ADANA'da `karına hastayım' dediği iddiasıyla ağabeyi 30 yaşındaki Can Karanur tarafından başı kesilerek öldürülen 24 yaşındaki Cihan'ın başsız cesedinin, sevgilisi 26 yaşındaki S.Ç. tarafından internette yayınlanan bir haberdeki fotoğrafına bakarak kıyafetlerinden teşhis edildiği ortaya çıktı.

Ege Bağatur Bulvarı'nda 22 Mart'ta işlenen kesik baş cinayetinin Adana 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci duruşmasında tanıklar dinlendi. Ağabeyi tarafından başı kesilip poşete konularak Seyhan Nehri'ne atılan Karanur'un çorap fabrikası işçisi sevgilisi S.Ç. olası saldırıya karşı polis eşliğinde duruşma salonuna alındı. Karanur ile 2 yıl önce nişanlandıklarını, 7 ay nişanlı kaldıktan sonra ayrıldıklarını anlatan S.Ç., eski nişanlısı olan sevgilisinin cesedini nasıl teşhis ettiğini şöyle anlattı:

"Cihan eski eşine döndü. Eşiyle anlaşamadığı için tekrar görüşmeye başladık. Sık sık telefonla görüşüyorduk. Olaydan sonra Cihan'ın telefonu kapandı. Kendisinden haber alamıyordum. Annesini aradım. Şehir dışına gitmiş olabileceğini söyledi. İşyerindeki arkadaşlarım mahallede başsız erkek cesedinin bulunduğunu söyledi. İçim tuhaf oldu. Fotoğrafının internette yayınlanan bir haberde olduğu belirtilince baktım. Başsız ceset üzerindeki kıyafetler Cihan'a aitti. Polise gidip haber verdim. Daha sonra Cihan'ı ağabeyinin öldürdüğü ortaya çıktı. Kesikbaşı da nehirde bulundu."

YENGESİNİN KARDEŞİNE TACİZDE BULUNMUŞ

Tanıklardan sanığın baldızı 26 yaşındaki Ö.K., öldürülen Karanur'un 2000-2003'te birçok kez kendine elle cinsel tacizde bulunduğunu öne sürerek, "Benimle evlenmek istedi. Alkol ve uyuşturucu kullanması, ailesine şiddet uygulaması nedeniyle istemedim. Kendisi evlendikten sonra yine peşimi bırakmadı. Karşılaştığımızda, `Ya benim olacaksın, ya da hiç kimsenin, seni öldürürüm' diyordu. Birkaç kez evimize bıçakla gelip beni ve ailemi tehdit etti" dedi.

Sanığın eşi 28 yaşındaki Hürcan Karanur da, kayınbiraderinin uyuşturucu alıp herkese saldırdığını, kız kardeşi Ö.K.'ye de cinsel tacizde bulunduğunu öne sürdü.

"VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM"

Hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen sanık ağabeyi Karanur, geçen celse yaptığı savunmasında, kardeşini öldürdüğü için vicdan azabı çektiğini belirterek, şöyle demişti:

"Olay günü saat 22.00'de kardeşim bana telefon açtı; `Ölüyorum ağabey. Yetiş beni kurtar' dedi. Kardeşimin yardıma ihtiyacı olabileceğini düşünerek evimdeki rambo bıçağı da yanıma alarak babamların evine gittim. Eve gittiğimde kardeşim Cihan alkollüydü. Devamlı küfürler ediyordu. Kendisini sakinleştirmem mümkün olmadı. Konuşmak için yanıma alıp çıktım. Yolda sürekli bağırmaya küfür etmeye devam etti. Sürekli kendisini sakinleştirip bizim eve götürüp yatırmaya uğraşıyordum. Ancak, ısrarla babamların evine gideceğini onları öldüreceğini söylüyordu. Bu sırada cebinden bir jilet çıkartıp, `Ha bir fazla, bir eksik, seni de öldürürüm' diyerek bana doğru salladı. Bu sırada, `Baldızını alamadım, karına da hastayım, seni de öldürürüm onun yanına giderim' dedi. Kendisini etkisiz hale getirdim. Yere düştü. Daha sonrasını çok fazla hatırlamıyorum. Her şey parça parça aklıma geliyor. En son hatırladığım, elimde siyah poşetle Seyhan Nehri üzerinden geçen demir köprüde yürüyordum. Daha sonra elimdeki poşeti suya atıp eve döndüm. Çok pişmanım. Her gün vicdan azabı çekiyorum. Böyle olmasını istemezdim."

Mahkeme heyeti, sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk ederken, duruşma eksik belgelerin tamamlanması için ertelendi.