Manisa'da ilginç çevre eylemleriyle tanınan öğretmen Cuma Toygar, küresel ısınma ve çevre kirliliğine dikkat çekebilmek amacıyla Hakkari'ye yürüyüş başlattı. Günde 40 kilometre yol katedecek olan Toygar, 60 gün sonra Hakkari'ye ulaşmayı hedefliyor.

Manisa Necatibey İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmenliği yapan, evli ve bir çocuk babası 48 yaşındaki Cuma Toygar, yürüyüş öncesi Manolya Meydanı'nda basın toplantısı düzenledi. Daha önce yine küresel ısınma ve çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla Manisa'dan Ankara ve Edirne'ye yürüyen Toygar, bu sefer Hakkari'ye yürüme kararı aldığını açıkladı. Yürüyüş sırasında ihtiyacı olacak yiyecek ve malzemeleri yerleştirdiği çantası ve elinde "Küresel Isınmayı Durdurun" yazılı pankartla gazetecilerin karşısına çıkan Toygar'a arkadaşları da destek verdi.

Küresel ısınmaya karşı kamuoyunun dikkatini çekebilmek, çevre kirliliğine karşı toplumu bilinçlendirmek amacıyla bu yürüyüşe karar verdiğini belirten Toygar, geceleri benzinlik veya yol kenarında uyuyarak, gündüzleri de yürüyerek günde 40 kilometre mesafe katetmeyi planladığını, seyahatin 60. gününde Hakkari'de olmayı hedeflediğini söyledi. Toygar, "Yıllardır çevre adına öğrencilerimiz ve Manisalılarla severek ve isteyerek faaliyetler yürütüyorum. Manisa'dan Ankara'ya bir yürüyüş gerçekleştirdim. Dünyada

küresel ısınma sorunu var, iklim değişikliği sorunu var. Geçen sene yine çevre sorunlarını işleyebilmek için Edirne'ye kadar 1 aylık bir yürüyüş gerçekleştirdim. Bin kilometreyi bir ayda yürüdüm, Kapıkule'yi elledim. Bu yolculuğum esnasında insanlarla ilişkiye giriyorum, temas ediyorum, konuşuyorum. TEMA gönüllüsü gençleri eğitiyorum, yetiştiriyorum. Bulunduğum her yerde çevre sorunlarını işliyorum. Bu sene de daha büyük bir yürüyüşü düşündüm. Türkiye'nin bir ucundan bir ucunu güneyden katetmeyi düşünüyorum" dedi.

Seyahati hakkında bilgi veren Toygar, "Yaklaşık 2 bin 200 kilometrelik yolu 2 ayda tamamlayarak Manisa'dan Ankara'ya bir yürüyüş başlatıyorum. İnşallah 1 Eylül'de Hakkari'de olmak istiyorum. Bu yürüyüşüm esnasında araç kullanmıyorum. Sürekli yaya gidiyorum. Sadece gündüzleri yol alıyorum. 10 ila 12 saat arası günde yaklaşık 40 kilometre yol yapmayı planlıyorum. Geceleri yatıyorum. Uyku tulumum, tüpüm ve gıda maddelerim var. Genelde kırsalda kalıyorum. Tarla kenarlarında, dere yataklarında, orman içlerinde kalıyorum" diye konuştu.

Bu tür eylemleri yapan insanların genelde yalnız insanlar olduğunu ifade eden Toygar, "Özveri gerektiriyor bu iş. Eşimi ve çocuğumu evde bıraktım. Elbette ki onların da ihtiyaçları var. Elbette ki onlar da sitemkar. Bu tercihi yapmak çok zor fakat yine de yaptım. Derelerimiz, nehirlerimiz aksın, denizlerimizde balıklar oynaşsın. Dünyadaki sorunları da duyurmak istiyorum. Meksika'da bir petrol sızıntısı varsa bu beni de yaralıyor. Çaldağı'nda kesilen ağaçlar beni de üzüyor. Ben Gediz Nehri'ndeki su ile çay demlerken şuanda oğlumu oraya götürmeye utanıyorum. Niye böyle oldu, ne değişti? Bunları oturup sorgulamamız gerekiyor. Kendisine Manisa Tarzanı'nı örnek aldığını belirten Toygar, "Benim manevi babam Tarzan. Başta ulu önder Atatürk, beni kamçılayan, olmazı olur yapan. Daha sonra Manisa Tarzanı'nı da yad ediyorum. Gittiğim her yerde 'Biz Manisa Tarzanı'nın çocuklarıyız, onun torunlarıyız' diyorum" dedi.

Kendisine çevre sevdasının babasından geçtiğini belirten Toygar, Manisa Tarzanı'nın hayatını çok okuduğunu ve incelediğini söyledi. Toygar şöyle devam etti:

"Atak, özverili, fedakar insanlar çok hoşuma gidiyor. Bu sevdayı yapan insanlar benim içimde iz bırakıyor. 'Ben niye öyle olmayayım' diyorum. Ben keşke Tarzan'dan daha iyi bir çevreci olabilsem. Olamayız, mümkün değil. Büyük insanları kendime örnek alıyorum. "

Gelecek sene Manisa'dan Artvin'e yürümek gibi bir planının olduğunu kaydeden Toygar, "2 bin 500 kilometrelik bir proje. 2.5 ay gibi bir zamanda tamamlamayı düşünüyorum. Daha sonraki hedeflerim dünya turu. Dünya turunda da 5-10 yıl gelmemek istiyorum. Çanakkale Boğazı'nı yüzerek geçmek, Cebeli Tarık Boğazı'nı yüzerek geçmek Avrupa, Asya, Afrika'yı gezerek, Dünya'ya Türk'ün adını altın harflerle 3 defa yazdırmak istiyorum. Böyle nihai bir projem var. Atatürk'ün çizdiği, Tarzan'ın gösterdiği yolda sonuna kadar yürümeyi düşünüyorum. Çevre sevdam bitmez."

Ailesinin kendisini anlayış ile karşıladığını belirten Toygar, "Elbette insan eşinin yanında olmasını ister. Daha önceki yürüyüşüm esnasında tüm bayanlara sordum. Hiçbir bayan 'Benim kocam gitsin' demiyor. Bu bir tercih meselesi. Ama kolay değil evli bir insanın 2 ay boyunca eşsiz kalması. Bugün çevre sorunları varken burada Manolya Meydanı'nda çekirdek yiyenlerin çöplerini yere attığını gördükçe ben kahroluyorum. Ben burada mutlu olamam" dedi.

Hakkari'ye yolculuğunda hiçbir tehlikeden korkmadığını ifade eden Toygar, "Türkiye'nin her yerinde gezebileceğimizi geldiğimde göreceksiniz. Herkes kafasını evinden çıkarmasa, sokağa çıkmasak ne olur halimiz. Yaya olarak oralarda karış karış dolaşacağım. Cudi Dağı eteklerinde kamp kuracağım. Bir şekilde bizim bu işleri aşmamız gerekiyor" diye konuştu.