26
Mayıs
2024
Pazar
MEDYA

SONUNDA GERÇEKTEN OLDU MU? GAZETELER ÖLDÜ (MÜ?)

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında, hemen her yıl gazetelerin artık öldüğü ilan edilmişti. İlk önce televizyon haberleri yüzünden olduğu söyleniyordu. Sonra da internet nedeniyle ölüm ilanı verilmişti.
Televizyon öldüremedi gazeteleri. İnternet ise borsadaki internet hisse balonunun patlaması nedeniyle katil görevini yarıda bırakmaya zorlandı o dönemde.
Şimdi yine gazetelerin öldüğü söyleniyor. Ancak bu sefer galiba durum daha ciddi. En sağlam kale olarak görülen büyük gazetelerden S.O.S sinyalleri geliyor.
Kriz nedeniyle reklamlarda dünya ölçeğinde düşüş de bu sefer ölüm ilanının pek prematüre olmadığını düşündürtüyor insana.
Bugün bu gelişmenin bazı unsurlarını ve neler olabileceğini ele alacağım.
Baştan söyleyeyim; ben ölümün gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum ve nedenlerimi de anlatacağım gayet tabii ki.
Biliyorum, durmadan Murdoch'tan bahsetmem içinizi baymış olabilir. Ama yine bugün onu örnek olarak vermeye mecburum. Çünkü 'gazeteler öldü' denildiği bir dönemde sektörü durmadan düşünen bir işadamı olarak o, Wall Street Journal gazetesini takriben 5 milyar dolar gibi bir para harcayarak satın aldı.
Hiçbir işadamı gelecek görmese bu kadar parayı durup dururken harcamaz. Tamam kabul ediyorum, Murdoch'un gazeteye aşırı bir sevgisi var ve hatta onun 'gazete fetişi' olduğundan bile bahsediliyor ama yine de onun neler bekleyerek bu büyük yatırımı yaptığını anlarsak, bize yol gösterici olacağını düşünüyorum.
İlk önce Wall Street Journal'in temel özelliklerini anlatarak işe başlamalıyım.

Nedir o gazetenin özelliği?

Wall Street Journal gazetesi, çok öncelerde kritik bir karar vererek, kendisini geleneksel gazete haberciliği kulvarının dışına taşımıştı. Birinci sayfasında günün en önemli haberlerini bile sadece iki sütunda özetleyip geçiyordu. Haberler dışında çok iyi yazılmış ve günün rutini haricindeki konularda iyi incelenmiş yazılara hayli uzun bir şekilde yer veriyordu.
Bu özellikleri gazeteyi dünyanın en ciddi, en saygın gazeteleri arasına soktu. Birinci ders şu: Daha birçok farklı kaynaktan alınabilecek rutin haberlere gazetede geniş yer vermenin dönemi artık bitmiştir. Onun yerine iyi yazarlar tarafından yazılmış içerikli yazıların girmesi gerekmektedir.

Orta sütun

Wall Street Journal gazetesinin orta sütunu sektörde uzun süre tartışılmıştı. Bu sütunda aklınıza gelebilecek her tuhaf konuda usta yazarlar tarafından yazılmış konular işlenmişti.
Bu yazılar o kadar ilgi çekti ki, 'Floating Off the Page: The Best Stories From the Wall Street Journal's Middle Column' adlı kitapta toplandı.
Yazı konuları arasında, koyun dişlerini düzgün halde tutmak için geliştirilen bilimsel yöntemler, tarım sektörünün güzellik kraliçesi seçilmenin bir kızın hayatını nasıl etkilediği, gaz sorunu olanlar için üretilen özel iç çamaşırları, meslek olarak profesyonel balık koklayıcısı olmanın ne demek olduğu, tanınmayan ama dünyanın en üretken roman yazarı hakkında bir yazı, gibi şeyler vardı.
Gazetenin, diğer gazetelerin çok önem verdikleri konuları sadece iki sütunda özetleyip birinci sayfasının en uzun sütununu bu tür konulara ayırması ve bunun çok ilgi çekmesi bize başka bir ders daha vermeli: Konuları araştırıp, ilgi çekici ve güzel biçimde yazabilen yazarlara şimdi belki de her zamankinden daha çok ihtiyaç var.

Yeni gazetecilik ürünü yazılar

Yani artık yeni bir muhabir türünün ortaya çıkması gerekecek. Haberin rutini tabii ki olacak ama muhabir isterse onu yazacağı blogda verebilir. Ama daha da önemlisi daha önce Tom Wolfe tarafından ortaya atılmış olan 'Yeni Gazetecilik' (New Journalism) türü yazılar yazarak haberi anlatmak olacak.
Yani haberci izlediği haberleri bir roman tadında yazmak zorunda olacak. Alışılmış şekilde haberin rutinini vermek yetmeyecek.
Önümüzdeki dönemde bu tür gazeteciliğin ve yazar-gazeteciliğin katiyen ölmediği aksine daha da parlayacağı düşünülüyor.
Şimdilik sonuç şu:
Gazeteler ölmeyecek, çünkü iyi yazarların okunma alışkanlığını oluşturmak açısından mutlaka gerekiyor.
İnternet siteleri ile gazete arasında dinamik ilişki daima sürdürülecek ve haberler internette iyi yazılmış bloglar halinde sunulacak. Ayrıca üzerine çalışılarak yazılmış yazılar farklı bir bölümde ayrıca verilecek.

