20
Mayıs
2024
Pazertesi
MEDYA

Tehlikeli hesaplaşma!

İlhan Selçuk'un serbest bırakılmasının ardından tüm gözlerin çevrildiği Cumhuriyet gazetesinde bugün “İktidar ve Yargı” başlıklı başyazı yeraldı.

Pazartesi günleri köşe yazısı yazmayan İlhan Selçuk'un yerinde Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmeni İbrahim Yıldız'ın "Cumhuriyet'in Gücü" başlıklı yazısı yeraldı. Gazetenin manşetinde ise Türkiye Barolar birliği Başkanı Özdemir Özok'un açıklaması "Tehlikeli Hesaplaşma" manşetiyle verildi. Birinci sayfada ise tek sutuna "Cumhuriyet" imzalı, "İktidar ve Yargı..." boşlıklı başyazı yeraldı. “AKP iktidarı yargı bağımsızlığına karşı adeta bir savaş açmıştır” ifadesine yer verilen "imzasız" başyazı şöyle: 

”İktidar ve Yargı...
Türkiye'de bugün iki dava ülkenin geleceğini belirleyecek kadar önem kazanmış gibidir.
Bunlardan biri 'Ergenekon Çetesi' ya da dosyası diye vurgulanıyor, öteki 'Kapatma Davası' diye anılıyor.
'Kapatma Davası'nın boyutları, içeriği, yapısı, davalıları bilinmektedir. Çünkü iddianamesi yazılmıştır, yetkili mahkemesine verilmiştir; yargıçların dile getireceği hukuk konuşacaktır; sonucu beklemek gerekir.
'Ergenekon Dosyası' ise henüz ilk tahkikat aşamasındadır.
Deliller toplanmakta, dava dosyasındaki belgeler üzerinde çalışılmaktadır. Şüpheli ya da zanlıların saptanması süreci yaşanmaktadır; davanın niteliği, içeriği, boyutları, sınırları, sanıkları zamanla kesinleşecektir.
Kuşkusuz bu konuda kararı verecek olan görevli savcıdır.
Gerçekte yasalarımıza göre ilk tahkikat gizlidir, açıklanması yasaktır; ama, medyamız doludizgin siyasal yorumlarla Ergenekon soruşturması üzerine demediğini bırakmamaktadır.


Ancak daha da "vahim" bir tablo ortaya çıkmıştır.
Demokrasilerde üç erk olduğu biliniyor: Yasama - yürütme - yargı.
Yargının tümüyle bağımsız ve tarafsız olması çağdaş demokrasilerde temel kuraldır.
'Yürütme' nin, başka deyişle hükümetin, bir başka söyleyişle de siyasal iktidarın yargı bağımsızlığını 'ihlal' etmesiyle demokratik devlet düzenini kökünden sarsacağı biliniyor.
Bu girişime yönelen bir siyasal iktidar meşruiyetini kendi elleriyle baltalamaya yönelmiş olur.
Oysa bugün Türkiye'de görülen tablo nedir?
AKP iktidarı yargı bağımsızlığına karşı adeta bir savaş açmıştır.


Ancak "Kapatma Davası"na karşı AKP Hükümeti'nin ve cephesinin savaş tamtamlarını çalması, Başsavcı'ya saldırmayı yoğunlaştırması, hukuk sürecini kesintiye uğratmak için anayasayla bile oynamaya kalkması olayın bir yüzüdür.
Olayın öteki yüzü belki daha sakıncalı bir tutum sergiliyor.

Hükümetin Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan , Ergenekon dosyasında yine 'taraf' rolü oynamaktadır; yargıyı yine etkilemeye çabalamaktadır.

Tutumu ve konuşmalarıyla, AKP lideri, 'Kapatma Davası'nı ortadan kaldırmaya çabalarken Ergenekon konusunda sonuna dek soruşturmayı destekleyeceğini açıkça söylemektedir.

Oysa Başbakan'ın Ergenekon soruşturmasında destek olması, tahkikatı yürüten savcılığı da müşkül duruma düşürmektedir; sanki yukardan talimat ya da baskı üzerine soruşturmayı yürüttükleri sanısına veya suçlamasına yol açmaktadır.
Sonuçta Başbakan Recep Tayyip'in konuşmaları ve davranışları, soruşturma dosyası üzerinde savcılığı tedirgin edecek bir şaibeyi türetmek ve ortamı yaratmak işlevini göstermektedir.


Ergenekon Dosyası'nı oluşturan şüphelilerin sivil ve asker kapsamında gittikçe çoğalan ve daha da artacak gibi görünen listesindeki adlarla Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarındaki üslup yan yana getirilip AKP iktidarının yargıyı etkileme yolundaki pervasızlığı da buna eklenince sonucu adaletin hayrına yorumlamak olanaksızlaşıyor.
AKP iktidarı yargıyı rahat bırakmalıdır.

İster Ergenekon dosyası olsun, ister kapatma davası olsun, bu kurala titizlikle saygı gösterilmelidir.
İktidar yargıyla oynamaya başlamak hevesine kapıldı mı ülkede ne huzur kalır ne de istikrar...
Türkiye'yi bugün bu huzursuzluk baştan sona sarmıştır.”

...
Yayın Tarihi : 24 Mart 2008 Pazartesi 11:53:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?