3
Mayıs
2024
Cuma
KÜTAHYA

Hava değişikliklerinde kalbe dikkat

Kütahya Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Birkan Akbulut, hava sıcaklığındaki ani değişikliklerin hastaları tedbirsiz yakaladığını belirterek, ani hava sıcaklığının özellikle kalp ve damar hastaları için risk teşkil ettiğini söyledi.

Op. Dr. Birkan Akbulut şunları kaydetti: “İnsan vücudu vücut ısısını deri yoluyla ayarlamaktadır. Normal şartlarda kalp debisinin ancak yüzde 5-10’u deriye akar. Çevre ısısının artması ile bu oran yüz 50-60’lara kadar çıkabilmektedir. Bunu yaparken cilt altı damarlar genişlemektedir. İnsan vücudu bu mekanizma ile vücut ısısını ayarlamaya çalışmaktadır. Ancak venöz yetmezlik adı verilen toplardamar hastalarında damarlardaki bu genişleme hastaların şikayetlerinin artmasına neden olabilmektedir. Venöz yetmezlik hastalarının bacak ağrısı, şişme, kramp, deri değişiklikleri gibi şikayetleri vardır. Bu şikayetlere sebep olan toplardamarların kanı yeterince yukarıya doğru taşıyamaması ve damarların genişlemesidir. Zaten genişlemiş olan damarlar çevre ısısının artması ile vücut sıcaklığını ayarlayabilmek adına daha da genişleyebilmektedir. Böylece var olan şikayetler daha da artabilmektedir veya belli belirsiz olan şikayetler aşikar hale gelebilmektedir. Damar hastalıkları kalp ve damar cerrahları tarafından değerlendirilip tedavinin planlanması gerekmektedir. Tedavi seçenekleri her hastanın durumuna göre ayrı düzenlenmelidir. Venotonik gruba dahil bazı ilaçların kullanılması, kompresyon çorabı kullanımı, yetmezlikli toplardamarın cerrahi olarak ortadan kaldırılması veya lazer yöntemi ile tedavinin sağlanması tedavi seçenekleri arasındadır.

Ağrı gibi şikayetler söz konusu olunca eski bir alışkanlık olarak sıcak uygulamasına sıkça başvurulur. Oysa toplardamar yetmezliğinde bacaklara soğuk duş yaptırılması rahatlayıcı etki sağlamaktadır ve cildi zinde tutmaktadır.”

Özellikle koroner arter hastalığı veya kalp yetmezliği olanların, hipertansiyon hastalarının, böbrek hastalarının ayrıca risk altında olduğunu söyleyen Op. Dr. Birkan Akbulut sözlerine şöyle devam etti: “Su ve mineral dengesinin korunması çok önemlidir. İnsan vücudunun yüzde 50-65’i sudur, yani yetmiş kilogram ağırlığında olan bir birey için bu değer 42 litredir. Günlük sıvı gereksinimi yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı ve fiziksel aktivite gibi değişik faktörlere bağlıdır. Günlük sıvı kaybının yarısı cilt ve akciğerlerden farkında olmadan gerçekleşmektedir. Sıvı kaybı ve tüketimi arasında dengeyi koruyabilmek için günde en az 2-2,5 litre sıvı tüketilmelidir. Sıcak havalarda bu miktar erkek için 2,9 litre, kadın için 2,2 litre olmalıdır. Toplumda yanlış bir uygulama da sıvı olarak çay, kahve ve kolalı içeceklerin bolca tüketilmesidir. Bu içeceklerin idrar söktürücü yani sıvı kaybettirici özelliği vardır. Bu sebepten dolayı bu gibi içecekler asla suyun yerini tutamaz.”

 

iha
Yayın Tarihi : 15 Nisan 2009 Çarşamba 13:45:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?