6
Mayıs
2024
Pazertesi
KAHRAMAN MARAŞ

Ecevit'e MİT'ten gelen sır

Ecevit'e MİT'ten gelen belgelerdeki müthiş sır... Bülent Ecevit'e 1979 yılında ulaştırılan MİT belgesine göre, 105 kişinin hayatını kaybettiği Kahramanmaraş olaylarında MİT parmağı var. Ecevit, MİT'teki kendi kaynaklarından gelen imzasız belgeye "Çok ciddi bir kaynaktan gelmiştir. Değerlendirilmelidir" notu düşmüş...

Bülent Ecevit, 1978'de başbakan olduktan sonra, birden olaylar, suikast girişimleri ve provokasyonlar çoğaldı.
Ecevit, devlet içinde daha derin bir devlet olduğundan kuşkulanıyordu. MİT'ten gelen imzasız raporlar kaygılarında haksız olmadığını ortaya koydu. 

Ecevit, bu raporları, "Ekli bilgi çok ciddi bir kaynaktan verilmiştir" notu düşerek güvendiği kişilere dağıttı ve arşivinde sakladı. O raporlar, 30 yıl sonra bugün ilk kez arşivden çıkıyor.

Gündem kontrgerilla 

1977, Türkiye için olduğu kadar Ecevit için de zor bir yıldı. Mayısta İzmir'de bir suikast girişiminden kıl payı kurtuldu. Çiğli saldırısından 5 gün sonra Taksim'de suikasta uğrayacağını bizzat Başbakan Demirel'den öğrendi. 

Buna rağmen hazirandaki seçimlerden 1. parti olarak çıktı. 1978 Ocak ayında hükümeti kurdu. Gündem, "kontrgerilla"ydı.
Aralıkta Maraş'ta iç savaş provası yapıldı: 105 kişi öldü. 

Ecevit, başında oturduğunu sandığı devletin içinde daha "derin" bir devlet olduğunu fark ediyor, ama bir şey yapamıyordu.
Araştırma sürecinde Ecevit'e MİT'teki kendi kaynaklarından gelen imzasız raporlar yardımcı oldu. Ecevit bu raporları özel arşivinde saklıyor, bazılarını, "Ekli bilgi çok ciddi bir kaynaktan verilmiştir. Değerlendirilmesinde yarar vardır" notuyla yakınlarına yolluyordu.
İşte biri: Ecevit arşivindeki 15 No'lu belge, başbakan olduğu dönemde kendisine gönderilen "MİT Hakkında Özel Not..."
Çok çarpıcı bir cümleyle başlıyor: "Teşkilatı, Atatürk'ün milli yolundan saptıran, birkaç cuntacının oyuncağı olmasıdır. (..) 3 yıl içinde 70'e yakın Atatürkçü uzman personel bu zihniyettekilerce, kimisi korkutularak istifaya zorlanmış, cesaretle karşı koyanlar da resen emekliye sevk edilmiştir."

Müstakil müsteşarlık 

Raporun yazarı, iddialarını örneklerken dönemin asker kökenli MİT müsteşarının, İstihbarat Başkanlığı'nın brifing salonundaki toplantıda söylediklerini Ecevit'e iletiyor. Müsteşar o toplantıda kendisinin Başbakan'a gitmediğini, yardımcısını da göndermediğini belirterek, şöyle diyor: 

"Biz şeklen başbakanlığa bağlıyız. Biz müstakil çalışırız ve istediğimiz makama istediğimiz bilgiyi veririz, istemediğimizi vermeyiz. Bizi kimse zorlayamaz. Bunu böylece biliniz ve hareketlerinizi ona göre ayarlayınız."

Kaçakçılardan para aldı 

Raporda, "Son 3 yılda MİT'i tarikatçı, tutucu, kafatasçılarla doldurarak Türkeşleştirmeye çalışan cuntacıların" tek tek adları veriliyor. Bir hukuk müşaviri "Türkeş'in dünürü, koyu kafatasçı" olarak tanıtılıyor. 

