SAHİLDEKİ 70 metrelik uçurumdan düştükten sonra, 3 gün deniz suyu içip ot ve yaprak yiyerek ölümün kıyısından dönen 19 yaşındaki Kezban Bozkur, “Beni oraya halamın kocası götürdü. Teslim ettiği kişi uçuruma yuvarladı. Kendime geldiğimde sesim çıkmıyor, kimseye ulaşamıyordum. Uçurumun dibinde ölüp gideceğimi sandım'' diye konuştu. 

Karataş İlçesi'nde sahilde gezmeye çıkan yaşlı çift ve bir balıkçı tarafından cuma akşamı ölmek üzereyken bulunarak kurtarılan Kezban Bozkur'un Adana Devlet Hastanesi’ndeki tedavisi sürüyor. Vücudundaki yaraların yanı sıra şişen bacakları nedeniyle yerinden kıpırdayamayan Bozkur'a, Ortopedi Servisi’nde yatan hasta refakatçileri ile güvenlik elemanları yardım ediyor. “Yaşadığıma hâlâ inanamıyorum, benim için orada geçen 3 gün ömre bedeldi'' diyen Kezban Bozkur, evli bir erkekle ilişkiye girip, kamyon şoförü olan eşi Gündüz Kesici’den ayrıldığı için ailesi tarafından dışlandığını söyledi. 2 yaşındaki oğlu Kadir'in de eşinin yakınları tarafından alıkonduğunu ileri süren Bozkur, bugün yaşadığı dehşet saatlerini ve öncesini hatırlamaya başladı. 

Ölmek üzereyken hayata yeniden dönen ve olayları hatırladıkça kafasındaki soruların da azaldığını belirten Bozkur’un son ifadesi, olayda cinayet girişimi olabileceğini gündeme getirdi. Bozkur şöyle dedi: 

“Beni oraya sevdiğim insanla görüştüreceğini söyleyen halamın kocası götürdü. Karataş'ın girişinde otomobili durdurdu, cep telefonuyla adını bilmediğim 27 yaşlarında birini çağırdı. Gelen adam otomobile bindi, olay yerine kadar gittik. Bana ‘Evli bir erkekle ilişki yaşamaya utanmıyor musun?' diye sordu. Eşimin beni sevdiğini onu neden terk ettiğimi sordu. Sonra, sevgilimin ellerinde olduğunu ve dövdüklerini söyleyerek telefondan sesini dinletti. Uçurumun kenarına gelince de beni itekledi.''

DENİZ SUYU ORGANLARINI BOZMUŞ

Harbiş Feneri yakınlarında 70 metrelik uçuruma düştükten sonra bir gün boyunca kendine gelemeyen ve içtiği deniz suyu nedeniyle iç organları hasar gören Bozkur, yaşam savaşı verdiği saatleri şöyle anlattı: 

“Kayalıkların üzerine düşmüştüm. Birinci gün yerimden kalkamadım. İkinci gün susamıştım ama, bacaklarım nedeniyle ayağa kalkamıyordum. Sürüne sürüne denize ulaştım, çok bitkindim. Deniz suyu içip, yapraklar yedim. Uzaktan birkaç kişinin geldiğini gördüm. Ayağa kalkamadığım için yattığım yerde bağırdım ama sesim fazla çıkmadığı için duymadılar. Artık bütün ümitlerimi kesmiştim. Beni kimsenin bulamayacağını ve öleceğimi düşünmeye başladım. Hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Üçüncü gün bir bayan ile erkek yakın mesafeden geçiyordu. Onlara seslendim, beni fark ettiler Sonra beni bulunduğum yerden kurtardılar. Hala hayatta olduğuma inanamıyorum.'' Olaydan 1 hafta önce ailesi ile kavga edip evi terk ettiğini anlatan ve sürekli 2 yaşındaki oğlu Kadir’i sayıklayan genç kadın, “Oğlumu bana getirin. Onu çok özledim. Yavrum olmazsa yaşayamaz ölürüm. Beni hayata oğlum bağlıyor'' diyerek gözyaşı döktü. 

Karataş Emniyet Müdürlüğü ekiplerine de hatırladıklarını yeniden anlatan Kezban Bozkur'un iddiaları üzerine, polis belirlediği bazı kişilerin ifadesini alarak olayı aydınlatmaya çalışıyor.