ADANA'da, kardeşi Cihan’ı “Karına hastayım'' dediği için başını keserek öldürüp, kesik başı poşete koyarak Seyhan Nehri'ne attığı suçlamasıyla tutuklanan Can Karanur, duruşmadaki ifadesinde, “Her şey parça parça aklıma geliyor. En son hatırladığım, elimde siyah bir poşetle yürüdüğüm. Her gün vicdan azabı çekiyorum. Böyle olmasını istemezdim'' dedi. Can Karanur hakkında ‘kasten adam öldürmek’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor. 

22 Mart sabahı Ege Bağatur Bulvarı'nda yürüyüş yapanlar, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne bağlı Pamuk Araştırma Merkezi'ne ait tarlanın tel örgüsü yanında başsız erkek cesedi buldu. Polis, cesedin kimliğini ve başını araştırırken 20 yaşındaki S.Ç. karakola başvurarak sevgilisi Cihan Karanur'un kayıp olduğunu bildirdi.

Kıyafetlerden yapılan teşhiste cesedin Karanur'a ait olduğu saptandı. Karanur'un kesik başı da olaydan birkaç gün sonra Seyhan Nehri kenarında bulundu. Soruşturma sonunda, inşaat işçisi Karanur'u, başını keserek öldürüp, kesik başını siyah poşetin içine koyarak Seyhan Nehri'ne atan katil zanlısının, karakuşak sahibi karateci ağabeyi Can Karanur olduğu tespit edildi. 

Tutuklanan işsiz ağabey Can Karanur, Adana 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ‘kasten adam öldürmek’ suçlamasıyla, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanmaya başlandı. Duruşmada pişman olduğunu ve her geçen gün daha fazla vicdan azabı çektiğini söyleyen Karanur, kendini şöyle savundu:
 
“Olay günü saat 22.00’de kardeşim bana telefon açtı. ‘Ölüyorum abi. Yetiş beni kurtar’ dedi. Kardeşimin yardıma ihtiyacı olabileceğini düşünerek evimdeki rambo bıçağı da yanıma alarak babamların evine gittim. Eve gittiğimde kardeşim Cihan alkollüydü. Devamlı küfürler ediyordu. Kendisini sakinleştirmem mümkün olmadı. Konuşmak için yanıma alıp çıktım. Yolda da sürekli bağırmaya küfür etmeye devam etti. Sürekli kendisini sakinleştirip bizim eve götürüp yatırmaya uğraşıyordum. Ancak, ısrarla babamların evine gideceğini onları öldüreceğini söylüyordu. Bu sırada cebinden bir jilet çıkartıp, ‘Ha bir fazla, bir eksik seni de öldürürüm’ diyerek bana doğru salladı. Bu sırada, ‘Baldızını alamadım, karına da hastayım, seni de öldürürüm onun yanına giderim’ dedi. Kendisini etkisiz hale getirdim. Yere düştü. Daha sonrasını çok fazla hatırlamıyorum. Her şey parça parça aklıma geliyor. En son hatırladığım, elimde siyah bir poşetle Seyhan Nehri üzerinden geçen demir köprüde yürüyordum. Daha sonra elimdeki poşeti suya atıp eve döndüm. Devamlı midem bulandı. Çok pişmanım. Her gün vicdan azabı çekiyorum. Böyle olmasını istemezdim.'' 

Duruşmaya katılan baba Osman Karanur, sanık oğlundan şikayetçi olmadı. Duruşma, tanıkların dinlenmesi için ertelendi.