1
Mayıs
2024
Çarşamba
VAN

Ruhi Su


Ruhi SU   (1912-1985) 

Müzisyen, folklorcu. Van’da doğdu. Adana da büyüdü.İlkokulu Adana’da tamamladı..
İlkokulun dördüncü sınıfında keman çalmaya başladı. 1936’da o zaman ki adıyla Musiki Muallim Mektebini, 1942’de Ankara Devlet Konservatuarının şan bölümünü başarıyla bitirdi. Aldığı klasik batı müziği eğitimi, ömrü boyunca kendini adadığı türkülerin yorum icrasına yaklaşımının kurumsal temelini oluşturdu aynı yıllarda Ankara Cebeci İkinci Ortaokulunda ve Hasanoğlan Köy Enstitüsünde büyük bir koro oluşturdu. Ankara radyosunda on beş günde bir yayınlanan türkü programları düzenledi, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde büyük bir koro oluşturdu.

Ankara Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca , Yarasa, Aşk iksiri, Rigoletto, Figaro’nun düğünü maskeli balo ve konsolos gibi operalardaki başarılarıyla, bas bariton Ruhi Su, müzik çevrelerinde ilgiyle izlenen bir müzisyen olmuştur. 

12 Kasım 1952’de tutuklanarak İstanbul’a gönderildi. 141. maddeden yargılanarak 5 yıl hapis, 20 ay gözetim altı hükmü giydi. Böylece Ruhi Su’nun opera yaşamı noktalanmış, türkülerine yeni bir boyut, buruk bir tat ekleyen başka bir dönem başlamış oluyordu. Bilinçli bir tavırla türküler üzerine çalışmaya başladığı 1938 yılından, ölümüne kadar, hapishanenin ağır koşulları, engellenmeler yasaklanmalar, hiçbir şey, türküler söylemekten onlar üzerinde aralıksız çalışmaktan, korolar oluşturarak türkülerini öğretmekten olanak bulduğu zaman konserlerde, resitallerde, olanak verilmediği zaman dost evlerinden, gece kulüplerine kadar, elverişli elverişsiz her ortamda türkülerini söylemekten alıkoyamadı.

Türkülerin anlam ve içeriği dünya görüşünü biçimlendirmekte; dünya görüşü, türkülerini sevip yorumlamakta belirleyici etken oldu. Sanatçı-toplum ilişkilerini bilinçle, sevgiyle besleyerek her zaman diri, işlevsel tuttu. Ne sanatından en küçük bir ödün verdi ne sağlam dünya görüşünden. Kendini sanatına sanatını halkına adadı. Böyle bir yolda büyüdü. Ölümsüzleşti. 

Batı müziği tekniğini halk türkülerine uyarlayarak kendine özgü bir tür yarattı. Yunus Emre, Pir Sultan, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu’nun türkülerini söyledi. Levni, Nazım Hikmet, orhan veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Fazıl Hüsnü dağlarca, Ali Yüce’nin şiirlerini müziklendirdi. 

Türküleriyle nerelerden seslendiyse, o yerler birer sanat merkezi oldu. Sarsılmayan sanatçı kişiliğinin saygınlığı ve ağırlığıyla yurt içinde yurt dışında, bilinç, insan sevgisi, coşku ve inançla yoğrulmuş belirli düşünce hareketinin vazgeçilmez bütünleyicisi oldu. Bilinçlendirdi coştu, coşturdu ; hep bir şey vererek, kendine bir şeyler katarak öğretti, öğrendi. Bin bir güçlüğü aşarak derlemeler yaptı. Çok zengin bir türkü repertuarı oluşturdu. Dostlar korosunu kurarak onlarla birlikte konserler verdi. 45’lik plaklar, uzunçalarlar, kasetler çıkardı. 

Başlıca uzunçalarları:

Seferberlik Türkileri ve Kuvayı Milliye Destanı, Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Şiirler-Türküler, Köroğlu, El Kapıları, Semahlar, Sabahın Sahibi Var, Çocuklar Göçler Balıklar, Zeybekler.

Vekilinize soru sormak/sorununuzu iletmek ister misiniz?
Sorular/Cevaplar