7
Mayıs
2024
Salı
KÜTAHYA

Milli şair panelle anıldı

DPÜ'DE İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY’U ANMA PROGRAMI

Dumlupınar Üniversitesi ve Başbakanlık Atatürk Kültür Merkezi tarafından İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 89. yılı ve vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’u anma günü dolayısıyla bir panel düzenlendi.

Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda yapılan ve Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu’nun başkanlığını yürüttüğü panele, Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat, Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Kenan Olgun, Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Abdullah İlgazi ve Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güneş konuşmacı olarak katıldılar.

Panelin açılış konuşmasını yapan Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, İstiklal Marşı'nın öne çıkan iki temel kavramın hürriyet ve istiklal düşüncesi olduğunu belirterek, bu değerlerin aynı zamanda Milli Mücadele’nin başarıyla sonuçlanmasında da en önemli motivasyonu sağlayan kavramlar olduğunu ifade etti. İlim, irfan ve dava adamı, safahat şairi, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki milletin bağımsızlığını ve istiklalini kaybedeceği korkusunu derinden yaşadığını vurgulayan Sarıkoyuncu, tüm bu değerlerle birlikte, Ersoy’un bu milletin bağımsızlığını ve istiklalini yeniden kazanacağına dair inanca da sahip olduğunu ifade etti.

 

"YÜKSEK AHLAK SAHİBİ BİR ERDEM KAHRAMANI MEHMET AKİF ERSOY"

İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un yüksek ahlak sahibi bir erdem kahramanı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, o’nun fikirlerinden şiirlerine kadar bütün hayatıyla milletimiz ve şahsımız adına onur duyacağımız bir fikir adamı olduğunu belirterek marşın yazıldığı dönemde şairin tavrını şöyle hatırlattı. Sarıkoyuncu, “Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı “kahraman ordumuza” ithaf etmiştir. Ayrıca, “Bu şiir bana değil, milletime aittir.” diyerek İstiklal Marşı’nı Safahat adlı kitabına koymamıştır. Yine yarışma sonunda kendisine zorla verilen 500 lirayı da fakir çocuk ve kadınlara meslek öğretmek üzere kurulan “Darülmesai”ye bağışlamıştır. O günlerde Burdur milletvekili olan Mehmet Akif’in bir paltosu bile yoktur. Ankara’nın dondurucu soğuğunda eski bir ceketle dolaşmaktadır. Şu an üzerinde yaşadığımız toprakların her bir karışı için binlerce şehit verilmiştir. Bu toprakların bedeli, canla ödenmiştir. Öylesine kutsal, öylesine değerlidir işte vatan."

 

"2. MEŞRUTİYET ÖRGÜTLÜ TOPLUM VE MEHMET AKİF ERSOY"

Ardından söz alan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat, 2. Meşrutiyet Yılları ve Örgütlü Toplum konulu konuşmasında, Mehmet Akif’i tanıttı. Mehmet Akif’in imzasının ilk defa 1891 yılının dergi ve gazetelerinde görüldüğünü, fakat bunların Mehmet Akif’i doğrudan anlatan metinler olmadığını, Akif’i 2. Meşrutiyetten sonra yazdıklarıyla tanıdığımızı belirten Prof. Dr.Polat, 2. Meşrutiyet’le birlikte ortaya çıkan örgütlü toplum içinde Akif’in konumunu şöyle izah etti: “Örgütlü tolum, insanın keşfettiği en güzel olaydır. Ama bireyler, fert olduğunu hissetmez, fark etmez, ortaya koyamazsa örgütlü toplum hedefe ulaşamaz. Mehmet Akif, örgütlü toplumun neresindedir, bireyliğini yeterince ortaya koymuş mudur? Evet, hiç şüphe yok. 2. Meşrutiyet yıllarında Akif’i, örgütlü toplum modeli 4 ayrı dernekte görüyoruz. Bunlardan birincisi İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeliğidir."

