5
Mayıs
2024
Pazar
ADANA

Oktay Girgin'e reva görülenler

MEB ve Adana milli eğitim teşkilatı başta olmak üzere ülkedeki tüm eğitim camiasının sevgi ve takdirini kazanmış olan değerli bir öğretmen neredeyse harcanacaktı.
ÇEAŞ Seyhan Anadolu Lisesi’nin kuruluşundan itibaren emek sarfeden Oktay Girgin’in öğrencileri ve okulu adına yaptıklarını anlatmaya kalksak bu sütunlar yetmeyecek..
Türk dünyasından, Türkiye Cumhuriyeti’nin çeşitli bakanlıklarından sayısız ödül, teşekkür, sertifika ve plaket alarak Adana’lıları ve Türk oğlu Türk herkesi onurlandıran bu değerli eğitimcinin Bizans oyunlarını aratmayacak bir sefilliğe kurban edilmesine ramak kalmıştı , ne mutlu onlara ki, bağımsız yargının asil üyeleri bu tezgaha düşmediler.
Sorun her zamanki gibi para..
Sorun çıkar hesapları..
Ülkenin önde gelen üç memur sendikasının işyeri temsilcisi herkesin yüreğini ağzına getiren bir oyunla sahne değiştirmek istediler ama,
Attıkları taş kurbağayı korkutmaya yetmedi..
Çıkarcıların ellerinde patladı..
Herşey 13.5 milyar lira için çıktı. Resmi makamlar tarafından yayınlanan bir genelge ile okul personelinin maaş aldığı bir banka ile anlaşma yapılmıştı. Adana ÇEAŞ Seyhan Anadolu Lisesi Müdürü Oktay Girgin, söz konusu bu parayı okul ihtiyaçları için harcamaya kararlıydı. Okulların nakdi destek alamadığı sıkıntılı bir ortamda ilaç gibi gelecek bu paraya ihtiyaç vardı.
Öğretmenleri bir araya toplayarak görüşlerini aktaran Girgin, teşvik ve destekle karşılandı. Başarıları ile Anadolu Lisesi sıralamalarında Çukurova’nın gururu olan okulun fiziki ve teknik ihtiyaç programının çıkartılması kararlaştırıldı.
Üç işyeri temsilcisi ve bunlara destek olan 5 öğretmen toplantıdan buruk ayrıldılar. Sözde alınlarının teri olan bu para kendilerine verilmeliydi. 13 milyar 500 milyon lira gibi bir paranın koca devletten istemek varken,
kendilerinden alınmasının alemi yoktu.
Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yağmaya başlayan asılsız, imzasız ve kimden geldiği belli olmayan ihbar mektuplarının işe yaramaması üzerine başka yollara girişildi.
Okul Aile Birliği’nin bazı üyeleri devreye sokularak basın yayın organlarına çengel atılmak istendi. Bir gazete hariç kimse bu oyuna gelmedi.
O gazete ki, daha sonra yayınladığı bir açıklama ile Girgin ve sevenlerinden özür dilemek zorunda kalmıştı ama, yapılan ilk yayın, Adana’ya yeni gelen Vali Cahit Kıraç’ın aceleyle verdiği bir karara neden oldu – soruşturmanın selameti açısından – yaftası ile başarısı yurt içi ve dışından tescilli, devlet kadrolarının yakından tanıdığı Türkiye sevdalısı bir eğitimci, onuru ve görev aşkı kırılma bahasına görevinden sökülüp alındı.
Yokluğunda ganimet paylaşmak için yarışanlar ilk iş olarak odasının kilidini değiştirdiler. Sırf Girgin emek verdi diye, iskemle sandalye koltuk, alet edavat her şeyi ama her şeyi kapan sağa sola saçtı. Okulun medar-ı iftiharı laboratuar odası dağıtıldı, malzemeleri sağa sola saçıldı.
Kısa süren ayrılık Adana Bölge İdare Mahkemesinin kararı ile son buldu. Mahkemenin Oktay Girgin’e yöneltilen suçlamaları gerçek dışı bulması ile işbirlikçilerin hevesleri kursaklarında kaldı.
Her şey bitti, fırtına dindi. Türkiye’nin tanıdığı, bazılarının ise yeni yeni öğreneceği ulvi bir zat hakkındaki gerçek kamu fermanı yayınlandı.
Bundan sonrasında neler olmalı?
Kalbi eğitim için çarpan bir ülke sevdalısının itibarı ile oynayan sözde eğitimci 8 kişinin sergiledikleri oyunun sürmesine daha ne kadar seyirci kalınacak?
Geldiği ilk günden itibaren gönüllerde taht kuran Vali Cahit Kıraç’a soruyoruz;
Devlet kurumlarının Adana’daki sözcüleri yaptıkları üzücü uygulamadan ötürü gönül alma cihetine gidecekler mi?
Aceleyle verilen kararda hata bulunduğunu bilerek yeni hatalara yol açmamayı denemek de dürüstlüğünden şüphe duymadığımız idarecilerin boyun borcu olmalıdır.
Hissesine düşecek promosyon parasını cebine indirmeyerek şerefli bir işe imza atmaya yeltenen Oktay Girgin’e ölmeden kabir azabı çektirenler bilmelidirler ki, devletin başka kurumlarında aynı uygulamayı gerçekleştirenlere iltifat yarışı vardır.
Lütfederlerse izah ederiz.
AZMİ ERTAN
Yayın Tarihi : 10 Ocak 2005 Pazartesi 07:56:35
Güncelleme :10 Ocak 2005 Pazartesi 20:58:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
melike ertan IP: 24.99.1.xxx Tarih : 18.08.2009 21:30:57

Yani bu adamin zamaninda sozu gecen okulun ogrencisi idim. Egitimci dediginiz sahsiyetin dayagini yemeyen ogrenci yoktu okulda. Ben kursude koca okulun önünde dayak yedim. Torene 10 saniye gec kaldigim icin. Baska bir arkadasim koridorda kalcasindan tekme yedigi icin, uc hafta okula gelemedi, sakatlik gecirdi. it, okuz, hayvan, serefsiz en kibar laflariydi bu sahisin. okulda sacma sapan nedenleri bahane ederek topladigi ve toplattigi paralarin haddi hesabi yoktu. anadolu lisesi gibi bir kuruma, secilmis ogrencilerin egitim gordugu bir okula asla yakismayak bir egitimci bozmasiydi.