19
Mayıs
2024
Pazar
TURİZM

EGE'DE BİR ANADOLU KENTİ: KAVALA

Kavala tepelere kurulmuş bir kent, önünde ise Ege uzanıyor. Anadolu'dan izler taşıyan kentte, Kavala Kalesi, Mehmet Ali Paşa Müzesi görülmesi gereken yerler. Mavi bayraklı plajlara ise söyleyecek söz yok.

Kavala, deyince akla ilk önce ve en sonra aynı şey geliyor: Tarih. I. Murat zamanında Osmanlı topraklarına katılan kentte, o dönemin izleri hâlâ taptaze. Fetihten sonra, Anadolu'dan getirilen Saruhan Türkleri kente yerleştirilmiş, Cumhuriyet'ten sonraki mübadeleye kadar da yüzlerce yıl Kavala'da yaşamışlar.

KANUNİ'DEN KALMA SU KEMERİ
Kavala, İpsala sınır kapısına iki saat uzaklıkta. Şehre girer girmez, ilk dikkati çeken İstanbul'dakileri anımsatan ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan su kemerleri. Sanki kent yıllara meydan okuyan bir kadın, kemerler de o kadının boynundaki paha biçilmez gerdanlık. Kentte yerleşim daha çok tepelere kurulmuş, bu haliyle Mardin'e çok benziyor. Zaten en yüksek tepede bulunan ve ışıklandırılmış haliyle gece, bu benzetmeyi hayli doğrulayan kale de bunun kanıtı. Kavala Kalesi şehre kuş bakışı bakmak isteyenlerin ve tarih meraklılarının ilgi odağı. Ayaklarınızın altında Ege Denizi'nin kucağında bir şehir ile karşıdaki adalar inanılmaz bir huzur veriyor. Kentte kalenin yanı sıra, Kanuni'nin damadı da olan Sadrazam İbrahim Paşa tarafından yaptırılan eski adıyla Maktul İbrahim Paşa Camii yeni adıyla da Agios Nikolaos Kilisesi görülmesi gereken yerlerden.

MEHMET ALİ PAŞA'NIN İZLERİ
Mısır'a hükümdar olan ve Osmanlı'yla yaptığı savaşlarla bilinen Mehmet Ali Paşa da adından müsemma Kavalalı. Paşanın doğduğu ve şehirden ayrılana kadar yaşadığı ev, bugün hâlâ dimdik ayakta ve müze olarak ziyaretçilere açık. Evin hemen yanında da paşanın at üstünde heybetli bir heykeli yer alıyor. Sokağın adı da Mehmet Ali Sokağı, zaten heykelin altında da 'Osmanlı'ya isyan eden Mısır Kralı Mehmed Ali' ifadesi yer alıyor. Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan ve bugün otel olarak hizmet veren külliye binası da tarihe direnen yapılardan. Restore edilen bina halen Mısır hükümetinin vakıf malı olarak tescilli, zaten girişinde de Mısır ve Yunan bayrakları birlikte dalgalanıyor. Elbette Kavala tarihle iç içe bir kent ama aynı zamanda mavi bayraklı plajlarıyla da dünya çapında bir ilgi odağı. Tertemiz, turkuvaz rengi deniziyle plajlar, 70 bin nüfuslu bu kentte önemli bir turizm geliri. Limanın önündeki lokanta ve kafeler ise Ege mutfağından taptaze deniz ürünlerini tatmak için ideal yerler, tabii Yunanistan'da ünlü siesta saatlerinden sonra. Yunanca ya da başka herhangi bir yabancı dil bilmiyorsanız, sakın endişelenmeyin. Kentte Türkçe bilen ya da en azından kulağına çalınan çok fazla insan var, bunlardan önemli bir kesimi de garsonlar. Mönüde adını bilmediğiniz balıkların ne olduğunu sormak yerine örneğin 'hamsi' dediğinizde, kısa bir süre içinde önünüze hamsinin geldiğini göreceksiniz.

HER ŞEY ÇOK LEZZETLİ
Haşlanmış midyeyi, Yunan salatasını ve ahtapot ızgarayı özellikle öneriyoruz, yolunuz düşerse tadın pişman olmayacaksınız. Ardından da isteğinize göre eğer geceyse bir-iki kadeh Uzo, gündüz saatiyse Yunanlıların ünlü soğuk kahvesi Frape fena gitmez ya da isteğinize göre bizim Türk kahvesi dediğimiz, onların ise Yunan kahvesi olduğunda ısrar ettiği sıcak kahve. Kavala'nın adını verdiği bir yiyecek var ki, onu şehrin bütün pastanelerinde, çıkıştaki gümrük kapısında bulmanız mümkün. Biz de almadan gelmemenizi öneririz, bildiniz Kavala kurabiyesinden bahsediyoruz. Kavala'dan yakınlarınıza alacağınız en güzel hediye de, bu kurabiye olacak. Ama hatıra olarak saklamak istediğiniz bir şeylerle dönmek istiyorsanız, Kavala Kalesi'nin eteğindeki hediyelik eşya dükkânlarına da bakmanızda yarar var. Hiç çekinmeyin, oradaki satıcılar da Türkçeyi çat-pat biliyorlar ve 'komşi 3 avro' diyerek, çekingenliğinizi hemen atmanızı sağlıyorlar. Üstelik Türk olduğunuzu öğrendiklerinde, indirim bile yapıyorlar.
 

Müjgan Halis - Sabah
Yayın Tarihi : 20 Haziran 2009 Cumartesi 17:06:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?