Murdoch ne düsünüyor?

Büyük patron, klasik haberciliğin artık bloglar tarafından daha iyi yapıldığını görüyor. Buna karşı durmanın imkansız olduğunu biliyor.
Ancak iyi yazının ve yazarların ancak gazetelerde oluşabileceğini, onlar oluştuktan sonra ortaya çıkan ürünün okuyucuya nasıl ulaştırılacağının çok da önemli olmadığını söylüyor.
Yani gazeteler iyi yazarların ortaya çıkması konusunda bir tür eğitim alanı olduklarından gazete de hiçbir zaman ölmeyecek.
Murdoch ayrıca atlatma haber vermenin modasının çoktan geçtiğini görüyor.
Ona göre gazeteler, her türlü medyada yazı yazabilecek kalibrede yazarların ortaya çıkacağı alanlar olduğundan önemli.
Murdoch bu yüzden astronomik fiyat ödeyerek Wall Street Journal'i aldı. Çünkü o, gazetenin eşi bulunmaz bir içerik üreticisi olduğunu düşünüyor.
O, içeriğe benzeyen içeriğin internette de verilmesi gerektiğini belirtiyor.
İnternet ortamında yüzlerce, binlerce blogger olabilir ve belki biz haberimizi onlardan daha iyi alabiliriz ama enteresan ve güzel yazılmış yazılar şimdilik blogcular arasında bulunamıyor. (Belki ileride olacaktır bu).
İlgi gören güzel yazılar hala daha gazete ortamında ortaya çıkabiliyor. Yazar oluşunca Murdoch için, onu hangi ortamda kullanılacağı ise daha sonra verilecek stratejik bir karardan ibaret.

Peki yeni dönemde ben ne yapacağım?

Gazetelerin ölümünün tartışıldığı ve dünyanın en ünlü gazete markalarından tehlike sinyallerinin gelmeye başladığı bir ortamda hayatını yazı yazarak kazanmaya çalışan bir kişinin 'yeni dünyada ne yaparım?' diye düşünmesi de herhalde normaldir.
İlk önce iyi yazı yazabilen kişilere talebin kalıcı olacağı tespiti beni mutlu ediyor gayet tabii ki...
Bu yeni dönemde daha güzel yazı yazmaya uğraşmalıyım. Ayrıca gelecekte fırsat olursa farklı bir şey de yapmak istiyorum. Haber izlemeye gitmek, arada bir sahaya da çıkmak istiyorum. Ama ensemde istihbarat şefi, haber müdürü gibi şeyleri de istemeyeceğim.
Rutini de yazmayacağım, onu kim yazarsa yazsın, beni alakadar etmez ama ben onun yazamayacağı türde haber anlatacağım.
Basın toplantısına mı gideceğiz; başkası denilenleri anlatır, onu biraz sonra televizyonda ve internette nasıl olsa öğreneceksiniz. Ben ise salonda haberi izleyen insanların davranışlarını, basın toplantısını düzenleyen kişinin vücut lisanını kıyafetini, tavrını, mimiklerini ve yardımcılarının komik hallerini filan, roman tadında yazacağım.
Bu yapıldığı ve gazeteler atlatma haber kulvarı dışına çıktıkları takdirde çok da ilginç olunacağını düşünüyorum.
Ayrıca özellikle siyaset dışındaki haberlere de gitmek istiyorum.
Örneğin; bir cinayete gidip olayı 'Haber-Noir' tadında yazmak istiyorum.
Her cinayette mutlaka potansiyel olarak bir roman vardır. Bunu bulup unsurlarını yazmak benim işim olacak.
Bunun yanında tabii ki internette bir blog da yazacağım. Daha güzel bir şey başlık. Daha sonra aklıma gelmediği takdirde blogumun genel başlığı 'Evli ve Çocuklu' olacak.
Orada yaşlanmaya başlamış, küçük çocuğu olan ve de evli bir adamın gündelik yaşamından kesitler sunacağım. Bu blogda çok insanın kendisini bulacağına eminim.
Haber izlemeye gittiğimde benden rutini katiyen beklemeyeceksiniz ve de kısa yaz da demeyeceksiniz. Tek şartım bu.
Yeni bir dünya yaratılıyor. Bunu cesurca karşılamamız ve kendimizi yenilemeyi öğrenmemiz gerekiyor.

Hıncal Uluç'un önemi

Konular üzerinde düşünürken yeri geldiği için Hıncal Uluç'un başarısının nedenleri konusunda görüşümü anlatmak istiyorum.
Bence Hıncal Uluç Türkiye'nin ilk gerçek blogcusudur. Kendisi farkında olsa da olmasa da blogculuğu gazete ortamında yaptı ve bir ilki başardı.
Gündelik yaşamda tespit ettiği sorunları ve çözüm yollarını bize her gün bloglar halinde sundu ve bildiğiniz gibi büyük başarı kazandı.
Bence Hıncal Uluç, Murdoch'un anlattığı türde bir gazete-internet dinamik ilişkisine en kolay adapte olabilecek gazetecidir.

Serar Turgut Akşam
Yayın Tarihi : 8 Şubat 2009 Pazar 16:00:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?