CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz bu ülkenin derdine çözüm üretmeye talibiz. İşçi Kemal, çiftçi Kemal olarak söz veriyorum. Güç verin halkın iktidarını birlikte kuralım" dedi.

Partisinin Adana Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlediği "İşsizlik Kader Değildir" konulu açık hava toplantısında halka hitap eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Ülkenin ve halkın sorunlarını çözmeye talip olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Biz ister emekli olsun, ister çiftçi, ister esnaf sanatkar, ister sanayici, ister işçi, ister işsiz olsun her vatandaşımızın sorununa talibiz. Ey vatandaşım derdin varsa biz çözümüne talibiz diyoruz. AKP ise bu ülkenin sorunlarına değil rantına talip. Bizim aramızdaki fark bu" dedi.

Kendilerinin örgütlü toplumdan yana olduklarını ancak iktidarın örgütlü toplum istemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Biz örgütlü toplumdan yanayız onlar toplumun örgütlenmesini istemiyorlar. O zaman bir yürek olacağız güçlü olacağız. Bunu yaparken bir şeyi unutmayacağız. Beraber olmayı unutmayacağız. Beraber olmak güç demektir, zalimden yaptığı zulmün hesabını sormak demektir. Tüm yurttaşlarımıza iş için, aş için çalışmak, ödediği her kuruş verginin hesabını yiğitçe sormak, haramilerin saltanatını,

iktidarını devirmek demektir. Onun için güç birliği yapacağız. Türkiye'nin yaş ortalaması 29. Aramızda çok genç var, işsiz genç var. Onlara söylüyorum enerjinizi halkın iktidarı için kullanın. Umudumuzu geleceğimizi beraber var edelim. Tek bir umudum var o da sizlersiniz. Güç verin halkın iktidarını kuralım" şeklinde konuştu.

Adana'nın son dönemde içinde bulunduğu sıkıntılara da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Adana'nın kaderini Adanalılarla birlikte değiştireceğiz. Adana bereketin kaynağıydı bereketsiz bir iktidarla bereketsiz kaldı. Hep söylüyorum, bunlar bereketsiz bir iktidar. Bereketi olsaydı, çiftçinin, işçinin, emeklinin, esnafın yüzü gülerdi. Ben size diyorum bunlar bereketsizler. Bunları alaşağı edip bereketli halk için çalışan bir iktidarı kurmak benim değil sizin mübarek elinizde. Ben size dedim ya Başbakan ben şu işsizlik problemini şöyle çözerim demedi. İki şey söyledi. TOBB Genel Kurulu'nda dedi

ki 'Her işveren 2 tane işsizi işe alırsa Türkiye'de işsizlik problemi çözülür' dedi. Bunu söyleyene dünyanın her tarafından gülerler. Nitekim güldüler. Ekonomi var hayatın gerçekleri var. Ama bunların haberi yok. Başbakan her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir şey yoktur dedi. Şimdi yiğit adam özgürlüğü demokrasiyi savunan Uğur Mumcu'nun adının verildiği meydandan seslenelim. Senin çocukların için dert değil. Adanalı garibanın çocuğu üniversiteyi bitirdiğinde iş bulamazsa ne olacak bu gariban adam.

Ortaokulu, liseyi üniversiteyi bitiren iş bulamasın. O zaman senin başbakanlık koltuğunda ne işin var. Bunu sormayacak mıyız? Başbakanın görevi nedir işsizliği çözmektir. Fabrikaların çalışmasını sağlamak, sanayicinin önünü açmak, yatırım yapılmasını sağlamaktır" diye konuştu.

Başbakanın katıldığı toplu açılış törenlerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bakıyorum Başbakan 'Mardin'de 178 tesisisin açılışı yaptık' diyor. Herhalde Mardin'de işsizlik bitti dedim. Açılışı yapılan yerlerin listeyi bulduk, badanası yapılan okulu açmış. Milletle dalga geçen bir başbakan olur mu? Ardahan'da da tesis açmış. Ardahan milletvekilimize şu listeyi getir dedim. Vali korkuyor şimdi listeyi vermiyor. Orada da duvar yapıp açmışlar. Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyandır. Bunları bileceğiz,

tanıyacağız. Şimdi Sayın Başbakan 2002'den önce meydanları gezerken atanamayan öğretmenlere diyordu ki 'Merak etmeyin oy verin atanamayan öğretmenin derdi kalmayacak bütün öğretmenler atanacak' Sözünü tuttu mu? Sözünü tutsaydı memleket bu halde mi olurdu. O sözünü tutmadı. Buradan bütün atanamayan öğretmenlere sesleniyorum. Onların amcalarını, analarına babalarına teyzelerine sesleniyorum. Sizin Kemalinin Başbakan olsun bakalım atanamayan öğretmen kalır mı?" dedi.

İşçi eylemlerine yapılan müdahalelere de dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Efendim işçiler hak arıyor. Torba yasaya hükümler konuyor, Parlamentodan geçiyor. İşçi yürüyüş yapıyor, eylem yapıyor, meydanda derdini anlatacak ama başbakan rahatsız. İşçilerimizi dövüyorlar gençlerimizi dövüyorlar. Başbakan utanmadan televizyona çıkıyor onların elinde Molotof vardı diyor. Yalan söylüyor, milleti kandırıyor. Artık kanmayacağız. Ne demişti Mahsuni 'yoksulun sırtından doyan doyana, bunu gören nasıl dayana, Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, bilmem söylesem mi söylemesem mi' diyor. Bunlar

yiğidi Adana yiğidini kuru soğana bile muhtaç ettiler. Bir de kalkmışlar biz AK Partiyiz diyorlar. Al sen o Akı başına çal. Sen AK değil kara partisin. Ben adama ak demem için çiftçinin, esnafın, emeklinin derdini çözmesi lazım. Ak Değil AKP'sin adaleti kandırıyorsun. Adaletten kaçanlar partisi diyoruz biz onlara. Halk en büyük güçtür. Onun için tek umudum sizsiniz diyorum. Sizden bir isteğim bir dileğim var. Bölünmeyin, yurt sevgisi, vatan sevgisi olan vatan sevgisi ile coşup çağlayan güzel halkım.

İşsizliği, açlığı yolsuzluğu yenelim güzel bir ülkeyi herkesin yüzünün güldüğü bir ülkeyi beraber kuralım. Size inanarak söz veriyorum. Gelin bu güzel Türkiye'yi beraber kuralım diyorum. Eğer bölünmez tuzağa düşmezsek beraber her şeyi yaparız. Çiftçiyi, işçiyi, emekliyi, esnafı, sanayiciyi bekliyorum. Gelin beraber yola çıkalım, mücadelemizi yapalım yeniden bir kurtuluş hareketini birlikte başlatalım. Gelin demokrasiyi, özgürlükleri kardeşçe barış içinde huzur için de yeniden inşa edelim. Umudum bu beklentim bu."