26
Mayıs
2024
Pazar
TURİZM

CASİNOLAR TURİZMİ KURTARIR MI?

Bir süredir bir taraftan tatil yapmakta, diğer taraftan da turizm üzerine yazılar yazmaktayım.

Küresel krizde doluluk sıkıntısı yaşayan sektör çılgın gibi çıkış aramakta. 12 ayın 4 ayı çalışıp 8 ayı cepten yemek sorununu 8-10 ay gibi çalışma süresine çıkarmak üzerine arayışlar devam ediyor.

Geçen hafta sizlerle paylaştığım golf ve futbol sahaları ile spor amaçlı aktiviteleri kış aylarına yaymak, kongreler, festivaller tertip etmek bu arayışlardan bazıları. Sektör, üç otuz denilecek kadar düşük "Her şey dahil" fiyatlarıyla 4 aylık sezonda zaten ciddi bir sıkıntı yaşarken boş geçen diğer 8 ayı da değerlendirmek zorunda. Bu sorunu aşamazlarsa gelecekleri hayli karanlık görünüyor.

Bu arayış onları bir noktaya odaklandırıyor.

Son 2 haftadır turizm geneli otellerin sorunları üzerine konuştuğum birçok otel yöneticisi ve sahibinin odaklandıkları bu noktanın adı casino turizmi…
Her ne kadar bu konuyu açık açık konuşmak istemeseler de konuşurken "Aman adımı yazma" deseler de cümlelerinin arasındaki gizli düşünce "keşke olsa" dozunda.

Geçmişteki Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri bu konuyu denediler. Denemeler sonucu maalesef hükümetler aciz kaldılar, mafyalar casinolara hâkim olup at koşturdular. Casinoculuğu mafyalara teslim olmadan başarı ile götüren onlarca devlet o devletlerin hükümetleri var. Devlet gibi, hükümet gibi yönetiyorlar, denetliyorlar ve vergilerini de babalar gibi alıyorlar. Hal böyle olunca o ülkelere de casino meraklısı turist akıyor ve böylece sezon 4 değil, 8 değil, 12 ay oluyor.
O zaman tek sorun, casinoları haram görmeyecek, vergilerini babalar gibi alacak, mafyalara teslim olmayacak ve tabii yandaş kollamayacak güçlü ve dürüst bir iktidar bulabilmek.

İktidar, AKP hükümetinde. Küresel kriz içerisinde turizm sektörünü fark etmeyen, teşvik paketinde ıskalayan bu iktidar sektörün bugün için açık etmekten korktuğu casino taleplerine nasıl bakar?

"Nasıl bakar" sorusuna cevap ararken konuştuğum çok sayıda turizmci bana Amerika'daki "F" tipi cemaat yapılanmasının Van'da "Las Vegas" benzeri bir casino projesi olduğunu, bu projenin hükümetin önüne konulduğunu ve hayli yol kat edildiğini fısıldadılar. Hepsi kaynaklarının çok güvenilir olduğunu söylerken birbirinden bağımsız olarak hep aynı ismi verdiler.

Bundan böyle bir taraftan turizm sektörünün sorunlarına çare ararken diğer taraftan "F" tipinin "Van Vegası"nı takip edeceğiz. Las Vegas'ın artı 40 derece sıcaklığı ile Van'ın eksi 40 derece sıcaklığı arasında nasıl bir bağ kurdular bilemem ama konuyu takipte fayda var.

Olmaz olmaz demeyin, olur mu olur!

Hem de öyle bir olur, öyle bir takiyye uydurulur ki bizlere "pes ki pes" demek kalır.

Antalya'da bazı otel yöneticisi ve sahipleriyle görüşmeler yapmak üzere geziyorum.
Yolum Belek'te Belek Turizm Yatırımcıları Birliği'ne (BETÜYAB) düşüyor. Orada yetkililerle buluşacak, bölge turizm değerleri hakkında bilgiler alacağım. Arabamı park ederken gözüm aynı bahçede bir cami, bir kilise ve bir sinagoga takılıyor.

nce bu üç farklı dini ifade eden şirin dini mekânlara bir anlam veremeyip yadırgıyorum. Daha sonra yetkililerden bilgi alınca çok hoşuma gidiyor.
Başbakanlık'ın talimatı ile "Dinler Arası Diyalog ve Avrupa Uyum Yasaları" bağlamında böyle bir güzellik düşünülmüş. "Üç dini temsil eden ibadethanelerin hepsi aynı bahçede konuşlansınlar, her din mensubu ibadetini aynı ortamda serbestçe yapabilsinler" denilerek 3 küçük ibadethane yan yana inşa edilmiş.
8 Aralık 2004'te Başbakan tarafından açılan bu mekânın adına "Hoşgörü Bahçesi" denilmiş.

Böylesi bir güzellik dünyada bir tek Türkiye'de, Antalya'nın Belek ilçesinde BETÜTAB'ın bahçesinde var, başka yerde yok.

Açılışlarında tüm cemaatler dini liderleri önderliğinde dini ayinlerini yerine getirmişler. Sonrasında kilisede seyrek zamanlarda ayinler yapılmış, geçen yıl Ortodokslar Rusya'dan bir Ortodoks papaz getirerek paskalyalarını kutlamışlar. Sinagogda ise en son dini ayinin ne zaman yapıldığını hatırlayan yok. Kilisenin ve sinagogun devamlı papazı ve hahamı yok. İstek olursa Antalya veya Alanya'dan getiriliyor. Camide bir imam var, imam aynı zamanda turist rehberliği yapıyor ve o da cemaatini cumadan cumaya görebiliyor.

Çevredeki otel yöneticileriyle konuşuyorum, böyle bir mekânın olduğunu biliyorlar fakat müşterileri konudan habersizler. Otellerde tur ilanları dolu ama "Falan yerde kilise veya sinagog var, kutsal günlerinizde veya dilediğinizde dini vecibelerinizi yerine getirebilir, hatta evlenebilirsiniz" anlamında bir ilan bir bilgilendirme yok.
Oysa turistler bu imkânı bilseler, belki dini vecibe için belki evlenme anlamında değerlendirebilirler ve turizm anlamında yeni ve farklı bir kulvar açılırken dinimizin üç dine yaklaşımı da vurgulanarak olumlu bir imaj kazanılabilir.

Adı "Hoşgörü Bahçesi veya Dinler Bahçesi" olan ve üç dini aynı bahçede buluşturan bu güzel düşüncenin göstermelik değil, daha birçok turistik bölgede yinelenmesi ve ülkemizi ziyaret eden turistlerin bilgilendirilmesi gerekir.
Bu dini mekânlar amaçlandığı gibi değerlendirilemezlerse "Hoşgörü Bahçesi" adı "Boşgörü Bahçesi"ne dönüşecek ve çok güzel bir öngörüyle yapılan bu bahçeden beklenen sonuç alınamayacak.

Tatilim bitti, uzattım.

Bu, iş hayatından bir süre daha uzak kalacağım ve tatil yazılarıma devam edeceğim demek!

Şevket Sürek - Referans
Yayın Tarihi : 16 Temmuz 2009 Perşembe 17:18:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?