3
Mayıs
2024
Cuma
ELAZIĞ

AKP'li vekil İşbaşaran istifa etti

ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ İŞBAŞARAN AK PARTİ'DEN İSTİFA ETTİ...(2)

AK Parti'den ihracı istenen Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran, partisinden istifa ettiğini duyurduğu basın toplantısında kendisine şantaj yapıldığını sürerek, "Ben haysiyetim, namusum ve şerefimle bu Meclis'te milletvekilliği yapıyorum ve her ortamda fikrimi söylüyorum. Beni susturamazlar. Allah'tan başka kimseden de korkum olmaz benim" dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen İşbaşaran, 20 Aralık gecesi polisle yaşadığı tartışmaya ilişkin detayları açıkladı. O gün eşiyle evlilik yıldönümlerini kutladıklarını ifade eden İşbaşaran, eşi, baldızı, oğlu, kızı ve misafirleri olan sanatçı Çiğdem Tunç'la beraber yemek yediklerini anlattı. Bu olayın gerek polis, gerekse AK Parti içindeki bazı isimler tarafından yanlış yerlere çekildiğini ve yanında 3 sarışın bayan bulunduğunun öne sürüldüğünü kaydeden İşbaşaran, yanında getirdiği Kuran'a el

basarak, "Elimi koyup yemin ediyorum ki o gün polisin trafik kontrolünde benim yanımda bulunanlar eşim Süreyya İşbaşaran, baldızım Deniz hanım ve misafirimiz Çiğdem Tunç'tur. Bunu başka bir yere çekmek isteyenler, belden aşağı vurmak isteyenler eğer Müslümanlarsa, Feyzi İşbaşaran hiçbir şeyden çekinmez. Bu Kuran'ın üstüne yemin ediyorum ki olay aynen böyledir" diye konuştu.

"BİR MİLLETVEKİLİNİN MALINI VE CANINI KORUYAMAYAN BAŞBAKAN ÜLKEYİ NASIL KORUR"

Bir milletvekilinin Ankara'nın göbeğinde malını ve canını koruyamayan bir Başbakan'ın bu ülkeyi nasıl koruyacağını soran İşbaşaran, bu olayların ilk örneğinin kendisi olmadığını belirtti. Geçtiğimiz günlerde AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç'ın yanına gelerek, "Ağabey geçmiş olsun, aynı olayı ben de yaşadım' dediğini hatırlatan İşbaşaran, Ankara Milletvekili Zekai Özcan'ın da bu tür bir olayın başına geldiğini ancak bunların basına yansımadığını ifade etti. İşbaşaran, bu olaydan sonra çıkıp haysiyetini, namusunu, şerefini koruduğunu belirtti.

Başbakan'ın dün akşam Meclis'te MYK'yı topladığını televizyonlardan öğrendiğini ifade eden İşbaşaran, bunun suç olduğunu, parti organlarının Meclis'te toplantı yapamayacağını söyledi. Bunun yasal olmadığını kaydeden İşbaşaran, Meclis Başkanı'nın bu konuda Başbakan'ı uyarması gerektiğini dile getirdi. İşbaşaran, "Aldıkları karar benim açımdan geçersizdir" dedi.

Bugüne kadar kendisini ne Başbakan'ın, ne İçişleri Bakanı'nın, ne de bir partilinin aramadığını anlatan İşbaşaran, yargısız infaz yapıldığını dile getirdi. İşbaşaran, disiplin kuruluna sevk edildiği konusunda şu ana kadar kendisine tebligat da yapılmadığını belirtti.

"İÇİŞLERİ BAKANIYLA 1.5 YILDIR KONUŞMUYORUM"

Bu partide fikrini söyleye söyleye geldiğini kaydeden İşbaşaran, 23 Ağustos 2007'de Adana Milletvekili Ömer Çelik'le arasında geçen bir olayı aktardı. Ömer Çelik'in Başbakan'ın özel kalemine, 'Bunlar nereden geldi, Başbakan'a küfredenler milletvekili oluyor' dediğini öne süren İşbaşaran, Başbakan'a bir mektup yazarak bu konuyu araştırmasını istediğini söyledi. İşbaşaran, o günden beri Ömer Çelik'le ne konuştuğunu, ne de Çelik'in elini sıktığını ifade etti. İçişleri Bakanı Atalay'la, Kızılcahamam kampında

yaşanan bir tartışma nedeniyle yaklaşık 1.5 yıldır konuşmadığını anlatan İşbaşaran, Elazığ'ın Karakoçan Kaymakamı'nın okula gitmekte zorlanan 28 kız çocuğu için servis talep edilmesi üzerine bunların 12'sinin alevi olduğunu söylemesi üzerine kaymakamın görevden alınması için İçişleri Bakanı ile görüştüğünü ancak Atalay'ın kendisine, 'Dilekçe yazın inceleteyim' karşılığını verdiğini anlattı. İşbaşaran, o tartışmanın ardından İçişleri Bakanı ile hiç konuşmadıklarını vurguladı. İşbaşaran şunları kaydetti:

"Benim hiçbir ihaleyle işim olmadı. Hırsızlık falan yapmadım. Damadımın yönetici olduğu bir şirkete gazete ve televizyon almadım. Oğluma gemicik falan da almadım. Ben haysiyetim, namusum ve şerefimle bu Meclis'te milletvekilliği yapıyorum ve her ortamda fikrimi söylüyorum. Bunları yapan arkadaşlar milletvekilliğine devam ediyorlar ama ben gidiyorum. Beni susturamazlar. Allah'tan başka kimseden de korkum olmaz benim."

