Ağar: Kimin hükümetisiniz ?

Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, milletin iktidara getirdiği partiye 2 sene zaman tanıdığını, bu süre sonunda çiftçinin ve köylünün perişan hale düşürüldüğünü ileri sürdü.

Dün akşam saatlerinde Muş’a gelen DYP lideri Mehmet Ağar, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Spor Salonu’nda düzenlenen DYP Muş İl Teşkilatı 8. Olağan Kongresi’ne katıldı. Kongreye ayrıca DYP’nin Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mümtaz Yavuz, eski DYP Bitlis Milletvekili Yahya Çevik, eski DYP Mardin Milletvekili Veysi Şahin, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yöneticileri katıldı.

Yaklaşık 3 bin kişinin bulunduğu salona ’Başbakan Ağar’ ve ’Türkiye Seninle Gurur Duyuyor’ sloganları eşliğinde giren DYP Genel Başkanı, konuşmasında hükümete yüklendi.

Ağar, DYP iktidarıyla birlikte yaşanacak huzurun heyecanını şimdiden duyduklarını söyledi.

Hükümetin köylüyü, çiftçiyi ve esnafı tamamen bitirdiğini öne süren Ağar, "Meşhur Muş tütünü buradan kaldırıldı, yok edildi. O yetmezmiş gibi en çok ekilen şeker pancarı da yok edildi. Çiftçiler mağdur edildi. Şimdi çiftçiye soruyorum: Seçimler öncesinde bu meydanlarda gezen şimdiki iktidarın üyeleri ne diyorlardı? Diyorlardı ki; ’Verin oyları şeker pancarı kotasını kaldıralım.’ Kaldırdılar mı; aksine daha da yukarıya çektiler kotaları. Sizler elin yabancı firmalarının, tatlandırıcı firmalarının kotasını artırdınız, pancar çiftçisinin kotasını düşürdünüz. Siz onların hükümeti misiniz; yoksa Muş çiftçisinin hükümeti mi? Kimin hükümetisiniz siz? Buradan açıkça söylüyorum, bizim iktidarımızı da pancar kotaları çiftçinin istediği şekilde artırılacak. Köylü perişan, çiftçi perişan, ekemiyor, biçemiyor. Tohum pahalı, ilaç pahalı, mazota gelen zammı takip edemez duruma geldik. Buna rağmen hükümetin bakanı diyor ki; ’Gözünüzü toprak doyursun.’ Başbakan da Erzurum’da meydanlarda çiftçiye diyor ki; ’Millet sizi mi besleyecek.’ Besleyecek tabii. Bunlar çiftçiliği bilmemişler, bunlar yol bilmez hale gelmişler. Esnaf perişan. Esnafın üstüne sabah akşam vergi bindiriyorsunuz. Esnaf kendi Bağ-Kur primlerini ödeyemez halde. Sıkıntıya da düştükleri zaman adamın üstüne vergi memuru gönderiyorlar. Memurlara baskı yapıyorsunuz, memurlara tayin baskısı yapıyorsunuz" dedi.

"HALKIMIZIN RAHATI İÇİN DAĞLARDAYIZ, YOLLARDA, SOKAKLARDAYIZ"

Konuşmasında, hak hukuk ve özgürlüklerden yana olduklarını dile getiren Ağar, halkın rahatı ve huzuru için mücadele ettiklerinin altını çizerek, "Bugüne kadar hep verdiniz. ’Can dedik’ verdiniz. ’Vergi dedik’ verdiniz. ’Askerlik’ dedik yaptınız. Ama bilesiniz ki bizim iktidarımızla birlikte alma devriniz geldi. Muş’a ayak bastığımızdan bu yana herkes bir ülkenin, bir inancın ve gelecekte var olacak mutluluğu paylaşmanın heyecanı içinde bize güç verdi. Sizin huzurunuz ve mutluluğunuz için çalışmak bizim boynumuzun borcudur. Siyaset, milletimizin ihtiyaçlarına cevap vermek için, milletimizin zor gününde yanında olmak için. Bunun için siyaset yapıyoruz. Bunun için yollardayız, dağlarda, sokaklardayız. Bu ülkeye, bayrağına, toprağına, insanına inanmışız" diye konuştu. Demokrasi, hukuk, hak ve özgürlüklerden yana olduklarını da sözlerine ekleyen Ağar konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsanlarımıza karşı 2 büyük görevimiz var. Bunlardan ilki haklarından, hürriyetlerinden emin, haksız muameleye tutulmayacağından emin, çocuklarının geleceğinden emin olarak yaşama imkanı tanımak. İkincisi de, Türkiye’nin kalkınması ve milletin refaha, huzura kavuşmasını sağlamaktır. Bizim meselemiz yoksullukta çatışma değil, zenginlikte buluşmak ve uzlaşmaktır. Doğu ve Güneydoğu’yu öncelikle kalkındırmak bizim görevimizidir. Bu topraklarda yakın tarihte acılar çektik. Bizim işimiz artık acıları unutmaktır. Bizler için önemli olan acılar üzerinden değil, gelecekte çocuklarımız sağlayacağımız umutlar üzerinde güzellikler üzerinde birlikte gayret göstermektir. Muş’ta, Bitlis’te, Van’da, Siirt’te mutsuz bir tek çocuk kalmayana kadar uykular bize haram olsun."

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, konuşmasının ardından vatandaşlarla Kürtçe vedalaştı. Konuşmasının sonunda salona asılan Atatürk portresini ve Türk bayrağını gösteren Ağar, ’İşte Gazi Paşa, işte bayrak, hadi Hatirev (hoşçakalın)" diyerek konuşmasını noktaladı.