4
Mayıs
2024
Cumartesi
ADANA

KDV indirimi tatmin etmedi

MOL Mağazacılık A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Oktay Özdemir, hükümetin son tedbir paketinde yer alan tekstilde KDV indiriminin, piyasadaki daralmadan dolayı sipariş alamayan üreticiye direkt etkisini beklemenin iyimser bir yaklaşım olacağını belirterek, üreticilerin SSK primi ödemeleri ile bankalara olan kredi geri ödemelerinin ötelenmesinin daha doğru bir destek olacağını söyledi.
Özdemir, Adana Giyim Markaları Derneği'nde (AGİMAD) hazır giyim üreticileriyle düzenlediği toplantıda, hükümetin son tedbir paketinde yer alan otomotiv, inşaat ve tekstilde KDV ve ÖTV indirimini değerlendirdi.

Özdemir, özellikle tekstile yönelik tedbir paketlerinin direkt şirketlerin yapısına tesir edici şekilde olması gerektiğini, aksi takdirde tedbirlerin ülke ekonomisine katkıdan çok kaynak israfına dönüştüğünü belirtti. Özellikle tekstil üreticileri için mevcut pozisyonlarını koruyabilecekleri, bankaların stabil yaklaşımının sağlanmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Özdemir, "Şirketlerin yaşaması direkt buna bağlı. KDV ve ÖTV indiriminin tabii ki son noktadaki perakendeci açısından önemli bir avantajı var. Fakat üretici ayağına baktığımız zaman, üretici zaten şu anda üretim siparişi almadığı için ve bu anlamda piyasadaki daralmadan dolayı kendi kapasitesini doldurmadığı için direkt olarak etkisini beklemek çok iyimser bir yaklaşım olur. Bu açıdan daha çok şirketlerin yaşamasına dönük, gerçek sorunu çözmeye dönük bir stratejik yaklaşıma ihtiyaç var. Biz tamamıyla olaya bu şekilde bakıyoruz" dedi.

KOSGEB'in şirketlerin yapısını iyi irdeleyip, bu kriz ortamında strateji geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Özdemir, "KOSGEB'in sadece para dağıtan küçük bir banka gibi hareket etmesini doğru bulmuyoruz. Yani burada gerçekten özellikle KOBİ'lerin temel sorunlarına bu kriz ortamında nasıl dayanabilecekleriyle ilgili ciddi stratejik yol haritası çizilmeli" diye konuştu.

Verilecek desteklerin şirketlerin mevcut risklerini minimize edici özellikte olması gerektiğini belirten Özdemir, şunları söyledi:
"Mevcut satışlardan gelir getirici tedbirler dönemi geçmiştir. Bugün şirketin eğer kredi borcu varsa ve bu krediyi döndüremiyorsa siz istediğiniz kadar o tip desteklemeleri verin. Onlarla şirketleri yaşatamazsınız. O halde alınması gereken en önemli yapının eğer bu destek olacaksa; özellikle bugün SKK primlerini zamanında ödeyen ve düzenli ödeyen firmalara bu ödemelerinin belli bir dönem ötelenmesi ve yapılabiliyor ise bankalarda açık pozisyonu olan özelikle tekstil firmalarının kredilerinin belli bir
döneme ötelenmesi noktasında devletin destek olması bekleniyor. Ekstra bir finans kaynağı, sonlandırıcı satışa dönük, satışı hızlandırmaya dönük yaklaşımlar şu anda üreticiyi ciddi anlamda desteklemez. Yapılacak olan teşviklerin Türkiye'de özellikle yerli malın tüketimi noktasında olması da çok önemli."

