3
Mayıs
2024
Cuma
MUŞ

Bulanık davasının nakline tepki

BULANIK DAVASININ NAKLİNE TEPKİ

Muş'un Bulanık ilçesinde 15 Aralık 2009 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili davanın Samsun Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledilmesine Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile Muş Baro Başkanlığı tarafından tepki gösterildi.

Adalet Sarayı önünde düzenlenen basın açıklamasına BDP Muş milletvekilleri Sırrı Sakık ve Nuri Yaman, eski DTP milletvekili Aysel Tuğluk, Muş Barosu avukatları ile parti üyeleri katıldı. Burada bir konuşma yapan Baro Başkanı Sabahattin Göçmen, davanın Samsun'a alınmasının adil yargılamaya müdahale olduğunu savundu. Tabii hakim olan Muş Ağır Ceza Mahkemesi'nin delillere doğrudan ulaşması gerçeğinin engellendiğini iddia eden Göçmen, "Davanın nakledilmesiyle tabii hakim olan Muş Ağır Ceza Mahkemesi'nin

delillere doğrudan ulaşması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması engellenmiştir. Olayın onlarca tanığı, mağduru, müştekileri bizzat mahkeme tarafından dinlenmeyecektir. Muş'ta güvenliği sağlayamayan devlet, davanın nakledileceği yerde özellikle mağdur tarafından güvenliğini nasıl sağlayacaktır. Sonuç olarak davanın nakledilmesini adil yargılanma hakkına müdahale olarak görmekteyiz. Davanın başka bir yere nakledilmesiyle temel hukuk prensiplerinden delillerin vasıtasızlığı ve yüz yüzeliği ilkesi çiğnenmiştir" dedi.

Bulanık'ta meydana gelen olaylarda katillerin korunduğunu iddia eden BDP Muş milletvekili Sırrı Sakık ise, "Demokratik Toplum Partisi üyeleri ve yöneticileri Bulanık'ta bir basın açıklaması yapmışlardır. Bu basın açıklamasından sonra orada halkın üzerine ateş açıldığını ve 2 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 8 insanın da ağır yaralandığını hepimiz biliyoruz. İlk ölüm ve ikinci ölüm arasında 1,5 saatlik bir süre var. Burada devletin gücünü sürekli halkın gözünün içine sokan vali ve buradaki yetkililer,

1,5 saatlik süre içerisinde halkın katledilmesine seyirci kalmışlardır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yoktur. Sadece bu uygulama Kürtlere karşı yapılmaktadır. Devletin güvenliğinden, gücünden bahseden sayın vali 1,5 saatlik süre içerisinde neredeydiniz? O katili kollayıp korudunuz ama halkın can güvenliğini sağlayamadınız" ifadelerini kullandı.

Muş Valisi Erdoğan Bektaş'ın görevden alınması gerektiğini iddia eden Sırrı Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün de o katili aklamak üzere buradan oyunlar oynanarak Samsun'a götürüyorsunuz. Biz birbirimizi tanırız. Uğur Kaymaz olaylarından da biliriz bunları. Mağdurlar gitti Eskişehir'de saldırıya maruz kaldı. İşte bu olay da Uğur Kaymaz olayı gibidir. Eğer gerçekten bu ülkenin yetkilileri bu ülkede hak, hukuk, adalet ve huzur istiyorsa bu eli silahlı, halkın üzerinde terör estiren valiyi bir an önce görevden almalıdır. Hukukun ve huzurun ülkesi isteniyorsa biz hukuk istiyoruz, adalet istiyoruz. Çok fazla

bir şey istemiyoruz. Katilleri masumlaştırmaya hakkınız yok. Bir taraftan açılımdan bahsederken, diğer taraftan ellerinde pompalı tüfeklerle, keleşlerle masum halkın üzerine ateş açıp sonra mal güvenliği, can güvenliği derseniz kimse buna inanmaz. Hukuk devletlerinde bu olmaz, otoriter faşist devletlerde bu yöntem uygulanır. Devletin gücünü tanıyoruz ve biliyoruz. Biz hepimiz bu devletin mağdurlarıyız. Biz faili meçhulleri de biliriz, köy yakmaları da biliriz. Onun için devletin o ceberut yapısı, o ceberut

eliyle bizi tehdit edip bizi terbiye edeceğini düşünüyorlarsa yanılırlar. Bundan sonra bu ailelere sözümüz var, halkımıza sözümüz var, bedenimiz paramparça da edilse, bu ülkede hukuk ve demokrasi oluşmadığı müddetçe iç barışımız olmayacaktır. Herkes bunu bilmelidir. Biz ölümden korkmuyoruz, kısa bir ömür için ölümün önünde boyun eğen olursa, bu mücadelede bir tek insan olursa namerttir. Halkımıza barış ve demokrasiyi vadettik, halkın huzurlu ve hukukun ülkesinde yaşaması, Türklerin ve Kürtlerin bir arada

yaşaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Biz gerçekten ortak bir vatan istiyoruz. Kürtlerin ve Türklerin eşitçe yaşadığı bir vatan istiyoruz. Başka bir talebimiz yok."

Eski DTP milletvekili Aysel Tuğluk da konuşmasında, "Bu coğrafyada her zaman halkımıza karşı faşist anlayışın, otoriter anlayışın, ırkçı anlayışın yaklaşımı öldürmek olmuştur, tutuklamak olmuştur, işkence olmuştur. Bunları yaşayan, bilen bir halkız. Ama artık Kürt halkı bu dayatmalara, bu baskılara, bu tehditlere karşı boyun eğmeyecektir. Halkımız bu tür uygulamalara karşı demokratik ve meşru tepkisini göstermeye devam edecektir. Şunun devlet tarafından, bu uygulamaları gerçekleştiren zihniyetler

tarafından çok iyi bilinmesi lazım ki Kürtlerin de tahammülü bir yere kadardır. Kürtlerin demokrasi ve barış isteğine eğer siz kurşunlarla yanıt verirseniz ve bunu gerçekleştirenleri korumaya kalkarsanız bu halkın tahammülünü oldukça zorlamış olursunuz. Bunlara hiç girmemek gerekiyor. Davanın Samsun'a nakli kararı kesinlikle bu olayın üstünü örtme amaçlı bir karardır" iddialarında bulundu.

Öte yandan, Bulanık'taki olaylarda öldürülen Necmi Oral'ın annesi Perinaz Oral ile kız kardeşi Hacer Oral, davanın Samsun'a alınmasına tepki gösterdi. Sık sık ağlayan anne ve kızı feryat ederek, akan kanın durmasını istediklerini söyledi.

Adliye Sarayı ve Hükümet Konağı önünde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı basın açıklamasının ardından, Sakık ve beraberindekiler Baro Başkanlığı'nı ziyaret etti.

BULANIK DAVASININ NAKLİNE TEPKİ
BULANIK DAVASININ NAKLİNE TEPKİ
BULANIK DAVASININ NAKLİNE TEPKİ
BULANIK DAVASININ NAKLİNE TEPKİ
BULANIK DAVASININ NAKLİNE TEPKİ
İHA
Yayın Tarihi : 9 Şubat 2010 Salı 16:41:04
Güncelleme :9 Şubat 2010 Salı 18:34:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?