Kore gazileri, 60 yıl öncesini yad etti. 25 Haziran 1950 de yaşanan Kore Savaşı'nın 60. yıldönümü nedeniyle Türkiye Muharip Gaziler Derneği Salihli Şubesi'ne kayıtlı Kore Gazileri Topçu Emekli Astsubay Nusret Sarvga (82), Mustafa Gökmen (81), Nasuk Akça (78), Mehmet Zeytin (78) ve Hasan Güç (78) dernek binasında bir araya gelerek anılarını yad ettiler.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Salihli Şubesi Başkanı Mustafa Ali Erdem, kardeşin kardeşi, evladın ana ve babayı vurmak zorunda kaldığı Kore Savaşı'nın üzerinden 60 yıl geçtiğini belirterek "Kuzey Kore'nin Güney Kore'nin başkenti Seul'e yaptığı saldırı sonucu yaşanan vahşet hâla hafızalardan silinmiş değil. Birleşmiş Milletlerin talebi ile 15 bin Türk askeri savaşa katıldı. 1953'de biten savaşta bin şehit verirken, 2 bin 200 Türk askeri yaralandı" dedi.

Kore Gazileri ise, "Allah böyle bir vahşeti hiçbir devlete yaşatmayı nasip etmesin" dediler. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Salihli Şubesi Başkanı Mustafa Ali Erdem, Kore Savaşı ile ilgili Kore gazilerine kitap hediye etti.

ONUR KÖŞESİ

Kore Gazisi Emekli Astsubay Nusret Sarvga, evinde hazırladığı köşede savaş anılarını anlattı. Evinde oluşturduğu ve onur köşesi diye adlandırdığı yerde madalya ve resimleri bulunan Sarvga, şöyle konuştu: "Adnan Menderes hükümeti döneminde Birleşmiş Milletler'in isteği üzerine 16 devlet Kore'ye asker gönderdi. İlk kafile olarak 5 bin asker gitti. Kafileler birer gün arayla 3 gemi halinde hareket etti. Gidiş 19 gün geliş 27 gün sürdü. Türk Tugay'ı Kasım 1950'de Seul'de çete muharebelerine katıldı. Bu savaş 1953 yılına kadar devam etti. Savaşta Türk Tugay'ının gösterdiği başarıdan sonra Amerikalı komutan, 'Biz sizi kör bir bıçak gibi gördük. Çete savaşlarına sürdük. Ama Türk Ordusu öyle bir performans gösterdi ki karşımıza bilenmiş bir bıçak gibi çıktı. Siz Birleşmiş Milletleri ve 8. Ordu'yu büyük bir felaketten kurtardınız' diyerek bize 8. Ordu Komutanlığı tarafından Üstün Birlik Nişanı verildi."

13 ay cephede kaldıktan sonra Türkiye'ye döndüklerini anlatan Sarvga, sözlerine şöyle devam etti: "Dönüşümüz yaralı askerleri memleketlerine bıraktığımız için 27 gün sürdü. Gaziliğin ne olduğunu önce bilmemiz gerekir. İki türlü gazi var. Malül Gazi savaş sırasında bedeninden herhangi bir uzvunu kaybetmiş kişilere denir. Muharip Gazi ise savaşa girip çıkmış ve bedeninden herhangi bir uzvunu kaybetmemiş ve yara almamış kişilere denir. Ben Mustafa Kemal Atatürk gibi Muharip Gaziyim."