3
Mayıs
2024
Cuma
MANİSA

Davos'a tarihi bakış açısı

Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Tarih Bölümü eski Başkanı ve Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Çelik, Davos zirvesini terk ederek tüm dünya gündemine oturan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın doğru bir tavır sergilediğini belirtti.


Türkiye'de ilk Ortadoğu Araştırma Merkezini kuran tarihçi Prof.Dr. Mehmet Çelik, Başbakan'ın çıkışını bir milat olarak nitelendirdi. Mehmet Çelik, "Sayın Başbabakan'ın Kasımpaşalılığına, üslup meselesine, diplomatik dil gibi lafların arkasına saklanarak kimse bu tavrı karartmasın" ifadelerini kullandı. Bunun Türk milletinin haysiyet meselesi olduğunu anlatan Çelik, şöyle konuştu: "Türkiye son yüzyıldır ilk defa 'Ben başkalarının çizdiği senaryolar içinde figüran değilim.

Benim kendi senaryom var ve benim kendi tavrım var' demiştir. Türk Başbakanı dün orada sadece Tayyip Erdoğan olarak kendi duygu dünyasında, Gazze'de yapılanlara duygusal bir tepki vermemiştir. Batı emperyalizmine karşı üçüncü dünya ülkelerinin maruz kaldığı davranışa tutuma ve onlara biçilen role isyanın, vicdanın sesidir. Ortaya konan tavır bazı noktalarda az bile olmuştur."


80 yaşına gelmiş Şimon Peres'in geldiği yerin terör olduğunu hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "1947'lerden gelen İsrail, bağımsız hareketi içerisindeki gerilla savaşlarında, gerilla komutanlıkları, yani halk diliyle teröristlik yapan insanlardan son kalanlardandır. Türkiye Başbakanı'nı almış karşısına, medyaya ve dinleyicilere konuşmuyor, ağzından salyalar çıkararak Sayın Başbakan'a hitap ediyor. Bu olacak bir şey değil. İsrail 60 yıldır bunu yapıyor.

Yani siz utanmadan Birleşmiş Milletler diye bir teşkilat kurmuşsunuz, Birleşmiş Milletler bu ülkeyle (İsrail) ilgili 200 sefer karar almış ve İsrail bunları tanımamıştır. Ve İsrail de sınırları belli olmayan tek ülkedir. BM de bunlara çanak tutmuştur."
Peres'in tavrını görmeyen bazı medya kuruluşları ile siyasi partileri de eleştiren Çelik, şunları söyledi: "Bir grup medya ve bir siyasi parti, akşamdan beri İsrail ağzıyla konuşuyordu bu millete karşı. İşin garip tarafı bunu perdelemek için Türkiye'nin çıkarlarını bahane ediyorlar. Türkiye çıkarlarını ancak böyle dik durarak koruyabilir."


BU BİR KIRILMA NOKTASIDIR
Moderatör David İgnatius'un Ermeni asıllı olduğunu hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yahudilere çok yakındır. Burada böyle bir rezalet yaşanırken Başbakan az bile söyledi. Akşam Şam Üniversitesi'nden arkadaşım aradı ve Suriye'de binlerce kişinin Selahattin Eyyubi'nin kabir başında 'Selahattin dirildi' diye toplandığını aktardı. Tayyip Erdoğan için İkinci Selahattin diye slogan atıyorlarmış. Türkiye bundan sonra Amerika, AB, İsrail ve İslam dünyası nezdinde şahsiyetli, fikrinin sorulması
gereken bir ülke konumuna gelmiştir. Bu bir kırılma noktasıdır. Bu bir milattır."
Bundan sonra Türkiye'nin kendi çıkarları için Başbakan'ın arkasında durması gerektiğini anlatan Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin Başbakanıdır. Türk Milleti burada çok dikkat etmelidir. İsrail ile ilişkiler bundan sonra daha iyi olacaktır. İsrail adımlarını düzeltecektir. Şunu da söylemekte fayda var. İsrail'in terörizmi devlet politikası olarak benimseyen bir ülke olduğunu bildiğinden bundan sonra hedef listelerinin başında Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Türkiye buna dikkat etmelidir.
Türk halkı medyaya bakacak. Bir gurup medyanın Sayın Başbakan'a tavrını daha iyi gözlemleyecektir. Türkiye bundan sonra artık uluslararası bir güçtür. Türkiye bundan sonra AB ile masaya oturduğunda daha saygın bir ülke olarak yer alacaktır. İslam ülkeleriyle Türkiye artık bir üye olmaktan ziyade bir otorite olacaktır. Herkes Türkiye'nin ne dediğine bakacaktır. Türkiye'nin yanında saf alacaklardır."
Arap ülkelerindeki bazı yönetimleri batı emperyalizminin maşası olarak tanımlayan Çelik, şunları söyledi: "O koltuklarda o nedenle oturmaktadırlar. Ama sokaktaki halk öyle düşünmüyor. Bugün Tayyip Erdoğan bu tutumuyla Suriye, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Tunus ve Cezayir'de gitsin parti kursun yüzde 90 oy alır. Erdoğan'ın bu çıkışı da Ortadoğu'daki bu yönetimlerin de sonu olacaktır. Demokrasi gelecektir. Halkın iradesi gelecektir. Tayyip Erdoğan bu tavrıyla sadece Ortadoğu ülkelerinde değil, Arjantin'de, Uganda'da da kahraman olmuştur. Bütün mazlum milletler batı emperyalizmine karşı böyle bir ses duymak istiyordu. O sesi o canlandırdı. Bu bir kasırgaydı, domino taşlarının yıkılışıydı."

İha
Yayın Tarihi : 30 Ocak 2009 Cuma 20:45:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?