Antalya'da 20 yaşındaki eşi D.K.'nın kızlık zarını bozduğu gerekçesiyle eski nişanlısı 23 yaşındaki N.G.'yi kaçırıp işkence yapmak suçundan 13 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan 18 yaşındaki O.K. ikinci kez hakim karşısına çıktı. 

Eski nişanlının makatına cezve sapı soktuğu ve kadın kıyafeti giydirip başına eşarp bağlattıktan sonra cep telefonu kamerasıyla görüntülediği ileri sürülen O.K, “Bana küfür edince önce dövdüm. Sonra onu soyup mutfaktan aldığım cezvenin sapını makatına sokmasını istedim. Önce direnen N.G. bana ‘Ağabey krem var mı?’ diye sordu. Ben de kendisine, ‘Krem yok ama jöle var’ dedim. Kendisine jöleyi verip onun cep telefonu kamerasıyla yaptıklarını görüntüledim'' dedi. 

Geçen ocak ayında meydana gelen olayda D.K., kendisini arayan eski nişanlısı N.G,'ye buluşmak için randevu verdi. İddiaya göre buluşma yerine gelen D.K.'nın eşi O.K., N.G.'yi evlerine götürüp ellerini kollarını bağlayarak işkence yaptı. D.K. ile evlenmeden önce ilişkiye girdiği ve kızlık zarını bozduğu için intikam almak isteyen karı- kocanın, N.G.'nin makatına kahve cezvesi sapı sokup, bunu cep telefonu kamerasıyla görüntülediği iddia edilmişti. İşkenceden sonra sokağa atılan N.G., telefonla polisi arayarak şikayetçi oldu. 

‘Cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit' suçundan tutuksuz yargılanan D.K. ve tutuklu yargılanan O.K., bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. D.K, 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada verdiği ifadede, “N.G. benim eski nişanlımdı. Bana tecavüz etmiş ve 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaptığım şikayet nedeniyle ırza geçme suçundan tutuklanmıştı. Ben daha sonra şikayetimden vazgeçtim. Davamız evlenmek şartıyla ertelendi. Biz onunla nişanlandık, ama kısa süre sonra anlaşamayarak ayrıldık'' dedi. 

Daha sonra O.K. ile evlendiğini, N.G'nin kendisini sürekli cep telefonundan rahatsız edip, tekrar görüşmek istediğini söyleyen D.K., “Ben ona evlendiğimi söylememe rağmen ısrarla benimle görüşmek istediğini, hem telefonla arayıp, hem de mesaj göndererek dile getiriyordu'' diye konuştu. 

D.K., mahkemede şunları anlattı:
“Olay günü beni arayarak buluşmak istedi. Ben de eşim O.K.'nın anneannesinin evinin yakınındaki bir akaryakıt istasyonuna randevu verdim. Orada buluştuktan sonra bizi bir gören olur korkusuyla eşimin anneannesinin evinin yanına geldik. Burada konuşurken eşim O.K. geldi. Ben de N.G.'ye ‘Eşim geliyor, çabuk git’ dedim. O da bana ‘Geleceği varsa göreceği de vardır’ diyerek gitmedi. O.K., N.G'ye ‘Gel içeriye, konuşalım’ dedi. Eşim O.K., eve camdan girerek N.G. ile bana kapıyı açtı. Sonra eşim ve N.G., bir odaya geçerek konuşmaya başladı. Bağırtılar geliyordu. O.K., beni yanına çağırarak şişe getirmemi istedi.

Şişe bulamayınca mutfaktaki kahve cezvesini aldı. Daha sonra anneannesin giysilerini isteyen O.K.'ya giysi vermeyince gelip anneannesinin giysilerini alıp tekrar N.G.'nin yanına döndü. Biraz sonra yanlarına gittiğimde O.K., N.G'ye anneannesinin kıyafetlerini giydirmiş, eşarp bağlamıştı. Cep telefonunu N.G'ye vererek ‘Bir daha son olsun’ diyerek N.G.'yi kadın giysileri ile sokağa attı.'' D.K., “N.G'nin makatına cezve sapının sokulmasını ben görmedim ve olaya katılmadım'' dedi. O.K ise mahkemede şunları söyledi:
“Karımı sürekli rahatsız ediyordu. Kesinlikle daha önceden planlamadık. Onu karımın yanında görünce, konuşmak istedim. Bana küfür edince önce dövdüm, sonra onu soyup mutfaktan aldığım cezvenin sapını makatına sokmasını istedim. Önce direnen N.G., bana ‘Ağabey krem var mı?’ diye sordu. Ben de kendisine ‘Krem yok ama jöle var’ dedim. Kendisine jöleyi verip, onun cep telefonu kamerasıyla yaptıklarını görüntüledim.''