18
Mayıs
2024
Cumartesi
TURİZM

'EV DEĞİŞİMİ' YÖNTEMİYLE TATİL

ABD'den Vietnam'a, Fransa'dan Avustralya'ya kadar pek çok ülkede üyesi bulunan ve otel parası ödemeden tatil yapmayı sağlayan Home Exchange adlı ev değişimi sistemi, şimdi www.evdegistokusu.com adresiyle Türkiye'de. Sitenin Türkiye temsilcisi Mirey Messayeh ise üç yılda sekiz kez ev değiştiren bir üyesi

ABD'li iş adamı Ed Kushins, bundan sekiz yıl önce Home Exchange (ev değişimi) adlı bir internet sitesi kurdu. Seyahati seven ve bu siteye üye olanlar, yaşadıkları yere göre dünyanın öbür ucundaki başka seyahat tutkunlarıyla evlerini değiştirebiliyor ve sadece yol parası ödeyerek tatil yapabiliyor. Bu site bir süredir Türkiye'deki bazı seyahati seven kişilerce de biliniyordu aslında ama geçtiğimiz günlerde sitenin ülkemizdeki nadir üyelerinden biri tarafından Türkiye temsilciliği alındı ve Türkçe yayına da başladı. Üç yılda sekiz kez ev değiş tokuşu yapan ve "Bu site benim hayatımı değiştirdi," diyen Mirey Messayeh ile sistemin detaylarını konuştuk.

-Siteye ne kadar zamandır üyesiniz?
- Üç yıl önce emekli oldum. En yakın arkadaşım, bir gazetede bu sistemle ilgili bir yazı görmüş. 'Bu, Mirey'in yeni yaşamına çok uygun bir şey,' diyerek kesip saklamış. Ben de görür görmez hemen üye oldum sisteme.

- Bu süre içinde nerelere gittiniz?
- İlk olarak yılbaşı için Floransa'ya gitmiştim. Bizim Teşvikiye evleri gibi yüksek tavanlı, uzun koridorlu bir ev çıktı karşıma. Evin sahibi karı-koca da bana geldi.

- Aynı tarihlerde mi?
- Evet. Ama kendi aranızda anlaşırsanız, farklı tarihlerde de olur. Çünkü özellikle Avrupa'da birçok kişinin ikinci bir evi oluyor, birini size ayırıyorlar, daha sonra da onlar, uygun olduğunuz zaman size geliyor.

- Sizin ilk deneyiminiz nasıldı?
- Biraz tereddütlüydüm. Dedim ki 'Bir gün burada kalayım, onları karşılayayım, tanışayım...' Ertesi gün gittim onların evine. Ama ondan sonra bir daha hiç böyle bir şeye gereksinim duymadım. Çünkü bu sistem karşılıklı güven ve saygıya dayalı.

- Bir garanti, sigorta yok mu?
- Sitenin bir sigortası var, 2 bin 500 dolara kadar. Sizin değiş tokuşunuza üç gün kala vefat, yangın gibi bir durum olursa, karşılıyor.

- Hırsızlık durumu için?
- Yok. Ama bugüne kadar hiç kimsenin başına böyle bir şey gelmemiş. Sekiz senelik bir sistem bu. Hasar verme durumu da yok, kayıtlara geçen. Herkes birbirinin evine karşı son derece özenli. Bu tamamen kişisel medeniyet ölçünle ilgili. Bu siteye üye olanların tek amacı seyahat etmek, seyahat eden insan da belli bir medeniyet seviyesinde oluyor genellikle.

- Üyelerin profili nasıl?
- Genele baktığında üniversite mezunu insanlar. Akademisyenler, emekliler, evden işini yürütenler var. Bana ilk gelen çift çok şekerdi. Ben DVD meraklısıyımdır. İyi de bir arşivim olduğunu düşünürüm. Onların evine bir gittim, adam bir odayı DVD'lere ayırmış.

- Peki size nasıl avantajları oldu bu sistemin?
- Benim hayatımı değiştirdi. Emekli olduktan sonra hayatımdaki en önemli şey seyahat etmekti. Zaten çocukluğumdan beri ailece hep seyahat ederiz biz. Bu sistemde sadece uçak biletini alıyorsun. Ve kendi evinde harcadığın parayı harcıyorsun orada. Benim gibi bir insan için dünyanın en güzel şeyi...

