Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Kültür Komitesi'nin düzenlediği 'Kültür Turizmi Sempozyumlarının' 5.'si Turizm Haftası'nın resmi açılışının yapıldığı Mersin'e bağlı Tarsus ilçesinde yapıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın açılışını yaptığı sempozyumda turizmin önde gelen isimleri ile yerel yöneticiler yer aldı.
Aziz Paul Yılı nedeniyle yapılan hazırlıkların anlatıldığı sempozyuma konuşmacı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma Genel Müdürü Ayşenur İslam, TUREB Başkanı Şerif Yenen, Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serra Durugönül, Kültür–Sanat Danışmanı Hüseyin F. Tütüner, TV programcısı-gazeteci Mithat Bereket, ÇUKTOB Başkanı Tayyar Zaimoğlu, TÜRSAB Adana Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Numan Olcar katıldı. Panelin moderatörlüğünü TÜRSAB Kültür Komitesi Başkan Vekili İlhan Uçak yaptı.
GÜNAY: 37 GAZETECİ MERSİN'E GELECEK
Turizmhabercisi.com'dan Özlem Kapar'ın haberine göre; Tarsus Belediyesi Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Mersin'in potansiyelini gördük. TÜRSAB da 5. Kültür Sempozyumu'nu burada yapıyor. Turizmin önemli temsilcileri buraya geldiler. Burada hep birlikle yağı ve unu helva yapmaya çalışacağız" dedi.
Aziz Paul yılı için birkaç gün önce Fener Patrikhanesi'nden temsilcilerin Tarsus'a geldiğini ifade eden Günay, "Temsilciler sadece Katolik dünyası ile değil bu kadar eski bir azizi hep birlikte paylaşalım dediler. Katolik dünyasının duyarlılığını ilettiler. Özel konuklar getireceklerini söylediler" diye konuştu.
11 ülkeden 37 gazetecinin şu anda Türkiye'de bulunduğunu anlatan Günay "Gazeteciler 12 Nisan'da gezilerine başladılar. 19 Nisan'da Tarsus ve Mersin'de olacaklar. Aziz Paul yılı nedeniyle buradan özel haberler yapacaklar ve izlenimlerini aktaracaklar. Bir yöreye insanların gelmesini teşvik eden birinci faktör daha önce gelen insanlardan dinledikleridir. Yapılan reklamlar değil. İyi izlenimlerlerle ayrılmalarını sağlarsanız iyi tanıtım yapmış olursunuz" dedi.
Açılışta konuşan Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Karagözlü ve Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise bölgelerinin turizm konusundaki sıkıntılarını dile getirdi.
SEMPOZYUMDA KİM NE DEDİ?
'Somut kültürel miras müzeleri' kurulacak
Sempozyumun ilk konuşmacısı Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma Genel Müdürü Ayşenur İslam, bir ülkenin somut tarihi ve kültürel varlıklarının yanı sıra inançları, mutfak kültürü, gelenekleri ve göreneklerini içeren somut olmayan bir kültürel mirasa da sahip olduğunu vurguladı. UNESCO tarafından hazırlanan 'somut olmayan kültürel miras sözleşmesine' dikkat çeken İslam, Türkiye'nin 2006 yılında bu sözleşmeye imza atarak, somut olmayan mirasımızı korumak ve geliştirmek adına bazı sözler verdiğini ifade etti. İslam, Bakanlık olarak bu sözleri yerine getirmek için birçok proje hazırladıklarını söyleyerek, bu projelerden birinin somut olmayan kültürel miras müzeleri kurmak olduğunu belirtti. Bu müzelerden birinin Tarsus'ta da açılabileceğini açıklayan İslam, bu konuda turizm sektöründen bilimsel, kültürel ve maddi destek istedi.
Tarsus Belediye Başkanı Papa'ya gitsin
Hristiyanlığın doğum yerinin Anadolu toprakları olduğunu tüm dünyaya anlatmamız gerektiğini söyleyen gazeteci Mithat Bereket de, inanç turizmi konusunda Türkiye'nin elinde olan dini ürünleri kullanmakta başarısız olduğunu savundu. Tarsus doğumlu Aziz Paul'un Hristiyan aleminde büyük önem taşıdığını hatırlatan Bereket, "Ancak biz nasıl önemli topraklarda yaşadığımızın farkında değiliz. Bu topraklarda biz değil de Hristiyan bir ülke yaşasaydı, kültür turizminden aldığı pay 100 milyar dolarları geçerdi" dedi. Vatikan'ın 2008 yılını Aziz Paul Yılı ilan etmesinin çok büyük getirisi olacağına işaret eden Bereket, bu bölgeye gelen turist sayısını arttırmak için Tarsus Belediye Başkanı'na bir öneri getirdi. Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz'a Latince ya da İtalyanca öğrenerek Vatikan'a gidip Papa'yla görüşmesini öneren Bereket, Kocamaz'ın Papa'yı Tarsus'a davet etmesini istedi. Papa'nın sıcak bir dille anlatılacak bu teklifi reddetmeyeceğini öne süren Bereket, işte o zaman inanç turizminin patlayacağını savundu. Bereket, "İtalyanca öğrenirseniz Papa'yla kuracağınız dostluk daha çabuk gelişecektir" diye konuştu. Aziz Paul Yılı'nın öneminin kavranmasında medyaya da büyük rol düştüğünü ifade eden Bereket, medya kanalıyla doğru bilgilendirilme yapılarak halkın bilinçlendirilmesinin sağlanabileceğini belirtti.
