksi veya ya sendromu telkin edildi. AB’ nın ve Avrupalıların , bunca oyununa rağmen, bu saplantıdan ve “AB’ne taraftarız” nakaratından kurtulamadık. Şimdi,som günlerde Brüksel’de olanları ekranlarda bire bir gördükten sonra, Türkiye’nin kaderini , bu AB’ye ve bu Avrupalılara onbeş ,yirmi yıl boyunca emanet etmeye razı mıyız? Bunu tekrar sormanım ve cevaplandırmanın zamanıdır. .
Eğer bir vebal söz konusuysa , Avrupa Birliği sürüngenliğinde devam etmenin hiç vebalı olmayacak mıdır?
Bu yazıyı yazdığım sırda Brüksel “zaferi” hususunda, ne Çankaya’dan ne de Genelkurmay’dan bir yorum gelmemişti. Merakla bekliyorum.
Ve ben naçizane,buradan eski Cumhur başkanlarımıza ,Başbakanlarımıza ,Başbakanlarımıza ,tüm Parti Başkanlarına ,.emekli ve muvazzaf askerlerimize , yozlaşmamız aydınlarımıza sesleniyorum; Bu konuda tavrınızı açık seçik belli ediniz…Şu bağlamda bunu yapmaz ve bu gidişe “dur” demezseniz, asıl tarihi bir vebal altında ,o zaman kalırsınız…Eğer bu tavrı koymazsanız, kaybedeceğiniz –kaybedeceğimiz , , rahatınızdan öte,Kıbrıs’tan öte , TC Cumhuriyeti olacaktır. Atatürk bu Cumhuriyeti size emanet etmişti; bu emanete sahip çıkmanı günü bugündür!


NOT- AB Kukureçe karşı çıkmayacakmış…Kıbrıs vereceğiz ama Kukureçi kurtardık!

Yayın Tarihi : 20 Aralık 2004 Pazartesi 12:45:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?