- Gittiğiniz yerleri anlatıyordunuz...
- Floransa'yla başladım, 12 gün kaldım o evde. Çok güzel geçti. Sitede tanımlanan evin aynısıydı, onda da hiç yalan yok. 'Sokağımızın ucunda otobüs durağı var, üç adımda durağa gidip otobüsle Duomo'ya gidiyorsunuz,' diye yazıyordu. Gittim, hakikaten öyle. Sonra Barcelona'ya gittim. Küçük bir çatı katıydı. Ana caddeye çok yakındı ve çok rahattı. Mesela banliyöde bir ev istemiyorum ben, şehir içinde tercih ediyorum. Barcelona'dan sonra Avignon'da üç hafta kaldım.

- Üç hafta da kalabiliyorsunuz yani...
- Ne kadar istersen. Kimi altı ay veriyor. Senin şartlarına göre. Ondan sonra Buenos Aires'e, Sydney'e gittim. Paris'e de iki kere gittim.

- Üç hafta kalınca otel parasından daha da çok kâr ediliyor tabii.
- Evet. Bir de mesela ben Sydney'de üç hafta bir otel odasında kalmak istemezdim. Çok sıkılırdım. Ev çok daha rahat bir yaşam alanı. Mesela Sydney'de inanılmaz sinema kanalları vardı. Sonra, evden çıkıyordum üç adım sonra Sydney'in en trendy kafe ve restoranlarının olduğu caddeye çıkıyordum. Ayrıca evde kendi yemeğini de pişirebiliyorsun. Bu hem maddi olarak daha avantajlı hem de insan bir süre sonra dışarıda yemekten bıkıyor. Yani ben gittiğim hiçbir yerde yabancılık hissetmedim, anahtarı çevirip eve girdiğim andan itibaren adapte oldum. Üstelik bazı insanlar o kadar iyi niyetli ki, köpeğim olduğunu öğrenip bana 'Onu da getirebilirsiniz,' ya da 'Biz hayvanları çok severiz, isterseniz bırakın biz bakalım,' diyenler bile oldu.

ÇOCUKLU AİLELER PUSET BİLE GETİRMİYOR

Nasıl tanıtıyorsunuz sitede evinizi?
- İstediğiniz kadar fotoğraf koyuyorsunuz. İstediğiniz uzunlukta da ev tanımını yapıyorsunuz. Sokağınızı, mahallenizi, şehrinizi de anlatıyorsunuz. Nereye yakın, nerede ne var? Ne kadar yazıyorsanız da seçilme şansınız o kadar artıyor. Bir de sitede güvenlik açısından şöyle bir sistem var: Senin tanıtımında ne ismin, ne mailin belirtiliyor. Mahremiyeti korumak için.

- Peki nasıl oluyor?
- Senin ilk mailin sitenin mail sisteminden gidiyor. Sonra evi beğenen kişiler sana mail yolluyor. Sen ilgilenirsen, o zaman kendi mailinden o kişilere cevap veriyorsun ve kendi aranızda yazışarak devam ediyorsunuz.

- Tarihleri nasıl ayarlıyorsunuz?
- 'Size hangi tarihler uygun?' diye soruyorum. Örneğin yılbaşında istiyorlar, ama yılbaşı bana uygun değil. O zaman ya başka tarihte anlaşıyoruz ya da 'Siz gelin, ben başka bir tarihte size geleyim,' diyorum. Hiç olmazsa da vazgeçip başka üyelerle görüşüyorsun.

- Kişi sınırı var mı?
- Her şey sizin aranızda. Mesela benim evim iki kişilik, üç kişi alamam, onu belirtiyorum. Çocuklu aile istemiyorum mesela, onu da belirtiyorum. Ama çocuklu aileler de birbirleriyle değiş tokuş yapabiliyor. O zaman puset getirmiyorsun, oyuncak getirmiyorsun, o da avantaj oluyor. Mesela ben Sydney'e gittiğimde, normalde aynı tarihlerde değiş tokuş yapacaktık. Ben gittim ama bana gelecek kızın annesi rahatsızlandı. Ben yazın zaten Bodrum'da oluyorum, o da istediği bir tarihte gelecek. İki defa da şöyle oldu; ben gittim ama onlar bana gelmediler. Buenos Aires'teki çift, bebek beklediğini öğrendi ve doktoru kızın uçağa binmesine izin vermedi. Paris'te evine gittiğim biri de bir hafta kala mail attı, 'Ailevi sorunlarımız çıktı, siz gelin ama biz gelemeyeceğiz,' diye.

