Yüzyılların Davası

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon’la ilgili, 1454 sayfalık 3. iddianameyi de kabul etti... 35’i tutuklu 52 sanık hakkında dava açıldı. İlk duruşma 7 Eylül’de yapılacak. Anlaşılıyor ki Ergenekon süreci, yeni iddianamelerle, sonsuza kadar devam edecek... Daha bu dava bitirilmeden, 4. iddianame, sonra da 5., 6. ve böylece yeni iddianameler gelecek... “Kapandı” derken daha da açılacak! Bunu malum medya sevinçle haber veriyor! Bir şey var; iddianameler ve davalar peşi peşine geliyor... Bir önceki dava karara bağlanmadan ve Yargıtay’a gitmeden, Eğer karar temyiz edilseydi Yargıtay önce usulden bozardı... İşte bunu istemiyorlar!

ADALET BAKANI NEREDE?

Bu davalar hususunda, tutukluların, avukatlarının yüzlerce şikâyeti var... Hukuk uzmanları, Yargının onursal başkanları usulsüzlükleri, hukuk ihlallerini, açıkça belirtiyorlar. Bu konuda tek merci olan Adalet Bakanı pek aldırış etmiyor, kös dinliyor; Davanın “onursal” Savcısı Başbakan da öyle!

Bir umut HSYK’da önlem alınmasıydı... Hükümet çevreleri ve Ergenekon’u Atatürk Cumhuriyetinden kurtuluş çıkışı bilen yalakalar, “Yargı Bağımsızlığı” derken Kurulun vicdanları hür üyelerini, ahlâksızca karalamaya çalışarak Yargının bağımsızlığını, kendileri ihlal ettiler. Ya bizim sözde ve sahte aydınlar? İnsan ve kişilik haklarının, böyle ihlal edilmesi karşısında sessizler, hatta bunlara katılıyorlar, teşvik ediyorlar. Bu konularda, güya kriterleri olan AB çevreleri de!

ÜNLÜ DAVALAR

Ergenekon davası -davaları- tarihin başka ünlü davalarıyla çağrışım yapıyor. Engizisyon’dan başlayarak, Fransa’daki İhtilal Mahkemeleri, Sovyet Rusya’da Stalin döneminin, 1930’lardaki Moskova Mahkemelerini Stalin’in muhaliflerinin, fırınlarda yok edilmesini... Almanya’da, Nazi döneminde, Hitlere suikast yapacakları iddiasıyla, generallerin, ayaküstü sözde yargılanıp sonunda çengellere asıldıkları ünlü mahkemeleri! Ve Amerika’daki McCarthy kâbus dönemi!

Türkiye’de idam cezası yok, belki, bu dava dolayısıyla özel bu ceza da diriltilir; sözde suçlu bulunacaklar idam edilemeyecek. İstenilen müebbet cezalar ve diğerleri onurlu kişiler için ölümden de beter! Bazı şüpheliler, diri diri ve bazen de cezaevi şartlarında, psikolojik bunalım tetiklemesiyle öldürülüyorlar!

Tarihteki en büyük hatta korkunç davaların da “ucu açık” değildi. Sonu sınırlıydı. Ya Ergenekon Davalarının? Ne zaman nasıl son bulacağı belli mi? Hatta savcılar biliyorlar mı? Tam bir Kafka Romanı!

TAHAMMÜLÜN SINIRI

Türkiye... Türk toplumu bu toplumsal engizisyona ne kadar tahammül eder? Kimimiz çaresizlikle, kimileri sevinçle, cezbeye kapılmış gibiyiz!
Bu davaların Türkiye’ye, mevhum Ergenekon örgütünün verebileceği zarardan fazla zarar vereceğinin farkında mıyız?

Bu davanın travmaları, Türkiye’yi çok rahatsız edecektir. Farzımuhal davalar bir mucize olarak sona ererse, bazıları aklansa da bazıları “bu da Ergenekon işi” diyecekler! Ve hep soruyorum; gene farzımuhal davalar bitse gerçek suçlular cezalansa fakat masumlar, mağdurlar aklansalar bile, onlara kaybettiklerini, kim geri verecek? Ölenlere hayatları nasıl geri verilecek? Sayın Savcılar, hatta Hükümet sonunda “pardon” deseler bile bu yetecek mi? Sayın Başsavcıdan bu soruma cevap bekliyorum... Yalaka, aydın-yazar takımından da!
Fakat en vahimi; bu dava Türkiye’yi mecazlı bırakmış ve daha vahimi, Türk Ordusunu da etkisiz hale getirmektedir. Düşmanlar bayram ediyor.

İster “Kürt açılımı”, ister “Demokratik açılım” deyin, bu süreçte bu davalar, bölücülerin ellerini kuvvetlendiriyor... Hele Apo, bu davayı takip ederek sevinçten ellerini ovuşturuyordur... Öyle ya PKK ile mücadele edenler yargılanıyorlar ve cezalandırılacaklar! Muhakkak “mehel olsun” diyordur ve taleplerini şu ortamda da güçlü olarak ileri sürecektir.  Daha kısacası bu dava T.C.’nin, terörle, bölücülükle mücadele gücünü, ortadan kaldırmıştır! Davaların “ucu açık” Türkiye’nin geleceği kapalıdır!

FLAŞ FLAŞ

Bu iddianamede Deniz Kurmay Albay Vural Vural da sanık. Bir iki yıl önce kaptanlığını yaptığı gemiye Somali korsanları saldırmıştı. Öyleyse Somali korsanları Ergenekon bağlantılı!***