2
Mayıs
2024
Perşembe
BİNGÖL

Çukurlar can alacak

Cumartesi akşamı.

Tembelliğin huzurlu kollarında, çocuklarımın “saadet partisi” adını taktıkları, televizyonun tam karşısındaki kanepede uzun otururken telefon çaldı.

Gelen haber dehşet vericiydi.  Genç yolunda kaza olmuş ve çok yakın bir dostum ve çocukları ağır yaralı olarak acile kaldırılmışlardı.

Kaygı, korku, endişe, telaş ve bu kavramlarla akrabalığı olan bilumum sözlük malzemeleri ile devlet acilin kapısından acil giriş yaptık hastaneye.

Ordaydılar. Sevindirik olduk. Hasan’la Şiar ayakta ve sapasağlamdılar. Adı gibi uyanık olan Şiar’ın yüzünde gözünde morartılar vardı ama olsundu. Ayaktaydı ve iyiyim diyordu. Mahallenin en güzel kızı dediğim küçük Beyza’nın kulağındaki yırtılmada olmasa kaza çok ucuz atlatılmış olacaktı. Kulağı kazada kötü olmuş ve bu yüzden ameliyata alınmıştı.

Başhekim ve nerdeyse bütün doktorlar oradaydı. Dr.Şekeralmaz durumun iyi olduğunu söylediğinde telaştan büsbütün kurtulduk.

Nasıl oldu” diye sorduğumda Hasan’ın cevabı bana ve bize hiçte yabancı olmayan bir kavramın çirkin suratını da ortaya koymuştu.

Çukur” dedi hafif gülümseyerek.

Genç’ten gelirken Çayboyu köyü yakınlarında asfaltın asfalttan başka her şey olduğu bir noktada düştüğü çukurlardan kurtulamamış ve araba kontrolden çıkmıştı. Yolun kenarındaki şarampole yuvarlanarak takla atan araçtan ancak yoldan geçen diğer sürücülerin yardımı ile kurtulmuşlardı.

Tek çukur değildi” diyor Hasan. “Çukur tarlasıydı. Aynı anda dört tekerlek farklı çukurlara düşüyordu. Arabanın dengesi bozuldu ve işte buradayız” dedi.

Araç bir takla attıktan sonra yan durmuş ve kapılar kilitlendiği için bir türlü çıkamamışlardı. Yoldan gelip geçenlerin fark edip yardıma gelmeleri yaklaşık 10 dakika sürmüş ama devrilmiş bir aracın içinde geçen 10 dakika bir ömür kadar uzun gelmişti hepsine.

Kaza anının paniği, arabadan çıkamayınca çocuklar için duyulan endişenin boyutları hesaba gelir şeyler değil.

Aile boyu hastanede geçen birkaç gün, yaşanan korku, karşılaşılan panik,  ve araçta meydana gelen birkaç milyar zararın birileri tarafından ödenmesi gerekiyor.

Ağır hizmet kusurundan dolayı karayollarını mahkemeye vereceğiz.

Buradan söylüyorum. Şehirlerarası yollarda çukurzede olanlar karayollarını, şehir içinde çukurzede olanlar Belediyeyi mahkemeye verebilirler, vermeliler.  Lastiğiniz patlasa mahkemeye verme hakkınız var.

Hukuki yardım konusunda başta ben olmak üzere Bingöl Barosundaki her avukat arkadaşımın destek olacağına eminim.

Bu çukurların can almasını mı bekleyeceğiz?

Not: Sadet partisi dediğimiz kanepenin bildiğimiz parti ile bir ilgisi  yoktur. Tüm ailenin aynı anda oturacağı kadar büyük olan bu kanepeye hepimiz oturduğumuzda çocuklar  saadet partisi’ni kurduk dedikleri için koltuğun adı saadet partisi kaldı.

Fahri Alimoğlu
Yayın Tarihi : 7 Şubat 2004 Cumartesi 14:48:00
Güncelleme :10 Şubat 2004 Salı 14:51:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?