Akademisyen Prof. Dr. Vural Kavuncu, referandumda 'evet' oyu kullanacağını kaydetti. Kavuncu, çağdaş ve demokratik ülkelerde bir anayasanın demokratik meşruiyete sahip olmasının, onun yapım sürecine halkın katılımıyla mümkün olabileceğini belirtti.

1961 ve 1982 Anayasalarını yapan kurucu meclislerin antidemokratik özellikleri ve olumsuz imajlarının tarihsel bellekte tazeliğini koruduğuna işaret eden Kavuncu değişiklik önerilerini toplumun hemen her kesimi tarafından talep edilen demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ilk adım olarak değerlendirdiğini söyledi.

Demokrasiyi bir yaşam biçim olarak özümsemiş ülkelerde yasama faaliyetlerinin temsiliyet esasına göre halk tarafından seçilmiş parlamento tarafından yürütüldüğünü, doğrudan halka gitme anlamına gelen referandumun ise demokraside son nokta olduğunu söyleyen Kavuncu, "Şu anda kamuoyunda yapılan tartışmalar paketin içeriğinden ziyade siyasi özellik taşıyor. Paketin büyük çoğunluğu konusunda itirazı olan kimse zaten yok. Tartışılan maddeler Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesinin yapısı ile ilgili. Bunun da imtiyazlı durumu koruma refleksi ile yapıldığını zannediyorum. Artık halk ayrıcalıklı kişi ya da kurum olmasını istemiyor. Bu değişikliklere bireysel özgürlük ve haklar, hesap sorulabilirlik, şeffaflık, demokratik katılım ve halk iradesinin yönetime yansıması açısından bakmak lazım. Gelişmiş ve demokratik geleneğin yerleştiği ülkelerde böyle bir gündem yok. Bir Kanada, bir İsveç, bir Hollanda'da darbelerin tartışıldığına tanık olabilir misiniz? En yüksek yargı organına, bir kurul tarafından seçilmiş bir üyenin yaşam boyu üyelik hakkı devam edebilir mi? Engelli kişiler için düzenlemeler yapmayan, diğer vatandaşların yararlandığı her türlü olanağın onlar için de erişilebilirliğini teminat altına almayan bir anayasa olabilir mi? Devletin bazı kurumları kendilerine antidemokratik misyonlar yükleyerek kendi vatandaşını yasal olma-yan bir şekilde fişleyip onları ayrımcılığa tabi tutabilir mi? Yapılan her türlü düzenleme, verilen karar, yargı denetiminden bağımsız olabilir mi, dahası yargılanamayacak kimse olabilir mi?" dedi. Halkın yeterli derecede bilgilendirilmediği ve ne için oy kullanacağını bilmediği değerlendirmelerine de değinen Kavuncu, "insanlar değişiklik maddelerinin detaylarını bilmeyebilir ama her gün televizyonlarda yapılan tartışmaları dinliyor, kendi kanaatlerini oluşturuyorlar. Son bir senedir haber kanallarının ana haber bültenlerinde ilk 10-15 dk. içerisinde neler konuşulmuş bir bakın. Halk artık bunları duymak, konuşmak istemiyor. Yıllarca kendilerine sadece "iş ve aş" talep etmeleri gerektiği dikte edilmiş. Yani bir yerde çalış, akşama eve ekmek götür, bu sana yeter denilmiş. Halbuki insanların artık daha farklı istek ve arzuları var. Kimse karşısında ezilip büzülmek istemiyorlar; haklarını arayabildikleri, kamu kurum ve kuruluşlarının kendilerine hizmet için varolduğu, sosyal haklarının güvence altında olduğu bir ülke istiyorlar. Bence referandumda oy kullanırken halk bunları da göz önüne alacaktır" diye konuştu. Seçim sonucu ilgili olarak da Kavuncu, "benim tahminim ve gözlemlerim "evet" oylarının fazla olacağı yönünde. Çok farklı toplum kesimlerinden "evet" tercihi yapacakları yönünde beyanlar geliyor. Bunu, siyaset kaygısı olmaksızın, demokratikleşme ve özgürlükçü bir anayasa yönünde bir tercih olarak görüyorum. Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi durumunda da toplumdan siyasetçilere (daha fazlasını istiyoruz) şeklinde bir mesaj çıkmış olacaktır" değerlendirmesini yaptı.

İHA

Yayın Tarihi : 23 Ağustos 2010 Pazartesi 13:31:03

Güncelleme :23 Ağustos 2010 Pazartesi 15:07:51