Psikolojik Savunma Başkanı'nın "Nakşibendi" olduğu ve Türkeş'le öteden beri sıkı bir işbirliği sürdürdüğü kaydediliyor. İstanbul Bölge Daire Başkanı'ndan, "Beyrut'ta, Filistinlilere silah kaçakçılığı yapanlara yardım ettiği için para almış ve İsviçre bankalarına yatırmıştır" diye söz ediliyor.

Statükoyu koruma 

Ankara Bölge Daire Başkanı'nı tanıtan paragraf çok çarpıcı:
"1972'de Ecevit'in otosunu sabote etmeyi planlayan ve uygulaması için emir veren kişi... İstanbul'da işkencelerinde başarılı olduğundan Ankara'ya atanmıştır." 

Aynı raporda, olaylarda MİT'in gerekli bilgiyi hükümete iletmediği kanısı dile getiriliyor ve amaç şöyle vurgulanıyor: "İktidara kendilerini kabul ettirerek statükolarını koruma gayreti içindedirler."

Olaylarda 105 kişi öldü

Kahramanmaraş'taki Çiçek Sineması'nda 19 Aralık 1978 akşamı "Güneş Ne Zaman Doğacak" adlı filmin gösterildiği sırada patlayan bir bombanın ardından başlayan ve 7 gün süren olaylar sonucunda 105 kişi öldü, yüzlerce kişi de yaralandı. Olaylar sırasında 917 ev, işyeri ve araç tahrip edildi. Ülkücü sloganlar atan binlerce kişi Alevi mahallelerine saldırdı. Birçok ile sıçrayan olaylar sonucunda 26 Aralık'ta 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. 835 kişi hakkında dava açıldı. 8 Ağustos 1980'de karara bağlanan davada, 22 kişi idama mahkûm edildi. 14 kişiye ömür boyu hapis cezası, 327 kişiye 15 yıla kadar hapis cezası verildi.

'Asıl görevini yapmayan MİT MHP'nin organı haline geldi'

Ecevit'in arşivindeki 3 Ocak 1979 tarihli rapor, MİT'teki MHP hâkimiyetine dair daha somut veriler içeriyor. Okuyoruz:
"Bugün MİT, MHP ve kontrgerilla ile müşterek bir çalışma içerisine girmiş, asıl görevini yapmayıp tamamıyla MHP yanlısı bir kuruluş haline gelmiştir. 

Diyarbakır ve Bölgesi Daire Başkanı, bölgesindeki MHP'lilere gelen kaçak silahların yurda sokulmasında her türlü kolaylığı sağlar. Karı koca müthiş ülkücü olduklarından yaptıkları bu hizmete karşılık MHP'lilerden ve silah kaçakçılarından bol para alırlar. 

MİT Hukuk Müşaviri ve Psikolojik Savunma Başkanı, Türkeş'in talimatıyla hareket eder. 1968'de Ecevit'in geçmişi hakkında bir broşürü Ankara Kardeşler Matbaası'nda bastırıp MHP, AP ve MSP'lilere gizlice dağıtmışlardır. 

CHP iktidarı devraldıktan sonra vuku bulan büyük olayların (Malatya, Sivas ve Kahramanmaraş) çıkacağına dair 1-2 ay evvelinden haber verilmediğinden yüzlerce vatandaşımızın can ve mal kaybına sebebiyet vermişlerdir. Önceden haber vermek bir tarafa, olayın yaratılmasında en etkin rol oynamışlardır. Nitekim Kahramanmaraş olayı MİT'ten (..) (..) (..) (..)'in (isimler yazarlarca gizlendi. RA.CD) müşterek planlamaları ile çıkarılmıştır. (..) "Türkeş, oraya ..'in tavassutuyla ..'u tayin ettirerek Güney Bölgesi'ni ele geçirmiş ve Kahramanmaraş olayını rahatlıkla tertip ettirmiştir. Eğer MİT olayın içinde olmasaydı, Kahramanmaraş'tan her türlü istihbaratı aylar evvel alır ve olayın zuhur etmesine meydan vermezdi. 

