6
Mayıs
2024
Pazertesi
GÜNCEL

Keban'da Nimri Dede'ye anma

Elazığ'ın Keban İlçesi Pınarlar Köyü'nde yetişen "Aşık Edebiyatı"nın önemli isimlerinden Nimri Dede'nin (İsmail Dehmen) ölümünün 20. yılı dolayısıyla anma töreni düzenlendi. 

Kaymakamlık ve belediye organizasyonuyla Keban Kapalı Spor Salonu'nda yapılan anma törenine, AK Parti Elazığ Milletvekili Abdulbaki Türkoğlu, Keban Kaymakamı Hüseyin Çakırtaş, Keban Belediye Başkanı Ramazan Çelik, Keban Milli Eğitim Müdürü Mahmut Kesginer, Ağın Belediye Başkanı Mustafa Yentür, Hankendi Belediye Başkanı Avni Keskin, Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar Rızayev Resuloğlu, AK Parti İl Başkanı Nurettin Kılıç, MHP İl Başkanı Faruk Erdem, Genç Parti Merkez İlçe Başkanı Osman Gür, Halkın Yükselişi Partisi Elazığ İl Başkanı Talat Aksoy, AK Parti İlçe Başkanı Ömer Kaya, DYP Keban İlçe Başkanı Ömer Rüzgar, Anadolu Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma ve Yayma Derneği Genel Başkanı Ali Çoban, gazeteci-yazar Bedrettin Keleştimur, birçok daire amiri ve yaklaşık bin kişi katıldı. Belediye tarafından Ağın, Dibekli, Arapkir, Onar, Denizli, Bayındır, Pınarlar, Taşkesen ve Ulupınar köylerinden anma törenine gelmek isteyenler için araç çıkarıldı. 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda günün önemine dair konuşmalar yapıldı. AK Parti Elazığ Milletvekili Abdulbaki Türkoğlu, yaptığı konuşmada, 1977 yılında hacca giden Nimri Dede'nin örnek yaşantısının tüm Aleviler'e örnek olmasını temenni ederken, Kaymakam Hüseyin Çakırtaş, "Yöremizin tek ve ilk aşığı olma özelliği nedeniyle Nimri Dede'nin Aşık Veysel gibi, Elazığ ve Türkiye'de kendi yerini alacağına inanıyorum" dedi. Belediye Başkanı Ramazan Çelik ise, Nimri Dede'yi anmanın kendileri için büyük bir şeref olduğunu ifade ederek, "Nimri Dede, teklikten, birlikten yana olan büyük bir şahsiyettir. Onu anmak bizlerin görevidir. Nimri Dede, Tanrı Dağları kadar Türk, Hira Dağları kadar Müslüman'dır" diye konuştu. Daha sonra diğer katılımcılar tarafından da birer konuşma yapıldı. Programda daha sonra Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Buran'ın konuşmacı olarak katıldığı bir konferans gerçekleştirildi. Konferansta Nimri Dede'nin hayatı, şiirleri ve felsefesi, sinevizyon gösterisi eşliğinde anlatıldı. Konferansta Prof. Dr. Ahmet Buran; Nimri Dede, hayatı ve eserleriyle ilgili olarak şunları kaydetti:
"Nimri Dede ile 1985'te Keban'ın Baskil ve Ağın yöresi ağızlarını konu alan yüksek lisans tezimi hazırlarken tanıştım. O dönemde Nimri Dede'nin şiirleriyle tanıştım. Nimri Deden'in 1986'da öldüğünü öğrendim. Yaptığım araştırmada birçok şiirinin olduğunu, bu şiirlerin eski Osmanlıca ile yazıldığını, oğlu Naki Dehmen'den öğrendim. Tüm şiirleri Osmanlıca ile yazılmış 19 defterden oluşuyor. Şiirleri Latin Alfabesi'ne çevrilerek üç bölüm halinde 'Nimri Dede (İsmail Dehmen); hayatı ve şiirleri' ismiyle 258 sayfa Manas Yayıncılık tarafından yayınladı. Kitapta Nimri Dede'nin hayatı, aldığı ödüller, bestelemiş şiirleri, edebi kişiliği, el yazısı ve resimleri bulunmaktadır. 