- Peki böyle bir durumda bebek bekleyen ailenin hakkı saklı kalıyor mu?
- Anlaşma ikinizin arasında. Anlaşırsan üç yıl sonra da gidebilirsin. Doğumdan sonra bir ara eşiyle birlikte gelmek isterse gelebilir tabii ki.

PERU'DAN DAVET VAR

Bu siteye üye olursak nerelere gidebiliriz?
- 130 tane ülke var. Nereye gitmek istiyorsan oraya gidebilirsin. Mesela dün bana Peru'dan bir değiş tokuş teklifi geldi. Hiç aklımda yoktu orası ama neden olmasın? Kışın da ya Meksika ya da Costa Rika'ya gideceğim mesela.

- Üyelik ücreti ne kadar?
- Bir yıllık ve üç aylık üyelikler var. Bir yıllık üye olursanız, aylık 15.95 TL'den yıllığı yaklaşık 191 TL. Üç aylık üye olursanız da ayda 24.95 TL'den yaklaşık 74 TL'ye geliyor. Bir de bu sitenin Gold üyeliği var. Sadece lüks evler oluyor. Filmlerde gördüğümüz multimilyarderlerin evleri.

ANAHTARLAR POSTA İLE YOLLANIYOR

Başka Türk üye var mı?
- Evet. Şimdi siteyi Türkçeye çevirdim. 40 kadar Türk üye var.

- Evlerin denk olması gerekiyor mu?
- Her şey size bağlı. Mesela ben bir kere Bodrum'daki evimi değiştirdim, Avignon'daki bir çiftle. Benim evim 70 metrekare. Ben bir gittim kocaman, havuzlu bir villa. Arabaları da değiştik.

- Anahtar teslimi nasıl oluyor?
- Anahtarlar postayla yollanıyor önceden. Arabayı da havaalanına bırakıyorsun.

- Gideceğiniz evin düzenini nasıl çözüyorsunuz?
- Herkes önceden bir klasör hazırlıyor: Evin alarmı nasıl çalışır, televizyon nasıl açılır? Eve gelince boş dolabı doldurman gerekiyor hemen, o yüzden en yakın marketlerin yerini yazıyorsun. Restoran, kulüp gibi broşürleri toplayıp bırakıyorsun. Evden ayrılırken de nasıl bulduysan öyle bırakıyorsun.

- Hiç ilginç bir şey oldu mu değiş tokuşlarınız sırasında?
- Benim Bodrum'daki arabam biraz eski. Avignon'dan gelen kadın bir gün beni aradı, su kaynatmış araba. 'Bende de yapıyor bazen. Gidin şurada tamirci var, yaptırın,' dedim. 130 avro karşılığı tutmuştu, o parayı masada bırakıp döndüm ben de. Gidip arabayı çarpsaydı kendisi yaptırırdı ama. Her şey karşılıklı saygıyla çözülüyor.

AHBAPLIK KURANLAR BİLE VAR

- Siz temsilciliği nasıl aldınız?
- Bir gün oturuyordum evde, mail geldi, 'Bizimle çalışmak ister misiniz?' diye.

- Nasıl seçiyorlar birlikte çalışacakları temsilcileri?
- Sadece üyeler arasından seçiyorlar. Özellikle de iletişim sektöründen gelenleri tercih ediyorlar. Ben herhalde Türkiye'de değiş tokuş sistemini en çok kullanan üyeydim. O da bir kriterdi tabii. Çünkü siteyi iyi anlamalısın ki iyi tanıtabilesin.

- Kaç ülkede temsilcilik var?
- 13 ülkede. Yeni giren ülkeler Polonya, Çin ve Türkiye.

- Arap ülkelerinden üye var mı mesela?
- Fas var, Birleşik Arap Emirlikleri var...

- Ahbaplıklar kuruluyor mu hiç?
- Kuruluyor. Ben ahbaplık kurmak üzere bu siteyi kullanmıyorum. Ama kuranlar var. Siteyi Türkçeye çevirirken gördüm, 10 yıldır görüşenler var. Ben değişim yaptığım insanlara yılbaşında mail atıyorum sadece.

Melis D. Çalapkulu - Sabah
Yayın Tarihi : 26 Haziran 2010 Cumartesi 21:23:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?