2
Mayıs
2024
Perşembe
ADANA

'Mazeretim var hocam'

Yaz mevsiminin birçok yörede yerini serin havaya bıraktığı şu günlerde kavurucu sıcakların sürdüğü Çukurova, tarım işçilerini ağırlamayı sürdürüyor.

Pamuk hasadının yoğunlaştığı Ağustos ayı sonundan itibaren Çukurova’ya gelip, derme çatma çadırlarda yaşayarak kendilerini “ağa”ya götürecek aracı kişileri bekleyen tarım işçileri, çalışacak tarla buldukları gün daha sonraki birkaç gün daha ihtiyaçlarını giderebilecekleri umudunu yaşıyorlar.

Çocuklarının yanı sıra hasta ve yaşlılarını da beraberlerinde getirmek zorunda kalan tarım işçileri, gün doğuşuyla birlikte pamuk tarlalarının yolunu tutuyorlar.

Gün batımına kadar tarlada büyüklerinin yanında çalışan minik tarım işçileri ise yaşıtları gibi yeni eğitim-öğretim yılının ilk günlerinin heyecanını yaşayamıyorlar. Onlar için, varsa yoksa gün boyunca daha fazla pamuk toplamak... Çünkü, o günkü ücretlerini topladıkları pamuğun kilo hesabıyla alıyorlar.

Yetişkin bir tarım işçisi günde 100 kilo kadar pamuk toplayıp, karşılığında kilosu 125 bin liradan 12 milyon 500 bin lira kazanıyor. Çocuklar ise büyüklerine yetişme çabasına rağmen kazandıkları para 10 milyon lirayı bile bulmuyor.

  Eğitim-öğretim yılı başlamadan günlerce önce eğitim-öğretime başlama heyecanı yaşayan, tarım işçilerinin “şehirli” diye tabir ettiği, maddi durumu iyi aile çocukları okullarının yolunun tutarken, çadırlarda kalan minikler ise pamuk hasadının bitmesini bekliyorlar. Çukurova’nın sıcağında pamuk toplarken memleketlerindeki öğretmenlerine mesaj gönderen ilköğretim çağındaki çocuklar, “Mazeretimiz var öğretmenim. Ancak, hasat biter bitmez oradayız” dediler.
       Örgülü saçları, “3 etek” diye tabir ettikleri giysileri ve bellerine bağladıkları pamuk torbalarıyla adeta bir makine gibi çalışan tarım işçisi çocuklardan Zara Kurtboğan (14), Şanlıurfa Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu 8’inci sınıf öğrencisi olduğunu belirterek, “Okula geç başlasam da her yıl onur belgesiyle sınıfımı geçiyorum” dedi. Zara’nın en büyük üzüntüsü ise ilköğretimden sonra okula gidemeyecek olması.
       Aynı okula giden kardeşi Mehmet Kurtboğan da her yıl ablası gibi onur belgesiyle sınıf geçtiğini söyledi. 6’ncı sınıf öğrencisi Mehmet, ilköğretimden sonra da okumak istediğini, ancak, parasızlık yüzünden buna imkanlarının olmadığını anlattı.
       Baba İbrahim Kurtboğan ise 8 çocuğu olduğunu belirterek, “Çalışmak zorundalar yoksa karnımız doymaz. Bu kadar nüfusu tek başıma geçindiremem” diye konuştu.
       Zekiye Özdemir ise 10 kardeşin en küçüğü olduğunu belirterek, “İlkokula bu yıl başlayacağım. Ancak, aylardır memleketimize gitmiyorum. Bu yüzden babam okula kaydımı bile yaptırmadı” dedi.
       Küçük Zekiye, “Baban seni okula gönderecek mi?” sorusuna ise “Tabii ki gönderecek. Yoksa cezası varmış. Zaten ben de okumak istiyorum” cevabını verdi.
       Yaşının 16 olmasına rağmen okuma yazma bilmediğini belirten Kardelen Karlı da “10 kardeşiz. Babam beni okula göndermedi ama kardeşlerim gönderiyor. Beni kız olduğum için okutmamıştı. Oysa küçük kız kardeşim okuyor. İyi ki devlet okula gitmeyenlere ceza getirdi” diye konuştu.
       Çukurova’daki tarım işçileri Ekim ayı ortalarına doğru memleketlerine dönecekler.

ntv-msnbc-e
Yayın Tarihi : 13 Eylül 2004 Pazartesi 13:25:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?