Demokrat Parti, birleşmenin ardından "Türkiye Tek Yürek" sloganı ile düzenlediği ilk mitingi, eski kalesi Manisa'da yaptı. DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, sadece TBMM'ye girmekle kalmayıp iktidar olacaklarını iddia ederek, "Emanet verdiğimiz oyları geri almak için meydanlara indik. Biz yaraları saran sevgi eliyiz, büyük Türkiye'nin sesiyiz. Güçlü, mutlu ve demokrat bir Türkiye için, ay yıldız parlayacak, kırat şahlanacak. Böylece Türkiye kazanacak" dedi.

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, İzmir'den Manisa'ya yaklaşık 650 araçlık konvoyla geldi. Manisa'da Anemon Otel'de karşılanan DP Genel Başkanı Cindoruk'a İl Başkanı Ümit Canuyar ve Manisalı genel idare kurulu üyeleri Hüseyin Genç ile Adil Aygül çiçek sundu.

Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinge eski Bitlis milletvekili Safter Gaydalı ve birleştikten sonra oluşturulan 100 kişilik genel idare kulununun büyük bölümü katıldı. Miting alanının batısındaki Konak iş hanını duvarlarında Adnan Menderes, Ragıp Gümüşpala, Hüsamettin Cindoruk, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in posteri ile büyük Türk bayrağı dikkati çekti.

İlk konuşmayı yapan DP Genel Başkan Vekili Salih Uzun, "Bütünleşme kongremizi yaptık ve ilk olarak size geldik. Biz bütünleştik, millet meydana indi. Biz burada partinin düğününü yapıyoruz. Sayın Başbakan CHP'lilere 'Atatürk mezarından kalksa önce sizi kovalar' dedi. Baykal da Başbakan'a 'Hazreti Ömer ayağa kalksa senin halin ne olur?' dedi. Ama benim gördüğüm bir şey var. Millet ayağa kalkarsa ne olur? Onlar asıl bunu düşünsün. İkisinin birden hali nice olur? Millet tutunacak bir dal arıyordu. İşte bu

dal ortaya çıktı. Bu çatıda her şey var. Birikim var, tecrübe var. Başbakanlık da, bakanlık da yapanlar var. Demirel'in ve Özal'ın mesai arkadaşları var. Yeni kuşak siyasetçiler var. Zehir gibi, zımba gibi kadrolar var. Bir tek umutsuzluk ve çaresizlik yok" dedi.

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk da kendisine hediye edilen Manisaspor atkısıyla konuşmasını yaptı. Cindoruk, "Biz Türkiye'nin en büyük partisini tekrar huzurlarınıza getirdik. Ben yıllar sonra tekrar siyaset meydanına çıktım. Bu DP'nin ilk mitingidir. Burada vatanseverler ve demokratlar toplandı. Biz darbeleri, ihtilalleri aşarak, bitmiş demokrasiyi geri getirmek istiyoruz" dedi. 82 anayasasının teneke olduğunu söyleyen Cindoruk, "Açılımın nereden çıktığını bir türlü anlayamadık. Yeni bir anayasa yapalım. Parti ittifakları kurulsun. Demokrasi değişsin. Bizim isteğimiz budur" dedi.

TELEFON DİNLEME

Telefon dinlemelerine değinen Cindoruk, "Bu ülkede başsavcıları, siyasetçileri, başbakanları dinliyorlar. Bu teknoloji harikası cep telefonlarını suç aleti yapanlar nasıl demokrasiden bahsediyorlar? Eski AK Partili Abdüllatif Şener diyor ki: 'Bu başbakan odacıyı bile kendi tayin etti, dinleme cihazları da dahil olmak üzere bütün cihazları kendi getirdi. Herkesi kendisi dinliyor' diyor. Gelsin Şener bize tanıklık etsin. Bizi devlet dinliyorsa bizim anayasamız yoktur. Anayasası olmayan bir ülkede böyle bir

hadise olsaydı kimse kalmazdı. Ne başbakan, ne cumhurbaşkanı ne de meclis. Onlar 'Biz sadece 70 bin kişiyi dinledik' diyorlar. Ama siz onları dinlerken yargıyı çökerttiniz. Yargıçları güvensizlik içine ittiniz. Biz yargıyı tekrar güvenli hale getirmek için elimizden geleni yapacağız. Demokrasi hepimize lazımdır. Türkiye ne süreçlerden geçti. Ama hiç kimse bu ülkeyi bu hale getirmedi" dedi. Başbakan Erdoğan'ı ve yönetim şeklini eleştiren DP'li Cindoruk, "Bugüne kadar kimse devleti kendisi için kullanmadı. Bu

Başbakan, Cumhurbaşkanı'nı, TBMM Başkanı'nı ve bakanları kendi tayin ediyor. Belediye başkanlarını bile kendisi seçiyor. Bakanları azarlıyor. Sağlık Bakanı'nı nasıl azarladı gördünüz. 'Ben aşı olamayacağım, sen ol' dedi. Herkesin faydalı dediği aşıyı vatandaştan soğuttu. Hekim olan Bakan'ı azarladı. Şimdi ben soruyorum, acaba bu Başbakan doktor mu, yoksa Lokman Hekim mi? Görüyorsunuz ki aşı hakkında bile kendisi hüküm veriyor. Bugün yaşanan, tek kişinin idare ettiği bir rejimdir. Bu, diktatörlüğün adını

değiştirmiş bir kişi. Maske takmış, ülkeyi yönetiyor. Ama onun her dediğinin tersi çıktığı için size diyorum ki aşı yaptırın" diye konuştu.