Kültür–Sanat Danışmanı Hüseyin Fazıl Tütüner ise, Mersin'in kültürel zenginliklerini aktardığı konuşmasında uluslararası kültür, sanat, tarih etkinlikleri sayesinde bu kentin bir dünya kenti olma yolunda ilerlediğini söyledi.
Turlar neden bu kadar kısa?
TUREB Başkanı Şerif Yenen de rehberlerin turizm içindeki önemine değinerek başladığı konuşmasında, Mersin ve çevresine yapılan turların neden bir günle sınırlı kaldığı konusuna açıklık getirdi. Türkiye'ye gelen kültür turistlerinin ortalama kalış sürelerinin iki hafta, en çok da üç hafta olduğunu belirten Yenen, bu kısa süre zaman içinde turistlere ülkemizin zengin tarih ve kültür ürünlerini bir buket yaparak sunmak zorunda olduklarını, bu nedenle de örneğin Tarsus'ta sadece Aziz Paul Kuyusu'na ya da Kilisesi'ne gidebildiklerini kaydetti. Ancak turlarda rehberlerin her gittiği yörenin yerel ekonomisine kaktıda bulunmak amacıyla molalar verdiklerini, turistlerle yerel halkı tanıştırdıklarını kaydeden Yenen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarsus ve çevresinin turizm açısından iki önemli şansı var; biri Aziz Paul, diğeri de limanlara yakınlığı. Dünyada değişen turizm trendlerinde kruvaziyer turizmi öne çıkıyor. İnsanlar artık gittikleri her ülkede valiz boşaltıp dolduracağı otellerde kalmak yerine gemileri tercih ediyor. Kruvaziyerlerle seyahatler çok daha pratik. Bu kitleyi ülkemize çekmek istiyorsak Tarsus'un da dahil olduğu kruvaziyer turları düzenleyebiliriz. Devlet artık sadece otel yatırımlarını teşvik etmemeli, bu gibi alternatif turizm ürünlerine teşvikler verilmelidir."
Kazacak daha çok yer var
Kültür turizminin temelinde arkelojinin yattığını vurgulayan Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serra Durugönül ise Mersin ve çevresinde yapılan kazılar ve ortaya çıkarılan tarihi yapılarla ilgili verdi. Kilikya bölgesinde her 2-3 km.'de bir antik kent bulunabileceğini savunan Durugönül, Tarsus'ta da yapacak daha çok kazı olduğunu ifade etti. Kendilerinin üniversite olarak bu kazılara talip olduğunu açıklayan Durugönül, bu konuya devletin bütçe ayırması gerektiğini kaydetti.
Herkes giderken Mersin'e biz gitmeyelim tersine
Çukurova Otelciler Birliği Başkanı Tayyar Zaimoğlu ise, Tarsus'a yapılan inanç turizmi turlarına Kapadokya'nın da dahil edilebileceğini söyledi. Mersin'deki turizm olanaklarından kısaca söz eden Zaimoğlu, Kız Kalesi bölgesinin sadece iç turizme değil dış turizme de açılması gerektiğini belirtti. Mersin'in Antalya ve İzmir gibi bir turizm merkezi olması için Bakanlıktan destek isteyen Zaimoğlu, yurtdışında yapılan fuarlarda Mersin'in de tanıltılmasının faydalı olacağını kaydetti. Mersin-Tarsus kıyı kesimi turizm projesinin hayata geçmesi halinde 5 bin kişiye istihdam sağlanabileceğini sözlerine ekledi.
Zaimoğlu konuşmasında Mersin'de açılması planlanan balık çiftliklerine de değinerek, "Mersin sahil bandının büyük bölümünü ikinci konutlar nedeniyle zaten kaybettik. Şimdi bir de balık çiftlikleri kurulursa tüm şerit elimizden gidebilir. Bindiğimiz dalı kesmeyelim. Herkes giderken Mersin'e biz gitmeyelim tersine" dedi.
Tarsus tek başına pazarlanamaz
Son konuşmacı TÜRSAB Adana Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Numan Olcar da, Doğu Akdeniz bölgesinin kültür turizmi açısından Tarsus, deniz turizmi açısından da Kız Kalesi gibi iki lokomotifi olduğunu söyledi. Tarsus'a büyük oteller yapmak üzere yatırımcılara çağrı yapan Olcar, Tarsus'un tek başına pazarlanmasının zor olduğunu dile getirerek Doğu Akdeniz çanağı olarak satılabileceğini belirtti. Mersin'in geleceğinin tarım, lojistik ve turizmde olduğunu ifade eden Numan Olcar, bu konuda çalışan RIS Turizm Platformu'nun çalışmalarını anlatan bir sunum yaptı.
ben mersinin turizm deyilde daha çok sanayi şehri olmasından yanayım