3
Mayıs
2025
Cumartesi
MEDYA

Şevket Abi'ye de mi lolo?

Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan, kendisininde Vakit gazetesinin kurbanı olduğunu bakın nasıl anlattı...

Ben Kanal 7’deyken...

Yani ortada "döneklik", "eyyamcılık", "Nişantaşılılık", "Karşı tarafa yaranma" gibi hayal kırıklıklarının esamisi bile okunmazken...

Şu "Vakit" denilen gazete, bana, yani dönemin "Mücahit Ahmet Hakan’ı"na bile yamuk yapmaktan zerre kadar çekinmemişti...

Benimle yaptıkları röportajı, söylemediklerimi ekleyerek, söylediklerimi çıkararak yayınlamışlardı.

Yani...

Dönemin en mücahidine karşı bile cihat etmişlerdi...

O zamanlar şöyle demiştim:

"Ulan bunlar bana bile bunu yapıyorlarsa, kim bilir başkalarına neler yapmıyorlardır?"

O gün bugündür manşetten astıkları adam Bedri Baykam ya da Vural Savaş bile olsa acırım...

Çünkü benim açımdan ilke şudur: Bedri Baykam’la ya da Vural Savaş’la fikir mücadelesine evet... Ama kahpeliğe hayır!

* * *

Ve bugün görüyorum ki...

Bunlar kendilerini "İslam davasının yılmaz mücahidi" olarak gördükçe ve İslam davasının içinden bir tek kul çıkıp da "Gidin işinize... Bu dava size mi kaldı?" diyerek asasını kaldırmadıkça...

Bu adamlar adına cihat dedikleri, gerçekte ise "İslam karşıtı propaganda" olarak algılanan kirli faaliyetlerine devam edecekler.

İşte bakın:

Son kurban kim?

40 yılın Milli Görüşçüsü, ömrünü "dava"ya adamış, benim gibi "dönek" falan da olmamış Şevket Kazan...

Adamlar Şevket Kazan’a bile yamuk yapmaktan çekinmeyecek denli kuldan utanmaz, Allah’tan korkmaz olmuşlar...

Şevket Kazan, "Sözlerimi çarpıtmışlar/Ben öyle demedim" diyerek soluğu mahkeme kapılarında alıyor...

Peki Vakit denilen gazete ne yapıyor?

Ne yapacak? Şevket Kazan’ı itham ediyor...

Demek istiyorlar ki:

"Biz burada kafirlere karşı mücadele ediyoruz... Ne olmuş yani Şevket Abi’nin söylediklerini biraz çarpıttıysak... Allah rızası için savaşırken böyle şeyler olur... Ayrıca Şevket Abi’nin yaptığı da iş mi? Mırın kırın ederek karşı tarafa koz verilir mi?"

* * *

Söylemekten yoruldum... Ama bir kez daha söyleyeceğim:

Kabahat, bu muazzam arsızlık ve pişkinliği ortaya koyanlarda değildir...

Onlar karakterlerinin gereğini yerine getiriyorlar.

Kabahat, bunlara "Hadi oradan! Kaba softa/Ham yobaz" diyecek cesareti gösteremeyen mahalle sakinlerindedir...

Kabahat, bunların "Nefret ettiren tarzları" ile aralarına mesafe koymak yerine...

Bütün mesafeleri kaldırıp, uçaklarının başköşesine buyur edenlerdedir...

Hürriyet
Yayın Tarihi : 23 Ocak 2008 Çarşamba 15:57:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?