19
Mayıs
2024
Pazar
TURİZM

Havada kriz mi?

Geçtiğimiz 2-3 hafta boyunca Amerika'da havacılık adına önemli olumsuzluklar yaşandı. Önce bakım konusunda Southwest, American, Delta, United gibi büyük havayolu şirketlerinin eksikliklerinin ortaya çikması sonucu Federal Havacılık Dairesi FAA'in şirketlere arttırdiğı denetimler ve bu nedenle uçuştan alınan uçakların oluşturduğu rötarlar.

Dr. Korhan Oyman'ın turizmdebusabah'ta çıkan yazısı.. 



Sonrasında ise Amerika'nın en yeni düşük maliyetli şirketi Skybus ile en eski şirketlerinden Aloha ve ATA havayollarının iflas istemiyle uçuşlarını durdurması.

Bunların bizden 9000 km uzakta bile olsa niye burada yazmaya değer önemli haberler olmasını birazdan açıklayacağım.

Amerika'yla aynı dönemde Turkiye'de de havacılık adına hem olumlu hemde olumsuz önemli gelişmeler yaşandı. Aynı Amerika'daki gibi bizde de THY'de bakım konusunda uygulama eksiklikleri yaşanırken diğer yandan THY'nin yeni markası Anadolu Jet'in piyasaya tanıtılması, Sky Havayolları'nın iç hatlara gireceğini açıklaması, Turkuaz adıyla çok yeni bir şirketin SHGM'den ruhsatını alması ve THY'nin Star Ittifakına resmen katılmasi gibi olumlu gelişmelerde gözlendi.

Dönelim Amerika'ya. Amerika'daki havacılık anlamında mini krizin bazı detaylarını geçtiğimiz haftalarda yazmıştım. Özellikle bakım konusunda şirketlerin maliyetlerden tasarruf etme adına nasıl bakımdan feragat ettiklerini açıklamıştım. Nitekim bunun örnekleri hemen bizde de kendini gösterdi.

Bu hafta birazda iflaslardan söz etmek istiyorum. İflasların baş nedeni sektördeki fazla kapasite ve yüksek maliyet ortamında aşırı fiyat rekabeti sonucu yitirilen finansal kabiliyetlerden kaynaklanıyor. Sözgelimi Aloha kendi sahasında MESA'nın yeni kurduğu düşük maliyetli şirketin uyguladığı fiyat rekabetine dayanamayıp altmış küsür yıl sonra iflas bayrağını göndere cekti. ATA ise yıllardır kazandığı askeri kontratları kaybetmesi sonucu zayıflayan finansal gücünü düşük maliyetli taşımacılıkla arttıramadığı için sektörden ayrılmak durumunda kaldı. Sektörün şunun şurasında 6-7 ay önce sefere başlayan en yeni şirketi Skybus ise Amerika'da neredeyse doyuma ulaşmış olan düşük maliyetli taşımacılık pazarında kendi alt pazarını belirleyemediği ve yüksek yakıt fiyatlarıyla baş edemediği için bayrağı indirmiş durumda.

Peki bizim için neden önemli bu haberler? Önemli çünkü Türkiye'nin aşırı borç yükü, sıcak paraya bağlı ekonomik yapısı, yakıtın fiyatı, rekabete yeni katılan önemli büyüklükteki filolar, düşen harcanabilir kişi başına milli gelir ve tabiki en önemlisi ciddi ölçüde artan iç hat rekabeti bizim şirketleride yakın bir gelecekte Aloha, ATA ve Skybus'un durumuna düşürebilir.

THY, Pegasus, Atlas Jet, Sunexpress, Onur, Sky (yeni aday), Izair, Anadolu Jet... Hepsi iç hatta mücadele ediyor veya edecekler, hepsinde indirimli kampanyalar ve yakıt hala artmaya devam ediyor. Bugün itibarıyla yakıt fiyatı varil başına 118.8 dolar, bir ton havacılık yakıtı ortalama 1058 dolar (dünya ortalaması/IATA websitesi), bir hafta öncesine oranla %3.7, bir ay öncesine oranla % 11 ve bir yıl öncesine oranlada %62.1 daha pahalı. Bu şartların global havacılık üzerine ekonomik etkisi bir yıl için 54 milyar dolarlık ek yük.

Amerika'daki şartların olumsuzlaşması sadece kıtayı bağlayan bir durum veya kıta havacılığına özgü birşey değil. Bizlerde bundan ciddi bir şekilde etkileniyoruz ve de dahada ciddi etkilenmeye devam edeceğiz. Bence önümüzdeki dönemde artık uçak içerisinde satılan su ile finansman veya saat başına 1-2 ton fazla yakıt harcayan MD serisi ile iç hat, THY maliyetleriyle alt şirket işletmek, yüksek maliyetli bölgesel jetlerle düşük doluluk oranlı içhat noktalarına uçuş falan hayal olacak.

Tabiki serbest rekabeti ve girişimi gönülden destekliyorum. Ancak görünen köyü de klavuzsuz bırakmak istemiyorum. Önümüzdeki dönemde Türk Havayolu sektorünü önemli yokuşlar bekliyor.

Tabiki havayolu işletmeciliği engebelerle dolu iniş ve çıkışlarla döşenmiş konforsuz bir yol. Ancak ülkedeki denetim ve alt yapı noktalarının bu dönemlerde odak noktasını kaçırmaması gerekiyor. Öncelikle denetim mekanizması olan SHGM'nin sektörün üzerinde bir hayalet gibi dolaşması ve bakım, eğitim, gibi alanlarda yoldan çıkanları hemen cezalandırması gerekiyor. Aynı bağlamda Devlet Hava Meydanları İşletmesinede (DHMİ) havaalanı tarifelerinde ülkenin şirketlerini darboğaza sokacak fiyatlandırmalardan kaçınmasını tavsiye ediyorum. Meydanları milyarlarca dolara ve gösterişli büyük terminal projelerine satarak ve de hizmet tarifelerini yüksek fiyatlardan oluşturarak devlet kasasına kas yapacağım derken özel sektörün gözünü çıkartmamaya dikkat etmesi gerekiyor DHMİ'nin önümüzdeki dönemde.

Dr. Korhan Oyman/turizmdebusabah
Yayın Tarihi : 8 Nisan 2008 Salı 19:19:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?