29
Nisan
2024
Pazertesi
ADANA

Türk sinemasının okulu

14. Altın Koza Film Festivali Sinema Programları Koordinatörü Kadir Beycioğlu Altın Koza'nın Türk Sineması'na bir çok yıldız ve yönetmen kazandırdığını söyledi. 

Beycioğlu, yaptığı açıklamada, festivallerin Türk Sineması'nın geleceği için çok önemli ve sanatçıların da yeteneklerini ortaya koyabilmeleri için bir fırsat olduğunu söyledi. Altın Koza'nın ilk olarak Adana Sinema Kulübü ve Adana Belediyesi tarafından ortak düzenlenmeye başlandığını hatırlatan Beycioğlu, "Festivali tarihi işlevselliği bakımından 3 dönemde ele almak gerekir. 1969 yılında başlayan ve ülkenin siyasi gelgitlerine karşı yeteri kadar donanımlı olmadığı için 1973 yılında sonlanan aralığı birinci aralık olarak değerlendirebiliriz. Bu dönem festivalin sinema dünyasına oldukça özel bir katkı sağladığı dönemdir. Çünkü, Altın Koza, Adana güneşiyle emzirip büyüttüğü bir ustayı Yılmaz Güney'i, Türk ve dünya sinemasının unutulmazları arasına sokmuştur" dedi. 


Beycioğlu, Yılmaz Güney'e Altın Koza Film Festivali'nde 1969'da "Seyit Han", 1970'de "Umut", 1971'de "Ağıt"la en iyi erkek oyuncu ödüllerini, 1971'de "Ağıt"la en iyi yönetmen ödülünü, ve 1970 ile 71'de "Umut ile Ağıt"la en iyi film ödülleri verildiğini vurguladı.
Yılmaz Güney'in Altın Koza Film Festivali'nde kazandığı başarıların ardından Cannes Film Festivalin'de de ödül aldığına dikkat çeken Beycioğlu, "Altın Koza sadece Türk Sineması'na değil dünya sinemasına da sanatçı yetiştirmiştir. Yılmaz Güney yönettiği, oynadığı filmlerle Türkiye sınırları dışına çıkmıştır" dedi. 


Yılmaz Güney gibi Metin Erksan'ın da Altın Koza sayesinde büyük bir çıkış yaptığını belirten Beycioğlu, "Metin Erksan 1969 yılında 'Kuyu' filmiyle hem en iyi yönetmen hem de en iyi film ödüllerini kazandı. 1973 yılında 'Gelin' filmiyle en iyi film ödülünü kazanan Lütfi Akad daha sonra yaptığı filmlerle unutulmazlar arasına girdi" diye konuştu. 


1973'ten sonra Altın Koza'ya ara verilmek zorunda kalındığını söyleyen Beycioğlu, bu tarihten sonra da Altın Koza için altın yıl olduğunu bir sinema şöleni yaşandığını kaydetti. 


Festivalin 2. döneminin ise 1992 yılında başlayan ve bu kez Adana depremiyle gelen doğal afete hazırlıksız yakalanarak 1997 yılında kesintiye uğrayan dönem olduğunu anlatan Beycioğlu, şunları söyledi: 


"Bu dönemde 1993 yılında en iyi film ödülünü kazanan Memduh Ün'ün yönettiği 'Zıkkımın Kökü' ile 1997'de en iyi film ödülünü kazanan Zeki Demirkurbuz'un yönettiği "Masumiyet" filmleri en akılda kalanlardır. Ancak bu dönemde Altın Koza Film Festivali'nde ilk kez başlatılan 'Öğrenci Filmleri Yarışması'dır. Bu dönemde birer sinema öğrencisi olarak Altın Koza Film Festivali'nden ödül kazanan genç sinemacılar günümüz Türk Sineması'nın önde gelen isimleri oldular. Altın Koza bu özelliğiyle bir nevi Türk Sineması'nın alt yapısını oluşturma görevini yerine getirmekte." 


14. Altın Koza Film Festivali yöneticileri olarak "Öğrenci Filmleri Yarışmasını" yapmaktaki amaçlarının yıllardır verilen emeğin ürüne dönüştüğünü görme anlayışı olduğunu ifade eden Beycioğlu, "1992 yılından beri bir çok genç sinemacı festivalimizden ödüller aldı. Ama özellikle bu bölümde yer alan sinemacılar günümüz sinemasında kendilerine özel yerler edindiler. 6. Altın Koza Film Festivali'nde 'Kan Kardeş' çalışmasıyla en iyi ikinci film ödülünü alan Serdar Akar, 7. Altın Koza Film Festivali'nde en iyi film ödülünü 'Gözlerin Yeşilçam'ın Son Yangını' filmiyle alan ve 14. Altın Koza Film Festivali'nde 'Takva' filmiyle yarışan Özer Kızıltan. Yeni aynı yıl 'Mutfakta Biri mi Var?' adlı filmiyle en iyi ikinci film ödülünü kazanan Kudret Sabancı, 'Laleli'de Bir Azize' ve 'Biri ver Biri Yok' çalışmasıyla en iyi ikinci film ve en iyi kurgu ödülleri alan Natali Yeres. 8. Altın Koza Film Festivali'nde 'Ağaç' adlı filmiyle en iyi film ödülünü kazanan İlker Canikligil, 12. Altın Koza Film Festivali'nde 'Gen' filmiyle en iyi film ödülü kazan Togan Gökbakar, 9. Altın Koza Film Festivali'nde 'Eti Benim Kemiği Senin' filmiyle Yılmaz Güney Özel Ödülünü alan Eyüp Boz ve 'Under Ground Kadir ve Sinema Çetesi' filmiyle en iyi belgesel ödülünü kazanan Yüksel Aksu, 'Dondurmam Gaymak' filmiyle bu bölümde yer almaktadır" dedi. 


Beycioğlu, Altın Koza'nın bu yapısıyla Türk Sineması'na hem oyuncu hem yönetmen yetiştirildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Yüksel Aksu Türkiye'den Oscar filmine aday aday olarak gösterildi. Bu bile büyük bir başarı. Altın Koza'dan ödül alan genç sinemacılar mutlaka önümüzdeki yıllarda Türk Sineması'nın alt yapısını oluşturuyor ve çok iyi yerlere geliyorlar. Altın Koza artık Türk Sineması için bir okul oldu. Ancak inşallah Altın Koza bundan sonra ara vermeden devam eder."
İHA
Yayın Tarihi : 7 Haziran 2007 Perşembe 14:51:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?