Ordu'nun Akkuş ilçesinde, 10 ay önce jandarma timine yönelik terörist saldırıda şehit düşen Uzman Çavuş Hacı Emin Pişkin'in, eşi Tülin Pişkin, kocasını Sevgililer Günü'nde unutmadı.

Eşinin kabrini ziyaret edip onun mezar taşındaki fotoğraflarını öpen Tülin Pişkin, "Onun en çok gülüşünü özledim. Onun bir gülüşü için hayatımı verirdim" diyerek gözyaşı döktü

Jandarma trafikte görev yapan Şehit Uzman Çavuş Hacı Emin Pişkin (35) Antalya'dan tayini çıktıktan 15 gün sonra 4 Nisan 2010 günü bölücü terör örgütü PKK'lı teröristler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak geride gözü yaşlı bir eş ve 2 çocuk bıraktı. Hacı Emin Pişkin'in şehit olmasının üzerinden yaklaşık 10 ay geçti ancak eşinin acısı bir türlü bitmek tükenmek bilmiyor. Birbirini severek evlenen ve çok mutlu

olan Tülin Pişkin (32) için bu yıl Sevgililer Günü mutluluk veren bir gün değil acı veren bir gün oldu. Bütün dünyada herkes eşiyle ve sevgilisiyle mutlu bir şekilde Sevgililer Gününü kutlarken Pişkin, Asri Mezarlıkta bulunan şehitlikte eşinin kabri başında Sevgililer Gününü geçirdi. Çocukları 13 yaşındaki Emin Can ve 4 yaşındaki Emirhan Pişkin ile eşinin mezarı başına gelen şehit eşi, önce çocuklarıyla birlikte ellerini açarak dua okudu. Ardından eşinin mezar taşında bulunan fotoğrafını sevip öpen Tülin Pişkin, gözyaşlarını tutamadı.

Eşinin cenaze töreninde de tabuta sarılıp dakikalarca bırakmayıp Türk Bayrağı'nı öpüp, eşinin silah arkadaşlarının omuzlarında son yolcuğuna giderken sonuna kadar ona dokunmak için çaba harcayan Pişkin, ilk günkü gibi acı çekiyordu.

"ONUN EN ÇOK GÜLÜŞÜNÜ ÖZLEDİM, ONUN GÜLÜŞÜ İÇİN HAYATIMI VERİRDİM"

Tülin Pişkin, eşinin vurulduğu haberi geldiğinde kocasına gözleme yaptığını, hazır olduğunda telefonla aradığını ancak açmadığını, tekrar tekrar aramasına rağmen hem açmadığını hem de geri dönmediğini bu nedenle bir şeyler olduğunu anladığını söyledi. Ancak bölgenin terör bölgesi olmadığı için eşinin öldürüleceğine imkan vermediğini anlatan Pişkin "O an çok kötü şeyler yaşandı, Çok farklı duygular içindeydim. Sonradan yaralandı diye bir haber geldi. Yaralandı diye çok mutlu olmuştu. Bacakları kopsun,

gözleri kör olsun ama yeter ki yanımda olsun dedim. Çocuklarımın başında olsun dedim. Sonra bana sana iğne yapacağız eşinin yanına gideceksin dediler. Ben de kabul ettim. Sonra bana şehit olduğunu söylemediler. Gittim baktım eşim orada yatıyor. O an bittim yıkıldım ben. O anı görmek istemedim" dedi.

Eşini kurtarmaya çalışan doktor ile görüştüğünde eşinin yoğun bakımda Emirhan'ın, Emircan'ın ve kendisinin isimlerini sayıkladığını, 'iki tane çocuğum var ne olur kurtarın beni' diye sayıkladığını ancak kurtaramadıklarını söyledi.

Eşini çok özlediğini anlatan Pişkin, "Onu çok seviyorum. O duyguyu anlatamam onu çok özlüyorum. Kalabalıkların içinde hep Hacıyı arıyorum. Sevgililer gününde sürpriz yapardı. Ben kıyafete çok düşkünümdür her sevgililer gününde mutlaka bana bir kıyafet alırdı. Bende ona çok güzel yemekler hazırlardım. Evimizde çok mutlu bir yaşantımız vardı. Onun bir gülüşüne hayatımı verirdim. Onu çok özlüyorum en çok gülüşünü özlüyorum. Çok güzel gülerdi" diye konuştu.