CHP meydanı hınca hınç doldurdu

Bir süre önce, AKP Manisa İl Başkanlığı’nın photoshop yaparak doldurduğu miting alanı CHP’lilerce hınca hınç dolduruldu. CHP lideri Baykal, Manisa'da 20 bin kişiye konuştu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kredi kartı borçları konusunda Başbakan Erdoğan’ın yaklaşımını eleştirerek, “Başbakan’a göre işler kolay.

Kredi kartı ödeyemeyen adam dürüst değilmiş. Başbakan’a sormak lazım; sen hiç işsiz kaldın mı? Akşam eve ekmek götürememenin ne demek olduğunu yaşadın mı? Çocuğunun okulundan istenen temizlik parasını vermemenin nasıl bir acı olduğunu hiç yaşadın mı? İşinden atıldığı için lisedeki çocuğunu almak zorunda kalan babanın acısı senin umrunda değil. Senin çocuklarını, ABD’de eşin dostun okutuyor” dedi.

Manisa Cumhuriyet Meydanı’nda 20 bin kişilik coşkulu kalabalığın katıldığı mitingte, Baykal'ın konuşmasından önce Türk Halk Müziği sanatçısı Faruk Demir, liderler arasında polemik olan Mahzuni Şerif'in ‘Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Bilmem söylesem mi söylemesem mi’ dizeleriyle ünlü türküsünü söyledi. Bir süre önce, AKP Manisa İl Başkanlığı’nın photoshop yaparak doldurduğu miting alanını, CHP’lilerce hınca hınç dolduruldu.

CHP lideri Deniz Baykal, ‘Vur vur inlesin Tayyip dinlesin’ ve ‘Hükümet istifa’ sloganları arasında kürsüye geldi. “Sizleri inançlı, coşkulu heyecanlı, CHP’ye kulağını vermiş, gözünü dikmiş vaziyette görmekten büyük mutluluk duyuyorum” diye konuşmasına başlayan Baykal, “Manisa tarımımızın gözbebeği bir yer. Dünyanın en güzel topraklarında yaşayan, çalışan, o topraklarda üretim yapan insanlarla bir arada olmak çok büyük mutluluk. Manisa Tükiye’nin en büyük gücü. Sadece tarımda değil sanayide hizmet sektöründe de öyle” dedi.

Manisa'nın, Osmanlı İmparatorluğu’na şehzadeler yetiştirdiği, demokratik yaşamımızda ülke için ne hayırlıysa onun peşine düştüğünü anlatan Baykal, alandakilere “Nasılsınız iyi misiniz? İşleriniz, keyfiniz nasıl? Ne haldesiniz? İşleriniz yolunda, keyfiniz yerinde mi? Kazancınız masrafınız birbirini karşılıyor mu? Alacaklar borçlar tahsil ediliyor mu? Geliriniz gideriniz dengede mi?” diye sordu.

Kalabalığın hep bir ağızdan ‘hayır’ demesi üzerine Baykal, “Ne bu hal? Yoksa siz çiftçiliği unuttunuz mu? Ne oldu bu Manisa’nın güzelim üzümüne? Üzüm de mi kurtarmıyor? Zeytin kurtarıyor mu? O zaman tütün kurtarıyordur. O da mı kurtarmıyor? Ne oldu onlara? Dünyanın en büyük nimetleri bunlar” dedi. Kalabalıktan yükselen ‘Hükümet istifa’ sloganları üzerine Baykal, “Bu iş hükümet işi diyorsunuz. Sen bırak Manisa’yı, Gediz’i bırak diyorsunuz. Sen bana hakkımı verecek bir hükümet bul diyorsunuz değil mi? O hükümeti beraber bulacağız. Size de görev düşüyor” dedi.

TARIMA SIRT DÖNÜLDÜ-

CHP lideri Baykal, üzümün kilogramının kaç paradan satıldığını sorduğu kalabalıktan fiyatını 1 TL 300 Kr’den satıldığını öğrenince, girdi fiyatlarındaki artıştan örnekler verdi. Sıkıntıların ardında tarıma sırt dönme, çiftçiyi hor görmenin yattığını kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın tüm kalkınmış ülkelerinde tarımı en zengin ülkeler bile destekliyor.

Tarımın desteklenmediği ülke yok. Biz desteklemiyoruz gümrüğü açıyoruz. Manisa’da pamuk ne oldu? Şimdi Yunanistan’dan pamuk ithal ediyoruz. Yunanistan pamuk bilmezdi. Çukurova, Ege gelirdi akla. Şimdi buralarda pamuk ekilemez hale geldi. Yunanistan şimdi pamukçuluğa başladı ve pamuk üretiyor. Yunan ekonomisi kazançlı çıkıyor. Bu iyi bir politika mı? Tarımı ithalat kapılarını açarak içerde ezdirmek köylüyü çiftçiyi. Meyve sebze ithal. Bu ithal çarkı borç dövizle dönüyor.

Dışardan borçla alacağız. kendi toprağımızdaki çiftçiyi ezeceğiz. Bu doğru bir politika sayılır mı? Millet eziliyor. Üretimi hangi ülke cezalandırıyor. Türkiye’de pancar ekim alanları fiilen ortadan kaldırıldı. Mısır ekimi geldi. En verimli alanlar mısır ekimine açıldı. Bunun arkasında Türkiye’nin şeker politikasının yanlışlığı yatıyor. Kendi üreticisinin pancarıyla şeker üretmek yerine ABD’deki mısır üreticisinin tatlandırıcını ithal ediyoruz. İnsanımızın yetiştireceği ürünleri ektirmeyip onları yoksulluğa mahkum ederek refaha çıkılabilir mi? 7 yıldır Türkiye’de refah mı zenginlik mi var. Şu Manisa’nın haline bak. Bu başarıdır denilebilir mi? Vatanına sahip çıkacaksın tarıma değer vereceksin.”

