Bu birliktelik esasen genel merkezin fikriydi. İl başkanları bu talimatı ilçelere ve beldelere aktardılar. Yayın organlarına gönderilen basın bülteninde Ankara gezisine katılacaklar arasında ‘il ve ilçe eski başkanları’nın da olacağı belirtiliyordu. Dikkatimi çekti. Küçük bir araştırma yaptım.

Böyle bir davetin geçmişte ANAP bayrağını burçlara diken birçok kişiye özellikle ulaştırılmadığını öğrendim. Adana’da bulunduğum için muhatap da elbette bu isimler olacaktı. Öyle de yaptım. Birçoğuna ulaştım. Sonuç, koca bir hüsran olarak karşıma çıktı.
Namık Akay partinin önceki il başkanı. Parti dibe yuvarlanınca tek başına kaldı. Kapıyı kendisi açtı kendisi kapattı. Birçokları tarafından kahvehanede sigara dumanında boğulmamak için böyle yaptığı söylendi ya, bizim konumuz o değil.

Erkan Mumcu’nun genel başkanlığa gelişi sonrası üst kademelerdeki yenilik ve heyecanı kimse inkar etmiyor. Üst kadroların değişmesini olumlu bulanlar bu değişimin alt birimlere indiğini göremeyince şaşırıyorlar.

Bir başına ‘yan gel Osman Dört dönüm bostan’ düzeninde uyuklayan Namık Akay’ın MKYK’na alınma şaşkınlığı geçer geçmez, bu kez de Necati Erdem’in il başkanlığına atandığı psikozuna girildi.

Adana yerel basınının güçlü ismi Ali Pekmezci, yazısında Adana il başkanlığına seçilen baro eski başkanı Necati Erdem için ‘Namık Akay’ın uzaktan kumandası’ dedi. Pekmezci, yazısında, ‘eski değişmeyecekse Mumcu’nun partisinde değişimden söz etmek ne derece mantıklı’ diyordu.

Gelelim önceki sözümüze. Evet, Anavatan Partisi’nin uzun zaman sonra yakalama yolunda hamleler yaptığı 83 ruhunun bir süre daha ait olduğu yerde, toprak altında kalacağı görülüyor.

Özal sonrası ANAP’ı küçülten zihniyet aynen devam ediyor. Napolyon, kaybedilen bir savaştan sonra cephe komutanını çağırarak yenilginin sebeplerini sormuş. ‘Dört gerekçemiz var efendim! ‘ karşılığını almış:

- “Birincisi; mermimiz tükendi”
Napolyon, komutanı susturmuş. “ Yeter “ demiş. Anlaşıldı. Gerisine hacet yok.

İftar yemeğine, etkinliklere ve nihayet Ankara’ya gidecek ‘eski il ve ilçe başkanları’nın arasına şanssızlık değil, tesadüf hiç değil, özellikle davet etmediğiniz bir çok kişi var ama ben Özal ve Mesut Yılmaz tarafından şöhreti gayet iyi bilinen bir kişinin ismini vererek bu konuyu kapatıyorum:

‘Seyhan İlçe’nin efsanevi başkanı Fahrettin Coşkun’u bu geziye çağırdınız mı?’
* *
Sevgili Anavatan Partililer! Bu partiyi idare eden komuta heyeti!

Turgut Özal’ın yaptıklarını red-i miras eden sizler, ne tuhaftır ki aynı mirası ganimet sayarak üzerinde oturmaya devam etmektesiniz.

İsmini kırptınız, amblemiyle oynuyorsunuz. Anlaşılıyor ki, sizler bu partinin artı geçmişini nüfuzunuza depolarken, içinde eksiler bulunanları bahane edip ANAP’ı kuşa çevirmeye kararlısınız. Bırakınız partinin amblemiyle uğraşmayı, tüzüğünü...

Yeni bir bina, yeni bir parti ve yeni bir amblem bu işi kökünden çözer.

Yüzde ya da binde kaç oy alabileceğiniz meselesi ise yüce Allah’a kalır.

Aybars Ertan

Yayın Tarihi : 23 Ekim 2005 Pazar 00:38:50

Güncelleme :24 Ekim 2005 Pazartesi 11:31:52