3
Mayıs
2024
Cuma
ADANA

MÜSİAD Genel Başkanı Adana'da

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye'nin kürsel krizden Avrupa ülkeleri ve ABD'ye göre daha az etkilenmesine rağmen, ihracatta yönünü Afro-Avrasya ülkelerine çevirirken, reel sektör ve bankacılık sektörünün de birbirine destek olması gerektiğini söyledi.

Vardan, İntegral Güvenlik Showroom açılışına katılmak üzere geldiği Adana'da Ticaret Odası ve MÜSİAD Adana Şubesi'ni ziyaret etti. Vardan, MÜSİAD Şubesi'ni ziyaretinde yaptığı konuşmada, dünyanın ABD'den başlayan ekonomik krizin etkisi altına girdiğini, bu krizi Avrupa ülkelerinin çok etkilendiğini belirtti.

Türkiye'nin 1994 ve 2001 krizinden yediği tokatlardan sonra ekonomik disipline girmesinden dolayı, bankacılık sektörünün çok sağlam olmasından dolayı krizden az etkilendiğini anlatarak, "Küresel krizden tabii ki Türkiye'de etkileniyor. Ancak ne ABD ne de Avrupa ülkeleri gibi çok fazla etkilenmiyor" dedi.

Vardan, Türkiye'nin ihracatının büyük bir kısmını Avrupa ülkelerine yaptığını, Avrupa ülkelerinin de krizden çok etkilenmesinden dolayı ihracat rakamlarında azalma olabileceğini, bu nedenle Türkiye'nin krizden az etkilenmesi, hatta etkilenmemesi için ihracatta yönünü Afro-Avrasya ülkelerine çevirmesi gerektiğini vurguladı.

Krizin olduğu bir dönemde, MÜSİAD'ın, 22-26 Ekim tarihlerinde İstanbul'da 12. MÜSİAD Fuarı ve 12. Uluslararası İş Forumu ile dünya piyasalarını altüst eden küresel krize aldırmadan Türkiye'nin ekonomik kalkınması için yola devam edeceklerini ve bir hafta boyunca reel sektör için krizi fırsata çevirebileceklerini gösteren forum ve ticaret haftası yaşattıklarına dikkat çeken Vardan, şunları kaydetti:

"Biz MÜSİAD olarak Türkiye'nin krizden en az etkilenmesinin formülünü Afro-Avrasya ülkeleri yani çevre, komşu ülkelerle yapılacak olan ihracatta görürken böyle bir forum çok anlamlı oldu. Forumda gelişmiş ülkelerin fon sıkıntısı içinde olduğu bir dönemde, son birkaç yıldır yükselen emtia fiyatlarıyla çok ciddi fon birikimi sağlayan Körfez sermayesinin İstanbul gibi bir ticaret merkezinde buluşmasını sağladık. Batılı ülkelerin körfez yatırımlarını ülkelerine çekmek adına birçok kolaylık ve mevduat
güvencesi sağladığı bir ortamda Türkiye'nin ihracat pazarlarını çeşitlendirmek ve yabancı yatırımlarla tasarruflarını artırmak adına iyi bir fırsat yakaladık. Yaklaşık 1 yıl önce IBF toplantısının ana temasını İslam Ülkeleri Arasında Finansal Entegrasyon olarak belirledik. Bugün bütün dünyaya sirayet eden finansal krizi gördükçe, belirlenen temanın nasıl yerinde bir karar olduğunu bir kez daha anlamış oluyoruz. Küresel krize rağmen körfez ülkelerinden katılım sayısının geçmiş yılların çok daha üstünde olması da bu kararın doğruluğunu gösteriyor."

Vardan, 2002 yılında yapılan toplam ihracat rakamı olan 36 milyar doların, sadece 2 milyar dolarının çevre ülkelere yapıldığını söyleyerek, "Bugün 136 milyar dolarlık ihracat rakamının yüzde 40'ı çevre ve komşu ülkelere yapılmakta. Büyük bir artış var. Ancak bu rakamı daha da yükseğe çekmeliyiz" diye konuştu.

IBF çalışmaları hakkında da bilgi veren Vardan, bu yıl IBF-Uluslararası İş Forumu'na 18 ülkeden Ekonomi, Ticaret, Sanayi ve Turizmle alakalı 24 yabancı bakan, 8'i başkan olmak üzere toplam 18 farklı ülkeden Ticaret ve Sanayi Odalarının üst düzey yetkilileri ve 62 ülkeden 2 bin 200'den fazla işadamının katıldığını ve 507 stand açıldığını kaydetti.

Vardan, fuar sonunda yapılan ankette iş bağlantısı kurma oranının yüzde 48 düzeyinde olmasının kendisini çok sevindirdiğini ifade etti. Türkiye'nin ekonomik krizden etkilenmemesinin diğer bir yolunun ise bankacılık ve reel sektörün birbirine destek olmasından geçtiğinin altını çizen Vardan, şöyle devam etti:

"Biz işadamları ve hükümetle yapılan toplantıda reel sektörün bankalar tarafından kriz döneminden önceki gibi desteklemesi gerektiğini belirttik. Çünkü reel sektöre destek kesilirse sağlam yapı çökmeye başlar. Aynı zamanda hükümette Merkez Bankası aracılığıyla bankaların arkasında olduğunu göstermesi gerektiğini belirttik. Sonuç olarak reel sektör ve bankacılık sektörü birbirine bağlı bir sektördür. Bu nedenle iki sektör birbirine destek çıkmalı hükümette bunları desteklemelidir. Türkiye'nin en büyük sorunu belirsizlik ve ümitsizliktir. AK Parti kapatılması davası sürecinde bunu yaşadık. Tam bunu atlattık derken küresel kriz çıktı. Şimdi kriz nedeniyle belirsizlik ve ümitsizliğe yer vermeyelim. Çünkü belirsizlik ortamında yatırım olmaz."

İHA
Yayın Tarihi : 7 Kasım 2008 Cuma 22:53:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?