MHP'nin bir organı haline gelen MİT, CHP zamanında meydana gelen büyük olayları yapan ve yaptıran MHP'lilere ait hiçbir istihbarat ve bilgiyi vermeyip saklamış, sadece sola ait bilgiler aktarmak suretiyle olayları sola mal etmiştir.
 
Kurulan sıkıyönetim mahkemelerine sağa ait raporların verilmemesi, sadece sola ait raporların verilmesi hususunda Türkeş, MİT'teki elemanlarına talimat vermiştir."

MİT'TEN SUSURLUK RAPORUNA ELEŞTİRİ: 

'Abdullah Çatlı'nın eylemlerini açıklamak imajımızı bozar'


Bülent Ecevit, 1997'de Mesut Yılmaz başbakanlığında kurulan ANASOL-D hükümetinde başbakan yardımcısıydı.
O dönemde Susurluk skandalıyla ilgili olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan rapor önüne geldi. MİT, bir "bilgi notu" hazırlayarak raporla ilgili görüşlerini hükümete "Çok gizli" notuyla iletti. Ecevit'in arşivde sakladığı bu "bilgi notu" özetle şöyle: 

"AÇIKLANMASI SIKINTI YARATABİLECEK HUSUSLAR: 

İncelenen raporun bazı bölümlerinin kamuoyuna yansıtılmasının sıkıntı yaratabilecek hususlar meyanında olduğu...
6.2. Servisler Arası İlişkiler: 

CIA ve MOSSAD ilişkilerinin öne çıkarılması, adeta lanse edilmesi, MİT Müsteşarlığı'nın güvenilirliğini ve ilişkilerin selametini de etkileyebilecek bir görünüm arz etmektedir. 

6.3. Emniyet, Jandarma ve Silahlı Kuvvetler'in yurtdışı operasyonlara yöneldiği iddiaları: 

"Emniyetin A. Öcalan'a yönelik operasyon hazırlıkları dışında, Emniyet, Jandarma ve Silahlı Kuvvetler'in yurtdışı operasyonlara yöneldikleri" hususlarının iddia düzeyinde dahi olsa da kamuoyuna yansıması, çeşitli ülkeler nezdinde Türkiye'nin ve güvenlik güçlerinin itibarını zedeleyebilecek, kurumları zan altında bırakabilecek hususlar olarak görülmektedir. 

6.6. A. ÇATLI'nın 1984 Öncesi Eylemleri: 

Ermeni terör örgütü ASALA'ya karşı 1982-1984 yılları arasında gerçekleştirilen eylemlerin açıklanmasının, Türkiye'nin imajı, Türkiye-Ermenistan ve Türkiye-Fransa ilişkileri açısından uygun olmadığı, Türkiye aleyhine kullanılabilecek bir argüman niteliği taşıdığı değerlendirilmektedir.

'Öcalan operasyonu rapora girmemelidir'

Ecevit'in arşivindeki MİT'e ait bilgi notu: 

6.1. MERSEDES Operasyonu: 

Suriye'de A. Öcalan'a yönelik operasyonun tüm safahati ile raporda yer alması, (Sayfa 22) Türkiye'yi terörist devlet konumuna getirebilecek niteliktedir. Nitekim, Suriyeli ilgililerin olayı CIA veya MOSSAD'a mal edebildikleri ifade edilirken, devlet sırrı olması gereken konunun rapora detayları ile aktarılmasının izahı mümkün olamamaktadır. 

Her vesile ile siyasi platformlarda Suriye'yi terörist bir devlet olarak tanıtma ve kabul ettirme politikamızı zedeleyebilecek bu hususların ne denli gizli kalabileceği endişe konusudur.


Rıdvan Akar - Can Dündar/Milliyet
Yayın Tarihi : 11 Kasım 2006 Cumartesi 15:07:53
Güncelleme :11 Kasım 2006 Cumartesi 15:10:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?