-ÇİFTİ, ESNAF, EMEKLİ, HEPSİ SIKINTIDA-

Ekonominin sırayla tarım, ticaret, sanayi ve bankacılık sektörlerine öncelik verilerek geliştirileceğini vurgulayan Baykal, “İşin temeli sağlam olacak. Temel, çiftçi, tarım, toprak, onun üzerine ticaret binecek, onun üzerine sanayi olacak, onun üzerinde bankacılık olacak. Sen tarımı öldürürsen, esnafı sanayiciyi öldürürsen, elindeki bankalarla nereye kadar gidebilirsin? Bankalarını da yabancılar gelir satın alır. Çiftçini ipotekle bağlarlar. Çiftçi borcunu ödeyemeyince topraklar satılmaya başlar. Bugünkü manzara bu değil mi? Bu yanlış bir politika bu politika Türkiye'yi çıkmaza sürüklemiştir. Çiftçi perişan da esnaf iyi mi? Esnaf yanında çalışan çocuğun sigortasını, primini, stopajını ödeyebiliyor mu? Çek senet dönüyor mu? Esnafın yüzü gülüyor mu? O da sıkıntı içinde” diye konuştu.

Baykal, emeklilerin hayatlarının son döneminde huzur içinde yaşamak yerine işsiz kalan çocuklarıyla dertlendiklerini söyleyerek, “Emekli, oğlunun işte atıldığını öğrenip, evine ekmek götüremediğini görüp, oğluna, oğlunun çocuklarına nasıl yardımcı olabilirim diye çırpınır hale düştü. Emekliler kahvehaneye çıkamıyor. ‘Acaba arkadaşım dostum gelir de ona çay ısmarlamak zorunda kalır mıyım?’ diye düşünüyor. Hani Türkiye zenginleşiyordu? Milli gelir adam başına 10 bin olara çıkmıştı. Var mı? 5 kişilik bir ailenin geliri ayda 6-7 bin TL olan var mı?” dedi.

-BORCU KATLADILAR-

AKP hükümetinin Cumhuriyet dönemi hükümetlerinin dış borcundan daha fazla borç yaptığını dile getiren Baykal, “Atatürk, İnönü, Celal Bayar, Menderes, Demirel, Özal ve Erbakan hükümetlerine kadar ortak dış borç 220 milyar dolardı. Bütün hükümetler bu kadar dış borç yaptı. Bu paralarla neler yapıldı? Askeri yok, iğnesi, şekeri mensucatı yok. Başladı bunları yapmaya. Barajlar santraller yapıldı. 2002'nin Türkiye'si inşa edildi. AKP ne yaptı? 7 yılda 280 milyar dolarlık ek borcu 220'nin üzerine koydular” dedi.

Baykal, Türkiye'de sanayide 10 tezgahtan 4'ünün stop ettiğini, Manisa'da da son dönemde 5 bin kişinin işine son verildiğini aktarırken, “Kasım sonu itibariyle bir yılda 1 milyon insan işini kaybetti. Gerçek rakam bunun çok daha üzerinde. İşsiz kalmak işini kaybetmek ne büyük felakettir. İşsiz insanın evinde ailesinde mahallesinde huzur yoktur, şehirde huzur yoktur. Allah kimseyi işsiz bırakmasın. Türkiye’de en önemli sorun budur. Hızla işsiz sayısı artıyor. İnsanlar işsiz kalınca borç ödeyemiyor. Herkes borçlu devlet borçlu şirketler borçlu aileler borçlu” diye konuştu.

-SEN HİÇ İŞSİZ KALDIN MI?-

Başbakan Erdoğan'ın kredi kartı borçlularıyla ilgili sözlerini de eleştiren Baykal, şöyle konuştu: “Kredi kartı borcunu bir bankadan kredi alıp, öbürünü kapatarak çeviriyorsunuz. Arada bu iş çevrilemez hale geliyor, tıkanıyor kalıyor. 2008 yılı sonunda 600 bin kişi borcunu çeviremez hale düştü. Ocak ayında 182 bin kiş sadece o ay borcunu ödeyemez hale geldi. Bu rakam yıla vurulduğunda 1.5 milyona doğru gidiyor. Borç faizi aylık yüzde 5. Dünyada ortalama yüzde 1. Bizde yüzde 5 aylık faiz. Yüzde 60- 65 faize çıkınca borç ödenemiyor suç patlaması başlıyor. İntiharlar yaşanıyor, acı olaylar yaşanıyor. Başbakan'a geçenlerde bunları söyledim. ‘Kredi kartı borcu olanlar dürüst insanlar değildir’ diyor.

Başbakan'a göre işler kolay. Kredi kartı ödeyemeyen adam dürüst değilmiş. Başbakan'a sormak lazım ‘Sen hiç işsiz kaldın mı? Akşam eve ekmek götürememenin ne demek olduğunu yaşadın mı? Çocuğunun okulundan istenen temizlik parasını vermemenin nasıl bir acı olduğunu hiç yaşadın mı?’ diye. İşinden atıldığı için lisedeki çocuğunu almak zorunda kalan babanın acısı senin umrunda değil. Senin çocuklarını ABD'de eşin dostun okutuyor. Ama o Türkiye'de bile okutamıyor. Manzara bu. Ben bunlaran söz açıyorum, Başbakan kızıyor, sinirleniyor, hakaret ediyor. Buraya geldi değil mi? Burada milletin işsizliğinden söz etti mi çözü mü söyledi mi, sıkıntılarınıza derman oldu mu?”