MOL YIL SONUNA KADAR 108 MAĞAZA AÇACAK

MOL Mağazacılık A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Oktay Özdemir, 2009 yılı içerisinde toplam 108 mağaza açacaklarını ve bunun için de bin üretici ile işbirliğine gideceklerini söyledi. Özdemir, her açılan ve yaklaşık 200 kişiyi istihdam edecek bir MOL mağazasıyla da aylık 1.5-2 milyon dolarlık ciro hedeflediklerini ifade etti.
Anadolu'daki kümelenme hareketini Adana'dan başlattıklarını, bugüne kadar Türkiye'nin tekstil ve hazır giyimde tüm dünyaya gücünü gösterdiğini, ancak değişen konjonktürle beraber sektördeki üreticilerin yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğunun net olarak görüldüğünü ifade eden Özdemir, "Bu süreci sadece kurumlardan beklemek yerine tekstilcilerin işbirliği yaparak, ellerini taşın altına sokmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu düşünceden hareketle sadece Türkiye'de üretim yapan 78 hazır giyimci bir araya
gelerek, MOL adı altında bir mağazacılık hareketi başlattık. Üretimin Türkiye'de kaybolmaması için güç birliği yaptık. Ardından Anadolu'daki hazır giyim ve tekstilcilerin ciddi talepleriyle Anadolu'ya yayılmaya başladık. Anadolu'da kümelenme hareketimizi yoğunlaştırıyoruz. Adana, Ankara ve Konya'daki kümelenme hareketiyle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Bu strateji ile hedefimiz, Türkiye'nin üretimde, perakendede gücünü ortaya koymak ve bunu bütün dünyaya göstermek" dedi.
MOL'un amacının gelişmiş ülkelerde Türkiye'nin imajını üst seviyelere çıkartarak, o ülkelerin pazarını almak olduğunu vurgulayan Özdemir, "Bu bizim için çok önemli. Bu pazara Türkiye'deki üreticiler olarak Almanya'dan giriyoruz. Daha sonra İsviçre, Körfez ülkeleri, Orta Asya, Afrika ve ABD'de aktif hale geleceğiz" diye konuştu.

HER MOL MAĞAZASINDA 200 KİŞİYE İSTİHDAM

Özdemir, 2013 yılı sonuna kadar bin MOL mağazası açmayı planladıklarını kaydetti. Türkiye'nin en büyük ihracat markası olmayı hedeflediklerini de anlatan Özdemir, şunları söyledi:
"MOL'un hedefi 2013 yılında Türk malının bayrağını tüm dünyada dalgalandırarak, ülkemizi yeniden üretim üssü haline getirmek. Dünyanın 40 ülkesinden 239 yatırımcı bizimle işbirliği için talepte bulundu. Bu talep ülke için çok gurur verici. Dünyada kriz nedeniyle tüketim akılcı tüketimden duygusal tüketime dönüşüyor. Körfez ülkeleri sadece Türk ürünleri almak istiyorlar. Bize başvuru yapanların yüzde 90'ına yakını daha önce Türkiye'ye yatırım yapmamış olanlar. Bu çok önemli."

Özdemir, 10 Nisan'da 10 MOL mağazasını aynı anda hizmete açacaklarını belirterek, "Nisan ayından sonra da yurt dışında 10 MOL mağazası açacağız. Yurt dışında açacağımız mağazalarda çalışacak personelimizin de yarısını Türkiye'den götüreceğiz. Yıl sonuna kadar da toplam 108 mağaza açmayı planlıyoruz. Bunun için de bin üretici ile işbirliğine gideceğiz. Her açılan ve 150-200 kişiyi istihdam edecek bir MOL mağazasıyla da aylık 1.5-2 milyon dolarlık ciro hedefliyoruz" dedi.
Yaşanan mali krizin tüm dünyada derinleştiğini, bu krizle birlikte global markaların surlarında delikler açıldığını vurgulayan Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir dönemi Türkiye fırsata çevirebilir. Özellikle KOBİ'lerin işbirliği yapmadan ayakta kalma şansı çok zor. Üretici firmalar bir araya gelerek işbirliği yapabilir. Bugün üretim nükleer güçten daha büyük bir silah, üretimini kaybeden bir ülkenin ayakta kalma şansı yok. Kriz şunu gösterdi ki, yerel üretimin güçlenmesi gerekiyor. Bugün üretimini kaybeden ülkeler büyük finansmanı olmasına rağmen, büyük krizlerle karşı karşıya."
 

iha
Yayın Tarihi : 13 Mart 2009 Cuma 13:39:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?