20 Temmuz tarihinde bu köşede turizm sektöründeki "Her şey dahil" fiyatlandırma politikası üzerine yazdığım yazının bir bölümünde Güney California'nın San Diego şehrindeki Rancho Bernardo Inn Oteli'nin (www.ranchobernardoinn.com) survivor paketinden ve bu paketin "Her şey hariç" özelliğinden bahsederek "Neden olmasın, Türkiye'de de denenebilir" şeklinde bir yorumda bulunmuştum.
Gördüm ki "Her şey hariç" örneğime turizm siteleri ve internet ortamında hayli ilgi duyulmuş. Birçok bağımsız site ve turizm siteleri konuyu sayfalarına koyarak okurlarıyla paylaşmış; çok sayıda okur da yorumlarıyla katılmışlar. (Ama bazı siteler önemli bir hata yaparak otelin Brezilya'nın San Paola şehrinde olduğunu yazmış. Oysa otel ABD'nin Güney California eyaletine bağlı San Diego şehrindedir.)
Bu yoğun ilgi, turizm sektöründe "Her şey dahil" sisteminin sonuna gelindiğini ve artık çok ciddi bir şekilde çıkış arandığını, bu nedenle uygulaması kolay olmasa da "Her şey hariç"ten çok şey beklenildiği intibaını verdi.
Gelin yazımdaki, "Her şey hariç" uygulamasını kısaca hatırlayalım, sonra da üzerinde laflayalım.
Paketteki ilk çıkış fiyatı 219 dolardan başlıyor. "Kahvaltı istemem" derseniz fiyat 199 dolar, mini bar ile ilgilenmezseniz fiyat 179 dolar, "Klimasız oda isterim" derseniz fiyat 159 dolar şeklinde azalarak, istemedikleriniz oranında 219 dolarlık fiyat, 19 dolara kadar düşebiliyor.
Soru şu: "Her şey hariç" Türkiye'de uygulama alanı bulabilir mi, uygulanabilirse nasıl ve ne sürede başarılı olunur?
İlk bakışta cevabı basit görünen bir soru bu.
"Her şey dahil" paketi uzun bir süreçte hangi aşamalardan geçerek günümüzdeki uygulamasına geldiyse, o süreçteki filmi geriye sarma misalinde bir hal yolu bulunabilir gibi bir basit görüntü verse de gerçekleşmesi o kadar kolay değil.
"Her şey dahil"deki kapsama alanında olan tüm imkânlar bahse konu olan otelin "Her şey hariç" paketindeki gibi tek tek fiyatlandırılır ve küresel krizde tasarruf peşinde olan müşterinin önüne seçenekler halinde konulabilir.
"Klimalı oda isterseniz fiyat budur, klimasız isterseniz fiyat bu. Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği dahil fiyatlar şu, her biri ayrı ayrı fiyatlandırıldığında fiyatlar bu" gibi. "Yatak çarşafları haftada bir gün değiştirilirse fiyat şöyle, her gün değiştirilirse fiyat böyle" gibi. "Sıcak su ve duş fiyatı budur, sıcak susuz banyosuz fiyat şudur. Şampuanı, saç kremini, sabunu müşteri getirirse fiyat budur, otele aitse fiyat şudur" gibi. "Yerli içki dahil şu fiyat, yabancı içki dahil bu fiyat, tüm içkiler hariç başka fiyat" gibi...
Böylece, "Her şey dahil" filmi geri sarılarak, paketteki her şey ayrı ayrı fiyatlandırılırken müşterinin önüne çok çeşitli fiyat seçenekleri konulabilir ve istenilen geceleme doluluğu sağlanabilirken verilen hizmet ve emeğin ederi de alınabilir.
Tabii bu cesareti gösterebilecek otelin "Her şey hariç" özelliğinde personel şekillenmesi, mimari yapısı, hizmet şekli, yemek, içki servisi ve diğer yönetim elemanları açılarından özel donanımlı olmaları, detaylı bir organizasyon şeması hazırlamaları gibi belli şartlar ve belli bir geçiş süresine ihtiyaçları olacak. Tur operatörleri ve seyahat acentelerinin o otelin özelliklerine göre organize olmaları ve biraz karmaşık görünen bu servisi müşterilerine çok iyi anlatabilmeleri gerekecek.
Ayrıca, önlerinde acımasız bir rekabet ortamı olacağı ve uygulama öncesinde hayli yadırganacağı ve özellikle topyekün hareket edilmemesi halinde başarılı olmanın zor olacağı peşinen kabul edilmeli.
Turizm sektörünü bilenlerin şimdi bana, "Bekâra karı boşamak kolay" dediklerini duyar gibiyim.
Hatta "3 turizm yazısı yazdın, kendini turizm gurusu mu sanıyorsun?" şeklinde soranlar dahi olabilir.
Asla, amacım ne kolay boşanmadır ne de guru olmak gibi haddini bilmezliktir.
Tüm çabam 30 gün sürede sektör üzerinde yaptığım araştırmalar ve bu sürede yaşanan sorunları onlarla beraber yaşayan bir işadamı olarak "Turizm sektörü için ne yapabilirim" düşüncesidir o kadar.
Turizm sektörünü, milyarlarca dolar yatırım yapan, yoğun istihdam yaratan, ülkeye ciddi döviz kazandıran, ülkemizi tanıtan; kendisiyle birlikte yaklaşık 45 yan sektöre hayat veren, turizmi çok önemli bir sektör olarak gören ve "Bu sektör ayakta kalmalı ve bu hayatiyeti gelişerek devam etmelidir" düşüncesinde olan bir işadamı ve yazarım.
"Her şey dahil"den, "Her şey hariç"e geçebilmek akşamdan sabaha halledilecek bir konu değildir.
İnce eleyip, sık dokumak anlamında detaylı planlama; her şeyden önce niyet ve cesaret gerektiren bir çıkış olacaktır bu çaba.
"Her şey hariç"i önceki yazımda da değindiğim gibi, denemeye değer buluyorum ve bir kere daha "neden olmasın" diye soruyorum.