25
Nisan
2024
Perşembe
TURİZM

REKOR KIRAN FİLM VE KİTAPLAR TURİZMİ PATLATIYOR

Dünya genelinde çok satan kitaplar ve yüksek gişe yapan filmler, doğduğu bölgede turizm sektörünü de canlandırıyor. Öyle ki, kitaba ya da filme mekân olarak seçilen yerlerde turist sayısı ikiye katlanırken, işletmeler de bölgede özellikle karakterlerin isimleriyle restoran ve kafe açmakta yarışıyor...

 

Her ülkenin, her şehrin, her kasabanın tarihi ve kültürel zenginlikleri turistler üzerinde çekici bir etki yaratıyor. İnsanları geçmişten bugüne yolculuğa çıkartan tarihi mirasını korumuş Roma, Rönesansın beşiği Floransa, Bizansın ve Osmanlı’nın izlerini birarada taşıyan İstanbul gibi dünyanın birçok şehri turistlerin cazibe merkezi oluyor. Ancak son yıllarda çekilen filmlerin ve kitapların da ülkelerin ve şehirlerin tanıtımına büyük katkısı olduğu görülüyor.

Emirates Havayolları’nın dergilerinden Portfolio’da yayımlanan bir incelemede tarihi ve kültürel değerlerin yanında o ülke ya da şehrin mekan olarak seçildiği kitaplar ve filmlerin de o bölgeyi turistler için nasıl bir çekim merkezi haline getirebileceği anlatılıyor.

Hükümet destek veriyor
Örneğin, yüzlerce yıl önce Transilvanya’da yaşayan ve Karanlıklar Prensi olarak bilinen ‘Drakula’ ile ilgili çekilen film bölgede turist akınına neden oldu. ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesinde de (The Lord of the Rings) aynı durum söz konusu. Tolkien’in üçlemesinden etkilenen izleyiciler Yeni Zelanda’ya akın etti. 2000-2007 yılları arasında Yeni Zelanda’ya gelen turist sayısı 1.7 milyondan 2.5 milyona yükseldi. Ayrıca, Yeni Zelanda hükümeti de filmi çeken New Line Cinema adlı şirkete etkin bir dağıtım için 2.4 milyon dolarlık katkı yaptı.

Nicole Kidman’ın 100 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Australia filmi, Avustralya kıtasının 1986 yılında ‘Crocodile Dundee’ ile başlattığı ve ‘Come and say G’day’ adlı film ile sürdürdüğü kampanyasına olumlu bir katkı yaptı. Tourism Australia Genel Müdür Yardımcısı Buckley, Avustralya ile ilgili yazı ve haberlerin 580 milyon kişiye ulaştığını belirtiyor. Buckley’e göre, dünyanın her yerinden on milyonlarca kişi de filmi izleyerek, kıtanın doğasını ve insanlarını tanıdı.

‘Mamma Mia’ düğünü!
Bir filmin bir yöreyi en hızlı ve inanılmaz ölçüde etkileyeceğine en büyük kanıt ise ‘Mamma Mia!’ Ege Denizi’nin 4 bin 600 nüfuslu uyuklayan adalarından Skopelos’ta çekilen film en çok gişe yapan müzikal film unvanının sahibi oldu.
Filmin turizme katkısı da ihmal edilemeyecek kadar büyük. Adada turizm acentası olan Mahi Drossou durumu “Britanya, Macaristan ve Avustralya’dan adada evlenmek, arazi almak, parti düzenlemek isteyenlerden telefonlar geliyor. Hatta bir çift de filmdeki evlilik sahnesinin geçtiği plajı kendi evlilik törenleri için rezerve edip edemeyeceklerini sordu” sözleriyle özetliyor. ‘Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini’ filmi de Kefalonya Adası’nın tanınırlığını artırmış ve çok sayıda turist çekmiş. Filmler çekilmeden önce yalnızca kitaplar bile yöreyi meşhur edebiliyor. James Joyce’un baş yapıtı Ulysses’i beyaz perdede çözmek kolay olmasa bile Dublin’de kitaptaki önemli mekanların gezdirildiği turlara ilgi büyük.

Gangster turuna ilgi arttı
Mario Puzo’nun romanı ‘The Godfather’ın filminin çekildiği küçük Sicilya kasabası Corleone da, filmin önemli bölümü adanın doğusundaki Savaco’da geçmiş olsa bile ün kazandı. Sokaklar Il Padriona marka şarap satan kafelerle doldu. Gangster turlarına ise büyük ilgi var.