DP'nin iktidara gelip, demokrasinin tekrar işleyişi ile Türkiye'nin rızkının artacağını belirten DP Genel Başkanı Cindoruk, "Bizim temelimiz çiftçi partisidir. Halkın büyük kesimini temsil ediyoruz. Bugün köylünün, çiftçinin, işçinin, esnafın, fakir fukaranın partisi yok. Peki onların partisi yoksa Türkiye'de nasıl demokrasi olur? Türkiye Cumhuriyeti'nin bir eksiği yok. Ama bizim siyasetimizin bir eksiği var. Biz öyle bir demokrasi kuracağız ki halkın her kesimi bahtiyar olacak. Artık fakir cumhuriyet

gitti, devlet zenginleşti. Görüyorsunuz ki sürekli ihaleler yapılıyor. Hatta yapılan ihaleleri iptal ediyorlar. Ama kendi çocuklarına gemiler almayı da ihmal etmiyorlar. Ben Başbakan'dan mal beyanını açıklamasını istiyorum. AK Parti'nin içinde iyi güzel arkadaşlar var ama AK Partinin AK Parti olması için önce aklanması gerekiyor. Bu zor bir iş değil. Dokunulmazlıkları sadece kürsü dokunulmazlığı haline getireceğiz bu iş biter" diye konuştu.

CİNDORUK'TAN PKK'LILARA "GERİLLA" GAFI

"Biz terörü önleyeceğiz diye Habur kapısından giren o üniformalı gerillalara Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısını, ordusunu teslim mi edeceğiz? Hayır. Bizim söylediğimiz çok basit. Biz demokrasiyi getirirsek, demokrasi eksiğini tamamlarsak kim ne hak istiyorsa o haklar için devlet düşünür taşınır, karar verir. Ama bütün bir devlet, hep beraber. Masa arkalarında değil, gizli kapılar arkasında değil" diyen Cindoruk, "Biz bu terör işini gizli kapılar arkasında Obama ile pazarlık ederek çözemeyiz. Sanki Obama

bizim beYeni bir anayasa yapalım. Parti ittifakları kurulsun. Demir vatandaşımız gibi davranıyorlar. Bizim Hüseyin zannediyorlar. Ama o Amerikalı Hüseyin. Ondan bize hayır gelmez. Obama seçildiği zaman Kenyalılardan fazla biz sevindik. Ama adam çıktı ben 'Hristiyanım' dedi. Ermeni açılımı ne oldu? Azerileri gücendirdi. Hani sınır açılmadı ya. Demek ki o Hüseyin bizim Hüseyin değildir" dedi.

"Demokratik açılım" adı altında yapılan çalışmayı desteklemediklerini de söyleyen Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan isteyen Kürtçe seçim propagandası yapsın diyor. Peki, biz bundan ne anlayacağız? Ne dediğini nerden bileceğiz? Bu o zaman başka bir şeyi de çağrıştırıyor. 2 şey bu ülkede asla olmaz: Seçimlerde Kürtçe konuşulmaz ve Kürtçe asla ve asla seçmeli ders olmaz. Biz burada kimsenin hakları verilmesin demiyoruz. Sadece örneklerle açılımın özünü veriyoruz. Ama halkın tabanı bu açılımı

desteklemiyor. Ben Türk milleti önünde şunu söylüyorum: Biz hiçbir zaman Türkiye aleyhine bir şey yapmadık. Zincirbozan'da bile devlete bağlı kaldık. Kenan Evren'e karşı çıktık sadece. Biz huzur istiyoruz, demokrasi istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. Bu sayede rızkımızı arttırmak istiyoruz. Ben bu yaşıma kadar devletin bütün kademelerinin bu kadar haksız kullanıldığını ilk kez gördüm. Bunlar hükümet falan yapmıyorlar. Bunlar yeniden devlet yapmak istiyorlar. Bunu Anayasa Mahkemesi söylüyor. Mahkemeye göre

bu parti fiili odak haline gelmiş. Bu siyasi iktidar bize kök söktürmeye çalışıyor. Ama bizim kökümüz sağlam. Bize kök söktüremez."

AK Parti'nin din ve siyaset işlerini birbirine karıştırdığını savunan Cindoruk, "Bir hükümet sürekli Allah'ın adını kullanarak bir şey yaparsa Allah onu çarpar. Onlar dindar, biz dinsiz. Ben din üzerinden siyaset yapanların hepsinin sonunu gördüm. Din işlerimiz ayrı,siyaset işlerimiz ayrıdır. Biz sadece bugün değil, 1946'dan bu yana laik bir devletin temsilcisi olduk. Bu ülkede 95 bin caminin çoğunu DP yaptı. Camilerde müezzinler ezan okusun diye Türkçe ezandan Arapça ezana biz geçtik. Çünkü hepimiz

Müslümanız. Devlet dine müdahale etmesin diye bunu yaptık. Başbakan çıkarması mümkün olmayan bir okuldan çıkan (İmam Hatip lisesi) Başbakan'ın devlete ve dine verdiği zararı gelin görün. DP ve AP döneminde köylere yapılan camilerden sonra bir daha köyler dini hizmet almadı. Allah bizi bunlardan kurtarsın. Allah bu kırata güç versin. Kırat bereketin sembolüdür. Korkmayın artık Demokrat Parti var. Biz söylediğimiz doğruları baştan sona savunan insanlarız. Türk siyasi hayatında bizim eksikliğimiz hissedildi.

Ama misyonumuz bitmeyecek. Yeniler gençler gelecek. İktidara ödünç verdiğimiz oyların tamamını geri alacağız. Biz TBMM ye girmekle yetinmeyecek, iktidar olacağız. Biz kahırlı yollardan hayırlı yollara gideceğiz. Bizim son sözümüz 'Tek yürek Türkiye'dir" diye konuştu.