2
Mayıs
2024
Perşembe
ADANA

Kime yakıştı!

İşletme giderlerini sisteme bağlayarak ‘matiklenen’, medyanın önemli mevkilerinde görev yaptığı halde resmi makamdan başkanın televizyonuna reklam toplayan, gazeteci titri bol gelen çantacılar var olduğu müddetçe Durak gibileri kendine yakışanı yapacak, yakışıksız sözün gerçek muhatapları da alınlarını gizleyerek köşe bucak kaçacaklardır.

Yerel basın yöneticileri mesleğe verdikleri zararın bilincinde olmadan ahkam kesmeye devam ediyorlar.
Basın protokol listesi başlığı altında fiili gazetecileri sınıflara ayıran, eş, dost ve akraba ve kadehdaş dışındakilere duvar ören zihniyetin böylesi bir yaklaşıma isyan etme hakları var mıdır?

Belediye ‘paso’ uygulamasında basını bilinçli bir şekilde cephelere bölmektedir.
Yerel meslek örgütlerine üye olmayan gazeteciler kaderleri ile baş başa bırakılmakta, dükalığa tabi olan ‘ çaycı, gazozcu, manikürcü, lensçi bu hizmetlerden alabildiğine yararlanabilmektedir.
Benden olmayan batsın zihniyeti ile hareket edenlerin manzarası bu açıklamalarda gizlidir.
Aytaç Durak’ı Adana’ya ilk geldiğim günlerden itibaren bilirim.
İlk kez başkan olduğu seçimlerin arifesinde ‘umutsuz’ ve ‘ medet uman’ gözlerindeki biçareliği de..
Aradan geçen 15 yıllık sürede belediye başkanlığını geliştirmekle beraber, insani ilişkilerde sıfır çeken Durak’ın kendisini kaf dağında görmesi onun suçu mudur?
Gerektiğinde taltif (?) ettiği, gerektiğinde el altından doyurduğu insanlara, gün gelecek manşet yazdıracak, gün gelecek ikaz edecek ve fırça çekmeyecek miydi?
Aytaç Durak’ın hakaretleri beslemelerine yöneliktir. Herkes bunu böyle almalıdır.
Adana’nın Büyükşehir olması gerçeğini kabul etmeyen ve kenti her defasında büyük köy olarak takdim eden Durak’ın davetine ‘atlayan’ meslek mensuplarının hakarete maruz kalmaları kimin kabahatidir?
Adana dışındakiler bilmez;
Adana Su ve Kanalizasyon İşletmesi’nin su makbuzlarının arkasına zımbalayarak abonelerine gönderdiği bir tanıtım gazetesi vardır. Gazetenin sahibi her ne kadar özel bir isim altında buluşsa da gerçek sahibinin Adana Büyükşehir Belediyesi olduğu bilinmektedir. Bu gazetede değişik gazetecilerin köşe yazıları da iktibas edilmektedir. Gazetelerinde Aytaç Durak’ı sayılı Türk düşünürleri arasında gösteren yazarların fotoğraf karesinde yer almak için bale yaptığı böylesi bir ortamda hakarete maruz kalanlar da elbette ki bu kişilerden farklı insanlar olmayacaktı.
Basın mensubu denilince akla gelen; gözü tok, gönlü tok, tevazu sahibi, insanlar ve olaylar arasında ayrım yapmayan bilgi ve fikir sahibi insanlar düşünülmelidir.
Doğruyu savunan, yanlışa taviz vermeyen gazeteciler çoğaldıkça Aytaç Durak gibilerinin hareket alanı kısıtlanır.
Adana Belediye Başkanı Durak’ın da hakaretamiz sözlerini yaş haddi ve fiziksel yıpranma süreci ile metrodaki kronik başarısızlık psikolojisine bağlıyoruz.
Dürüst ve şerefli Çukurova basınına ise Ulusal, yerel, günlük haftalık ayrımı değil, dürüst olan ve olmayan arasındaki nüansı ilke edinen, kucaklaşan ve milli çatı birliği hedefine samimiyetle yaklaşan bir görüntü çizmesi tavsiyesinde bulunuyoruz.
Gerisi laf ü güzaf.

AZMİ ERTAN
Yayın Tarihi : 6 Aralık 2004 Pazartesi 16:59:13
Güncelleme :6 Aralık 2004 Pazartesi 17:22:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?