Dan Brown’ın ‘Da Vinci Şifresi ‘adlı kitabı ve kitaptan uyarlanan filmi de Avrupa’da mini bir turizm sanayi yarattı. İskoçya, Paris ve Londra’da kitap ve filmdeki kiliseleri, katedralleri, heykellerin bulunduğu yerleri kapsayan turlara büyük ilgi var. Dan Brown’ın geçtiğimiz yılın mayıs ayında filme çekilen romanı ‘Melekler ve Şeytanlar’ da, ‘Da Vinci Şifresi’nin Paris, Londra ve İskoçya için oynadığı rolü Roma için oynamış görünüyor.

Roma Turizm İdaresi yöneticilerinden Patrizio Prestipino, “Bu bedava bir reklam. Böyle bir film yüzde 6 düşen Amerikalı turist sayısını yeniden artırabilir” diyor. 78 dolar ödeyerek filmdeki mekanları içeren ‘Karanlık Roma’ adlı turdan almak mümkün ve bu turlara da büyük ilgi gösteriliyor.

Harry Potter rekoru
Bir de kitabınızın veya filminizin ‘Harry Potter’ gibi bir kahramanı varsa yöreniz sonsuza kadar unutulmazlar arasına giriyor. ‘Harry Potter’ filmlerinde sihirbazlık okulu Hogwarts olarak adlandırılan Northumberland’daki Alnwick Şatosu’nu ziyaret edenlerin sayısı o günden buyana yüzde 120 oranında arttı. Bölgenin İngiliz ekonomisine yıllık katkısının 3.9 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Britanya Film Konseyi üyelerinden John Woodward, insanların filmlerde gördükleri yerlere akınlarının yıllarca sürebildiğini söylüyor ve buna örnek olarak ‘Trainspotting’ filmini gösteriyor. Woodward’a göre, filmin gösterime girmesinden 12 yıl sonra bile Corrour tren istasyonuna ilgi devam etmiş.

Bu arada kitap ve filmlerin turizm üzerindeki etkisini gören ülkeler de harekete geçti. 2008 yılında Afrika ülkelerinden Botswana 5 milyon dolara ‘The No 1 Ladies’ Detective Agancy’ adlı bir BBC filminin sponsoru oldu. Kahramanları arasında Botswanalı hayali bir özel dedektif olan Mma Ramotswe’nın da bulunduğu filmi Britanya’da 6.3 milyon kişi izledi ve yayın hakları HBO’ya da satıldı. Filmin çekildiği Botswana böylelikle Britanya’da tanınarak, filmcilerin tercih ettiği bir mekan haline geldi. (Radikal)

Filmlere ev sahipliği yapan oteller de doluyor
* ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesinin mekânı olan Yeni Zelanda, 2011 ve 2012’de gösterime girecek J.R. Tolkien’in iki bölümlük ‘Hobbit’ kitabının filmine de ev sahipliği yapacak.

* ‘Slumdog Millionaire’, Bombay’ın tüm dünyada tanınmasını sağladı. Yabancı ülkeler Hintli turistleri çekebilmek Bollywood’lu yapımcıların eserlerinin bazı bölümlerinin kendi şehirlerinde çekilmesini sağlamak için teşvik veriyor.

* Geçen yıl Avrupalı tur şirketleri ‘Sex and The City’ turları düzenledi. ‘Dirty Dancing’ filminin izleyicileri Virginia’da Mountain Lake Hotel’de yer ayırtıyor. Dünyada çoğu insan zaten bu ülkeyi hiç ziyaret etmemiş olsa bile Hollywood prodüksiyonlarından tanıyor.

* Filmlerdeki oteller de önemli turistik noktalar haline geliyor. Hitchcock’un ‘Vertigo’ filmini çektiği 1920’lerin ünlü oteli San Franscisco Empire yenilendikten sonra yaniden hizmete girdi.

‘Lost in Translation’ filminin çekildiği Park Hyatt Tokyo’ya da turlar düzenleniyor. ‘Sound of Music’ (Neşeli Günler) filminin mekânlarından Villa Von Trapp da kısa bir süre önce yeniden açıldı.

Radikal
Yayın Tarihi : 14 Şubat 2010 Pazar 21:55:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?