Hipertansiyona dikkat!

faktörlerin rolü büyüktür. Çevresel faktörlerden kilo fazlalığı, hareketsiz yaşam tarzı, sigara kullanımı, aşırı tuz tüketimi, yoğun stresli yaşam; kalıtsal faktörlerden ise ailede bu hastalığın var olması iyi bilinen risk faktörleridir" dedi.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kemal Batur ise hipertansiyon hastalığının tedavi yöntemlerini anlattı.

Tedavi yaklaşımında öncelikle hastanın kalp hastalığı, inme, böbrek yetmezliği gelişme riski ve hipertansiyon derecesine göre risk düzeyinin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Batur, şunları söyledi:

"Bu değerlendirme sonrasında, eğer hasta düşük riskli hipertansiyon hastası ise öncelikle sigarayı bırakmasını, tuzu azaltmasını, kilo vermesini, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmesini ve egzersiz yapmasını öneririz. Tansiyon takiplerinde diyet ve egzersize yeterli yanıt alınamazsa ilaç tedavisi başlanmalıdır. Eğer hasta yüksek riskli hipertansiyon hastası ise yani bir kalp hastalığı öyküsü, inme, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği durumu mevcutsa diyet ve egzersiz ile eş zamanlı olarak ilaç tedavisi başlanmalıdır. Hastanın risk durumu ve tansiyon düzeyine göre bir veya birden fazla ilaç gerekebilir. Ancak pek çok hasta, hipertansiyonun hayat boyu devam eden bir hastalık olduğunu kabullenmekte zorlanmaktadır."

Hipertansiyon hayat boyu devam eden bir hastalık olduğu için, tedavisinin de hayat boyu devam etmesi gerektiğini kaydeden Batur, "Ancak sık rastlanan hatalardan birisi de tansiyonu ilaçla normale gelen hastaların tansiyon ilacını kesmek istemeleri ve devam etmek istememeleridir. Bu durumda tansiyon tekrar yükselecektir ve kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği gibi istenmeyen olaylar gelişebilecektir. Hipertansiyon tedavisi için ilaç başlandığı zaman hastaların tansiyon düzeyi normale gelene kadar sık aralıklarla, tansiyon düzeyi normale geldikten sonra da belli aralıklarla doktor kontrolüne gitmeleri gerekir" diye konuştu.