Zirve Yayınevi cinayetleri soruşturması ilahiyatçı akademisyenlere uzandı. Ergenekon soruşturması çerçevesinde dün 7 ilde gerçekleştirilen ikinci operasyonda Zekeriya Beyaz’ın da aralarında bulunduğu 6 kişinin evlerinde arama yapıldı. Henüz tutuklama yok... Zekeriya Beyaz Hoca anlamlı bir espri yapmış, adeta, “Dokunan yanıyor” demek istemiş.
“Zekeriyaların” kaderleri bir yerde buluştu. Aynı gün HSYK, “çok geniş yetkili” Ergenekon Başsavcısı Zekeriya Öz’ün “yetkilerini” aldı ve onu “terfien” kızağa çekti. “Ergenekon Davaları” haçlıları bu kararla sarsılsalar da “Zekeriya gitti, Ergenekon bitti diye sevinmeyin” diyorlar. Ama “mim” koyun bu “post-modern Ergenekon açılımı veya kapanması” tarihinde; önemli bir kavşaktır. İnşallah, her şey, eskisi gibi olmayabilir.
Zekeriya Öz “çizmesini” aşmış, “yetkilerini” aşırı derecede kullanması “davayı” acı olmaktan öte gülünç hale getirmesi, hoyratça, rastgele aramalar ve tutuklamalar yüzünden “Ergenekon Kapsamı”, kendi kendini yemeye, senaristlerin davasına zarar vermeye başlamıştı. Öyle ki bu davayı destekleyen yazarlar da endişelenmişler, “Bu da Ergenekon çetesinin taktiği” diyecek kadar “absürt” yazılar yazıyorlar. Neredeyse Öz de “Ergenekoncu” ilan edilecekti.
Bu kavşakta, bu konuda, kimin nerde olduğu da açıkça anlaşılıyor. Mesela AKP sözcüsü Bekir Bozdağ, “HSYK kararnamesi üzerine, Zekeriya Öz’ün görev süresi dolmamışsa, talep olmaksızın görevini değiştirmeleri yanlış olmuştur. Bu karar devam eden soruşturma ve kovuşturmaları olumsuz uzatacaktır. Soruşturma ve yargılama süreçlerini olumsuz etkileyecektir.” diyor.
Ama iktidarda da kafalar, söylemler karışık. Başbakan Erdoğan bu yorumu, şekil bakımından doğru bulmuyor. Der ki: “HSYK’nın konusu. Ben yargının işine karışamam. Yargı da benim işime karışmamalı” . Ancak Erdoğan’ın “Yargının işine karışamam” demesini “mizah” hanesine yazın. “Yargı benim işime karışmasın” demesi de, yargıya gözdağı mı, yoksa ileride başına geleceklerin endişesi mi? Buna da “mim” koyun.
Velhasıl “kafaların” zaten çok karıştığı -karıştırıldığı- ülkemizde kafaları büsbütün karıştıran bir durum! Anlaşılan, “Ergenekon” un kapsamı, yeni ekip savcılarla ve yargıçlarla devam edecek. Ama merak ediyorum; yeni sayın Başsavcı Fikret Seçen ve yardımcıları, nasıl ve ne zaman, biteceğini bilmediği binlerce klasörlük davaları ne zaman hükme bağlayacaklar ve ülkeyi bu karabasandan ne zaman kurtaracaklar?.. Tabii ömürleri, daha da önemlisi “içeridekilerin” ömürleri vefa ederse!...
Bazıları, peşin hükümlerini vermişler, sanıkların “suçları” hiçbir şüpheye mahal olmadan -kanıtlanmadan- onları mahkûm ettiler ve infaz ediyorlar. “Geç kalan adalet, adalet değildir” sözü artık mizah konusu oldu. Erdoğan da bundan şikâyetçi, ama ne yapsın ki “kuvvetlerin ayrılığı” ilkesi var... Yargıya karışamaz...
Çok yetkili Öz’ün görevden “terfien” alınması buna karşı çıkanların peşin hükümlerini, art niyetlerini, karanlık emellerini, bir defa daha belli etti. Mesela “fanatik” taraftar Ahmet... İronik teşekkürlerle Zekeriya Bey’i yere göğe sığdıramıyor, “yazık oldu” diyor. Ergenekon’un yakalanıp yargılanması için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin siyasi iradesini ortaya koyması çok önemli ama gece gündüz demeden işi takip eden, uğraşan, hayatını tehlikeye atan da Savcı Zekeriya Öz’dü. Bir ucu devletin derinlerine uzanan, bugün hâlâ devlette, medyada, orduda desteği bulunan bir suç örgütünü ortaya çıkarıp yargıya havale etmek öyle her babayiğidin yapacağı bir iş değildi... O cesaret ve özveri isteyen bir işin altına hiç duraksamadan girdi, “dokunulmaz” sanılanlara hukukun dokunabileceğini bu ülkeye gösterdi vb.. Savcı değil “vatan kurtaran aslan” , sanki “Herkül!”
Fakat bilelim ki sonunda herkes için bir “ilahi” adalet vardır. “Altan biraderler ve şerikleri” , bu görevden alma kararına hatalı diyorlarsa, bunda muhakkak hayır vardır. Ve eğer, Öz gibi savcılara destek veriyorlarsa, bunda da başka bir anlam vardır.
Son bir not: Malumlardan Birand da, daha nihai hükümler verilmeden “Ergenekon Çetesinin” varlığına, sanıkların “mahkûm” edilmesine karar vermiş. Öz’ün gitmesine rağmen, “Ergenekon davası hâlâ kurtarılabilir” umudunda... Hiç merak etmesin, bu iktidar kaldıkça, bu kafayla gittikçe, yeni özel yetkili savcılar bulur ve karabasanlar bitmez! ***