"BAŞKOMİSERİN BAŞBAKANI, DEMEK HAZMEDEMEDİN"

Son Genelkurmay olayıyla ilgili de fikrini söylediğini ve hala aynı fikirde olduğunu dile getiren İşbaşaran, Başbakan'a ve hükümet üyelerine yönelik bir suikast hazırlığında olunduğuna inanmadığını ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın ortaya koyduğu Kürt açılımından AK Parti içindeki birçok milletvekilinin rahatsız olduğunu öne süren İşbaşaran, 25 yıldır PKK'nın başaramadığını Başbakan Erdoğan'ın başardığını söyledi. İşbaşaran şunları söyledi:

"Benim polisle, bir komiserle bir tartışmam oldu. Sayın hükümet, Osman Baydemir yedi sülalenize dümdüz gitti. Bunu hazmettiniz de benim bir komiserle tartışmamı mı hazmedemediniz? Başkomiserin Başbakanı, demek hazmedemedin. Ayıptır, ayıp. Bir milletvekilinin haysiyetini, namusunu koruyamayan bir Başbakan, ben bu ülkeyi nasıl korursun."

Bu zihniyette olan bir partiyle artık yoluna devam etme imkanının olmadığını ifade eden İşbaşaran, kendisine şantaj yapılmak istendiğini, polisin telefonla çektiği görüntülerin, Başbakan'ın bilgisi dahilinde medyaya servis edildiğini öne sürdü. İşbaşaran, "Bundan sonra bir bağımsız milletvekili olarak Meclis'te görev yapacağım. AK Parti'de yoluna devam eden arkadaşlara başarılar diliyorum. Onların içinde ne kadar huzursuz arkadaşlar olduğunu biliyorum. Seçilip seçilmeme endişesiyle susanlar, susmayın ya.

Ömür boyu milletvekilliği mi yapacaksınız. Başka işler yaparız" diye konuştu.

İşbaşaran, hazırladığı istifa dilekçesini göstererek, "Bu benim istifam, hediyem olsun Başbakan'a" dedi ve istifa dilekçesini önündeki mikrofona geçirdi. İşbaşaran, danışmanından dilekçenin bir kopyasını Meclis Başkanlığı'na iletmesini istedi. Dünden beri evinin etlfikrini söyleye söyleye geldiğini kaydeden İşbarafında sivil polislerin dolaAbaşaran, 23 Ağustos 2007'de Adştığını kaydeden İşbaşaran, can ve mal güvenliğinin olmadığını öne sürdü. İşbaşaran şöyle konuştu:

"Buradan bütün dünyaya sesleniyorum. Bütün demokratik ülkelere sesleniyorum. AB ülkelerini büyükelçilerine sesleniyorum. Sesimiz kısıldı. Susturuluyoruz. Şantaj yapılıyor. Ölümle tehdit ediliyoruz. Çoluk çocuğumun, eşimin can güvenliği kalmadı. Benim can güvenliğim kalmadı. Eğer benim başıma herhangi birşey gelirse bunun sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır. Kendileri suikast korkusu ve can derdine düşüyorlar. Bana şantaj yapılıyor. Dünden beri takip ediliyorum. Korkutuluyoruz. Ben korkmak. Ama başıma birşey

gelirse sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır."

İşbaşaran'ın Meclis Başkanlığı'na sunduğu istifa dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:

"Parti içi demokrasinin işlemediği, benim gibi fikrini ifade eden milletvekillerinin şantaj ve tehditle susturulmaya çalışıldığı bir partide milletvekili olarak görevimi sürdürmem imkansız hale gelmiştir."

ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ İŞBAŞARAN AK PARTİ'DEN İSTİFA ETTİ...(2)
ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ İŞBAŞARAN AK PARTİ'DEN İSTİFA ETTİ...(2)
ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ İŞBAŞARAN AK PARTİ'DEN İSTİFA ETTİ...(2)
ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ İŞBAŞARAN AK PARTİ'DEN İSTİFA ETTİ...(2)
İHA
Yayın Tarihi : 26 Aralık 2009 Cumartesi 18:03:05
Güncelleme :26 Aralık 2009 Cumartesi 22:53:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 85.178.20.xxx Tarih : 27.12.2009 10:46:25

Bir Milletin Vekiline yakismiyacak Hareketler yapan senin gibi bir vekile  ihtiyac yok, sen kafayi cek ondan sonra Devletin Memurunu ve orada Bulununan Halka Küfürler yagdir, Birde Halka örnek olacaksin  Simdide AKP kötümü oldu senin gibileri Partiden attigi icin