 

"MİLLİ MÜCADELE CEPHESİNDEN TÜRK HALKINA SESLENEN DAVA ADAMI"

Daha sonra söz alan DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Abdullah İlgazi, Milli Mücadele Cephesinde Mehmet Akif konulu konuşmasında İstanbul ve Anadolu’da yaptığı faaliyetlerden ve konuşmalardan örnekler sundu. Mehmet Akif Ersoy’un vatanın kurtarılması için birlik ve bütünlük çağrısı yaptığını kaydeden Doç. Dr. İlgazi sözlerinde şunlara yer verdi: “Mondros Mütarekesi’nden sonra vatanın işgal tehlikesi ile karşı karşıya kalması üzerine Mehmet Akif hem İstanbul’da bulunduğu süre içinde hem de Anadolu’ya geçtikten sonra bütün gücü ile vatanımızın her türlü işgal ve baskıdan kurtarılması için çalıştığı görülmektedir. Bu gaye ile Mehmet Akif, özellikle Anadolu’ya geçtikten sonra çeşitli vilayetlerde büyük bir coşku ile milletimize seslenmiş, vatanın kurtarılması için birlik ve bütünlük çağrısı yapmış, arta kalan zamanlarında da baş yazarı olduğu Sebilürreşad gazetesinde yazdığı şiir ve makaleleri ile Millî Mücadele’ye katkıda bulunmuştur."

Panelde konuşan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Olgun ise, Mehmet Akif’in TBMM’deki faaliyetleri konulu konuşmasında Şairin, mecliste Burdur ve Biga Milletvekilliği yaparak iki kez görev aldığını hatırlattı. Şairin, Burdur milletvekili seçilmesinin bilakis Mustafa Kemal Paşa’nın isteğiyle olduğunu belirten Doç. Dr. Olgun, Bozkurt isyanını bastırmak amacıyla Ankara’ya gelen Mehmet Akif’in o dönemde henüz milletvekili olmadığını ancak Mustafa Kemal Paşa’nın milletvekillerinin yer aldığı heyete Mehmet Akif Ersoy’u da eklediğini ifade etti.

 

"ARUZ VEZNİNİN MÜFREDATTAN ÇIKARILMASI ÇOK ÜZÜCÜDÜR"

Panelde son olarak söz alan DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güneş, bir aruz ustası olarak bilinen Mehmet Akif Ersoy’u anlattı. Aruz bin yıllık bir şiir geleneğimizdir diyen Yrd. Doç. Dr. Güneş, "Şairleri susmuş bir millet güçsüz bir çocuk gibidir, ne mutlu bize ki, bu millet Akif gibi yüce şairler yetiştirmiş ve yetiştirmeye devam edecektir" dedi.

"Milli mücadeleye aktif olarak destek vermiş olan Mehmet Akif Ersoy’un, şairliğini bu derece etkili kılan en mühim gerçek aruz veznidir" diyen Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güneş, günümüzde aruz vezninin müfredattan çıkartılması için çabalayan kişilerin böylesine yüce değerleri zedelediğini ifade ederek bu konuda edebiyatçı aydınların daha mücadeleci olması gerektiğini vurguladı. “Bir milletin İstiklal Marşı aruz ile yazılacak ve diyeceksiniz ki bu vezni artık çocuklarımıza öğretmeyelim. Böyle bir şey olamaz. Zengin şiir geleneğimizi bu şekilde koruyamayız” diyerek düşüncelerini dile getiren Güneş, şiiri ayakta tutan 3 önemli özelliği ahenk, hayal ve form olarak tanımladı.

Konferansın sonunda katılımcılara Rektör Yardımcısı , Panel Başkanı Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu tarafından üniversite anı tabağı takdim edildi.

DPÜ'DE İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY’U ANMA PROGRAMI
İHA
Yayın Tarihi : 18 Mart 2010 Perşembe 11:17:04
Güncelleme :18 Mart 2010 Perşembe 23:46:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?