Adana'da atandığı okulda norm fazlası olduğu için derslere giremeyince hasta öğrencilere ders vermek amacıyla milli eğitime başvuran Ümmühani Kılıç, hastalıkları yüzünden okula gidemeyen 3 öğrenciye evlerinde eğitim veriyor.

18 yıllık öğretmen olan Ümmühani Kılıç, 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Almanya'daki Türk çocuklarına dil eğitimi vermek için özel olarak gönderildi. 5 yıl Almanya'da kalan Kılıç, burada engelli öğrencilere de özel eğitim verme fırsatı buldu. 5 yıl aradan sonra tekrar Türkiye'ye dönen Kılıç, kadrosu Adana'da olduğu için norm fazlası olarak Seyit Ali Onbaşı İlköğretim Okulu'na atandı. Norm fazlası olduğu için derslere giremeyen Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 yılında eğitim öğretim kurumlarından yararlanamayan özel eğitim gerektiren bireyler için başlattığı "evde eğitim" uygulamasına başvurdu. 2008 yılında başvuru yapan Kılıç, 2009 yılında 3 lösemi hastası öğrenciye evde eğitim vermeye başladı. 2008-2009 eğitim öğretim yılı geride kaldıktan sonra Ümmühan öğretmen bu yıl da milli eğitime dilekçe vererek yine hasta öğrencilere evde eğitim vermek istediğini söyledi. Bunun üzerine Ümmühani öğretmen bu yıl da biri cam çocuk, biri böbrek nakli olan, diğeri de lösemi hastası 3 çocuğa evde eğitim vermeye başladı. Şimdi Ümmühani öğretmen hepsi ayrı mahallede bulunan çocukların evine her gün giderek onların geleceğe hazırlanmasına eğitimlerinin yarıda kalmamasına çaba gösteriyor. Ümmühani öğretmen, bakanlık tarafından yayımlanan yönerge ile okul öncesi ve ilköğretim çağındaki özel eğitim gerektiren bireylerden eğitim öğretim kurumlarından doğrudan yararlanmayacak durumda olanlara evde eğitim verildiğini kendisinin de norm fazlası olduğu için gönüllü olarak bu işe başladığını söyledi. İşini severek yaptığını belirten Kılıç, "Türkiye'de çok sayıda çocuk hasta olduğu için okula gidemiyor. Ben bunlardan sadece 3 tanesinin geleceğe hazırlanmasını sağlıyorum. Onların geleceğe hazırlanmasında benimde bir payımın olması beni çok mutlu ediyor. Bütün yorgunluğum bunu düşününce geçiyor" dedi.

Evde eğitimin iyi yanları ve kötü yanları olduğuna dikkat çeken Kılıç şunları kaydetti:

"İyi yanı evde eğitim bire bir olduğu için öğrencinin anlaması ve kavramasının daha kolay oluyor. Kötü yanı ise çocuklar hasta olduğu için bazen rahatsızlanıyorlar. Ben de buna çok üzülüyorum. Onların hasta olmasına dayanamıyorum. Onlarla bire bir görüştüğüm için artık aileden birisi gibi oldum. Çocukların üzgün ya da hasta olması beni çok etkiliyor."

Ümmühani öğretmen önce halk arasında "cam kemik" hastalığı olarak bilinen hastalığa yakalanan Çağla Baysay'a (8) eğitim veriyor. Daha sonra 5 yıldan buyana böbrek yetmezliği çeken ve geçen yıl annesinin böbreğini nakille alan 5. sınıf öğrencisi Yasemin Köksal'ın evine gidiyor. Yasemin Köksal (11) ise böbrek nakli olduğu için doktorların enfeksiyon riskine karşı evde eğitim görmesi gerektiğini belirttiğini söyleyerek, "Okula gitmeyi arkadaşlarımla teneffüse çıkmayı çok özledim ama gidemiyorum. Arkadaşlarımı çok özledim. Ama Ümmühani öğretmen olmasa ben okuyamayacaktım. Hastalanınca okuyamam diye çok korktum ama imdadıma Ümmühani öğretmen yetişti. Onu çok seviyorum" dedi.

Köksal, büyüyünce doktor olacağını ifade ederek, "Ben 5 yaşından buyana doktorlarda sürünüyorum. Ben de büyüyünce doktor olup çocukları hemen iyileştireceğim" diye konuştu.

Anne Feray Köksal (32), kızının 5 yaşından buyana böbrek yetmezliği sorunu olduğunu, okulda çok başarılı olmasına rağmen hastalığı nedeniyle sorun yaşadığını anlatarak, "Kızım okulda birinciydi. Ancak böbrek yetmezliği nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı. Ben kızıma geçen yıl böbreğimi verdim. Doktor enfeksiyon riski olduğu için okula 6 ay götürmeyin dedi. Biz de okula gönderemedik. Evde eğitim sistemi olmasa okula 1 yıl ara vermek zorunda kalacaktı. Ancak Ümmühani öğretmen sayesinde eğitimden geri kalmadı" diye konuştu

Ümmühani öğretmenden evde eğitim alarak geleceğe hazırlanan öğrencilerden 9 yaşındaki lösemi hastası Ezgi Akbaş da, öğretmenini çok sevdiğini onunla evde ders yaptığını, okulda hasta öğrenciler olduğu için evde ders yapmanın daha iyi olduğunu belirterek, büyüyünce diş doktoru olacağını kaydetti.

Anne Şehriban Akbaş (39) ise, kızının geçen yıl diz ağrısı ve vücudunun sararması sonucu doktora götürdüklerini, lösemi hastası olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte okula gidemez hale geldiğini ve imdadına evde eğitim sistemi sayesinde Ümmühan öğretmenin yetiştiğini vurguladı. Akbaş, bu sistem ve öğretmenin olmaması halinde kızının eğitim hayatının bittiğini, haftada bir kontrole gitmek zorunda kaldıklarını çocuğunun sürekli ilaç kullandığını ifade etti.