1950 yılında hacca giden Nimri Dede, dindar bir insandır. O, Alevilik ile Sünnilik'i birleştiren bir anlayışa sahiptir. Sünniler'in ibadetlerine 'Evet' "softalığına" 'Hayır' diyen Dede, Aleviler'in de inancına 'Evet' derken "ibadetsizliklerine" 'Hayır' der. Alevi inanç ve geleneğine bağlı olan Nimri Dede, bunu çeşitli şiirlerinde dile getirir. Nimri Dede, coşkun bir mutasavvıf, cezbeli bir hak aşığı ve tam manasıyla bir 'vahdet-i vücut'tur. Tanrısı ile öyle hem hal olur ki, bazen sadece "hal ehlinin" söylenebileceği ve sadece hal ehlinin söylenmesi durumunda hoş görülebilecek ifadeler kullanır. Bu tür ifadelerinde söyleyiş ve felsefe olarak, Yunus Emre'den Hallac-ı Mansur'a, Pir Sultan Abdal'dan Kaygusuz Abdal'a uzanan gelenek ve anlayışın izleri görülür. Özellikle bilime, bilgiye değer veren Nimri Dede, 'Her şey bir şeydir, cahil hiçbir şeydir' der. İnsanlığın en büyük düşmanının cehalet olduğunu düşünür ve birçok şiirinde bu düşüncesini dile getirir. Oğlu Naki Bey'in verdiği bilgiye göre Nimri Dede, her gece saat 3'te kalkar; 5'e kadar zikir eder, namaz kılar ve daha sonra saz çalarmış. Güzel saz çalan Dede'nin, sözleri kendisine ait olan bestelerinin bulunduğunu yine Naki Bey bizlere nakletti. Namaz kılan Dede, özellikle oruç tutmayı çok sever; Ramazan ve Muharrem oruçlarının yanında çeşitli özel günlerde de oruç tutarmış. Nimri Dede, büyük bir vatansever, Cumhuriyet aşığı ve Atatürk hayranıdır. Kurtuluş Savaşı'nı, onun büyük komutanı Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletini coşkulu şiirlerle anlatır. Şair, 1973 yılında Konya'da Geleneksel Türkiye Aşıklar Bayramı'nda Gufrani şiir dalında ödül alıyor. Türkülerinden biri Abdullah Yüce tarafından, diğeri ise Arif Sağ tarafından bestelenmiştir. Nimri Dede aşık edebiyatı ile tekke edebiyatının özelliklerini taşımaktadır. Onda Yunus Emre'den Karacaoğlan'a, Pir Sultan Abdal'dan Kaygusuz Abdal'a, Emrah'tan Ruhsatiye geleneksel ve çağdaşı olan Neyzen Teyfik'ten Mehmet Akife kadar yeni dönem Türk şairlerinin izlerini görmek mümkündür." 

Anma etkinlikleri çerçevesinde, Elazığ Musiki Konservatuvarı Derneği Harput Müziği Korosu Fethi Ahmet Deniz eşliğinde sunulan yöresel türkülerden sonra, Anadolu Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma ve Yayma Derneği'nce sunulan semah gösterisi ilgiyle izlendi. Alevi ses sanatçısı Mazlum Bektaş'ın türküleriyle salon coşarken, Nimri Dede'nin eserlerinin seslendirmesinin ardından plaket takdimine geçildi. Kaymakamlık ve belediye tarafından Prof. Dr. Buran'a, Dernek Genel Başkanı Ali Çoban'a, Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar Rızayev Resuloğlu'na ve Musiki Konservatuvarı Derneği Başkanı Fethi Ahmet Deniz'e katkılarından dolayı plaket verildi.
.
Yayın Tarihi : 6 Mayıs 2006 Cumartesi 17:52:51
Güncelleme :6 Mayıs 2006 Cumartesi 17:57:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Onurcan Kaya IP: 85.103.64.xxx Tarih : 4.06.2006 01:55:59
Ozanlarımızı,heleki Nimri Dede gibi değerlerimizi yaşatabilmek,sonraki kuşaklara tanıtabilmek,ne güzel.