AK Parti Hisarcık İlçe Başkanlığı'nın 3. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Biçer, "Bizim iki gücümüz var. Bunlardan birincisi halkımızla iç içe olmamız. Bence Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki ilk defa halkın içinden bir parti çıkıyor ve yine Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa halkın içinden çıkmış bir halk çocuğu Başbakan, halkın içinden çıkmış tornacının oğlu Cumhurbaşkanı oluyor. Türkiye AK Parti iktidarıyla sadece fiziksel olarak değil, mantalite olarak da bir değişimimin bir dönüşümün içerisindedir.İnşallah yarın Türkiye’nin yakın tarihi yazıldığında sizler ve bizler bu şerefli tarih içerisinde yerimizi almanın onur ve gururunu çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağız.Dolayısıyla şu anda belki farkına varamadığınız ama gelecekte çok net bir şekilde farkına varılacak bir kutlu yürüyüşün, bir ulvi davanın mensupları olmakla ne kadar övünseniz ne kadar kıvansanız azdır diye düşünüyorum. Yine sayın Başbakanımızın söylediği ikinci önemli gücümüz kendi aramızdaki birlik ve beraberliğimiz, uluvvetimiz, kardeşliğimiz. Bunu biz hiçbir zaman göz ardı edemeyiz. Bu birlik ve beraberliğimiz devam ettiği sürece bizim halkımıza olan hizmetimiz devam edecektir ve halkımız bunun takdirini zaten yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok partili hayata geçtiğimiz günden beri iktidarda olmasına rağmen çok düzenli olarak oyları artan belki ender siyasi partilerden birisi AK Parti'dir. Biz bunun kıymetini biliyoruz.ve bunun gereğini de inşallah yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Oylarımızın artıyor olması bizleri rehavete sürüklemiyor ve sürüklemeyecektir.Bu bize halkımızın teveccühü halkımızın bizim sırtımıza ne kadar ağır yük yüklediğinin en önemli nişanesidir. Halkımızın teveccühü artıkça bizim iş yapma,görev görme içtihat’ımız da aynı şekilde artacaktır ve artmalıdır.Çünkü halkımız bu hizmetlere senelerdir susamış durumdadır.İnsanımız Avrupa’lı insanların yaşam tarzının özlemi içerisinde buna da hakkı var.Ama senelerdir geçmiş iktidarların uyguladığı popülist politikalar sonucunda kangrenleşmiş bir takım sorunların çözümünü bizden bekliyor.Beklemelidir de buna da hakkı var.Ama hepimiz biliyoruz ki sihirli bir değnek yok elimizde Birden bire değdirdiğimizde bu sorunlar hemen ortadan kalkıvermiyor.Başbakanımız hep şunu söylüyor: 'Biz hiçbir zaman halkımıza yalan söylemedik ve yalan söylemeyeceğiz.' Biz hiçbir zaman halkımızı kandırmadık, kandırmayacağız inşallah, Biz hiçbir zaman popülist politika izlemedik,izlemeyeceğiz inşallah.Ama halkımıza da 2000’li yılları hatırlatmak zorundayız..Türkiye o yılarda toplamış vergilerle dış borcunun faizini bile ödeyemiyordu.19 defa İMF ile stand bay anlaşması imzalamıştır.”Ben şu sözleri veriyorum ve sözümün arkasında duracağım”diye.19 defa da bu söz bozulmuştur.Bir devlete yakışmayan bir tavır.Biz iktidara gelmeden önce verdiğimiz sözlerin tamamını tuttukve bugün İMF ile bağımızı biz istersek kurabiliriz. Herhangi bir borcumuz kalmadı. Türkiye iflasın eşiğindeki bir ülkeden bugün dünyada ekonomide 16.büyük durumuna geldi.Avrupa Birliği devletleri arasında 6.’ncı 7.’nci sırada. Bunları anlatmak zorundayız. 6 yıl içerisinde böyle bir performans gösteren siyasi iktidar inşallah sizlerin desteğiyle bu çalışmasına hız vererek devam edecektir. Dinamizmimizi her zaman korumak zorundayız. Bu dirililiğimizi, bu ayakta oluşumuzu, bu dimdik duruşumuzu,çalışma azmimizi her zaman diri tutmak zorundayız”dedi.

İHA

Yayın Tarihi : 4 Ekim 2008 Cumartesi 13:08:16