Adana İl Tarım Müdür Yardımcısı Uzman Veteriner Hekim Ömer Akmaz, kenelerin Mayıs-Ekim ayları arasında ortaya çıktığını, sıcaklıklar artıkça kenelerin daha tehlikeli olduğunu belirterek, "Türkiye'de Gümüşhane, Tokat, Amasya, Çorum, Yozgat, Kastamonu ve Çankırı'da yaşayan vatandaşlar daha dikkatli olmalı" dedi.

Akmaz, yaptığı açıklamada, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının dünyada ilk kez 1944'te Kırım'da, daha sonra 1956'da Kongo'da görüldüğünü, ülkemizde ise ilk defa 2002 yılında Tokat'ta görüldüğünü söyledi.

Akmaz, değişik ülke ve kıtalara yayılan hastalığın bugün 30 ülkede görüldüğünü, dünyada 850 kene türünün olduğunu, 30 kene türünün ise KKKA virüsü taşıyarak ölümlere yol açtığını ve bunlardan da en tehlikelisinin "Hyalomma" türü keneler olduğunu belirterek, "Bu tür keneler tarafından insanlara bulaştırılan Nairovirusların sebep olduğu viral ve öldürücü bir hastalıktır. Ülkemizde 2002 yılından bu yana yaklaşık 150 kişinin bu hastalıktan öldüğü bilinmektedir" diye konuştu.

Sıcak havalarda aktif hale gelen kenelerin birçok hastalığın da taşıyıcısı olduğuna dikkat çeken Akmaz, şunları kaydetti:

"Keneyle mücadele başlı başına bir sorundur. Ülke genelinde soruna neden olan bu kenelerle mücadele hepimizin görevidir. Keneler sivrisinek gibi sokup kaçmazlar, tutunduğu yerde uzun süre kalırlar ve kan emerek yaşamlarını sürdürürler. Tüm yabani ve evcil hayvanların (inek, koyun, keçi, at, köpek, tavşan, fare, kemiriciler, yerde beslenen kuşlar vb) üzerinde bulunabilir. Kene gelip üzerimize yapıştığı zaman bunu anlayamayız. Daha çok su kenarlarında, mera, çalılık gibi alanlarda yaşarlar ve ömürleri 2 yıldan fazladır. Açlığa çok dayanıklıdırlar. Aktif olmaları için 5 derecenin üzerinde ısıya ihtiyaç duyarlar. Dişiler yaşamları boyunca 3 bin ila 7 bin arasında yumurtlar ve ölürler, nemin ve sıcağın olmadığı yerde kene yoktur."

Akmaz, hastalığın mevsimsel özellik gösterdiğini, genel olarak Mayıs ve Ekim ayları arasında görülmesine rağmen değişik aylarda görülebildiğini, Türkiye'nin risk haritasında hastalığın Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu ve Çankırı illerinde yoğunlaştığını, diğer birkaç ilde ise tek tük vakaların görüldüğünü söyledi.

Hayvancılıkla uğraşanların, çiftçilerin, veteriner hekimlerin, kasapların, çobanların, mezbahada çalışanların, yün işiyle uğraşanların,kamp kuranların ve askerlerin risk altında olduğunu ifade eden Akmaz, "Keneleri yok etmemiz mümkün değil, kene her tarafta var. Keneyle yaşamasını öğreneceğiz. Kene vakasıyla karşılaştığımızda asla çıplak elle dokunmamalıyız ve panik yapmamalıyız. Vücuda yapışık kene tespit edildiğinde eldiven takarak keneyi öldürmeden, patlatmadan ve bir cımbızla kene vücuda yapışık ağız kısmından tutularak yavaşça sağa-sola sallayarak bir vida gibi çıkartılmalı veya bir sağlık kurumuna başvurularak çıkartılması sağlanmalıdır. Keneyi çıkarmadan asla kolonya veya alkol dökülmemeli. Çünkü kene üzerine alkol veya kolonya döküldüğünde kusarak, tüm virüsü insanın vücuduna salar. Kene çıkarıldıktan sonra o bölge bol sabunlu su ile yıkanarak, antiseptik dökülerek steril hale getirilmelidir. Piknik alanlarına gidildiğinde (su kenarları, otlaklar, çalılık ve yüksek otlu alanlar) uzun giysiler giymeli, bacakları açıkta bırakmamalı, paçalar çorap içine konulup kenenin vücuda ulaşması zorlaştırılmalıdır. Dönüşte tüm vücut kontrol edilip, yapışık kene olup olmadığına bakılmalıdır. Hayvan barınaklarındaki çatlak ve yarıklar sıvanarak badana yapılmalıdır. Hayvan sahipleri hayvanlarını ve ahırını kene ve diğer parazitlere karşı yılda iki defa ilaçlamalıdır. Av ya da görev gereği kırsal alanlara gidildiğinde vücudun açıkta kalan kısımlarına böcek kovucu ilaçlar sürülmelidir" şeklinde konuştu

İHA

Yayın Tarihi : 13 Mayıs 2009 Çarşamba 11:54:26