Temel afet bilinci eğitimi amacıyla Manisaya gelen Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türkiyenin deprem gerçeğini gözler önüne serdi. Işıkara, 6 veya 6.9 büyüklüğündeki bir depremin Türkiyede er veya geç olacağını söyledi.
Işıkara, ülke genelinde olduğu gibi Manisadaki ilgili kurum ve kuruluşlarının da her zaman hazırlıklı olması gerektiğine işaret etti.
Doğal Afet Sigortaları Kurumunun (DASK) deprem afetine karşı oluşturduğu sigorta havuzunun dışında topluma temel afet bilinci eğitimi vermek amacıyla Manisaya gelen Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, ilk olarak Manisa Valisi Orhan Işını makamında ziyaret etti.
DASK Genel Koordinatörü Hüseyin Yunakın da katıldığı ziyaretin ardından Işıkara, Belediye Başkanı Bülent Karı da makamında ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında DASK Genel Koordinatörü Hüseyin Yunak Başkan Kara, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının 15.02.2004 tarihinde aldığı karar gereği, bundan sonra tüm belediyelerin su ve doğalgaz abonman müracaatlarında zorunlu deprem sigortası poliçesi istenmesine ilişkin yazıyı teslim etti. Konuyu ilk kez öğrenen Başkan Kar, daire müdürleriyle biraraya gelerek gerekeni yapacaklarını ifade etti. Başkan Kar, kendisine "Depremden Kalan Anılar" isimli kendi yazdığı kitabı hediye eden Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkaraya mesir macunu hediye etti.
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, ziyaretlerin ardından Eğitim Araçları Salonunda düzenlenen afet bilinci eğitim toplantısına katıldı. Manisadaki ilçe kaymakamları, sivil savunma yetkilileri, milli eğitim müdürleri, ilköğretim okulları idarecileri ve öğretmenlerine yönelik gerçekleştirilen toplantıda Prof. Dr. Işıkara, depremleri anlatan bir sunumu göstererek katılımcılardan bu sunumu personel ve öğrencilerine aktarmalarını istedi. Özellikle müftülere seslenen Işıkara, "Ülkemizin deprem gerçeğini ve hazırlıklı olmanın önemini Cuma namazlarında vatandaşlarımıza mutlaka anlatın. Can bize Allahın büyük bir lütfudur. Onu korumak için ne kadar gayret gösterilirse, o kadar sevap kazanılır. Bunu unutmamak gerekir" dedi.
Kısa konuşmanın ardından, deprem ve korunma yolları, çeşitli bölgelerde meydana gelen büyük depremler, bu depremlerin similasyon görüntüleri, Türkiyenin deprem haritasını içeren CD sunumu yapıldı.
"6 VEYA 6.9DAN BÜYÜK BİR DEPREM ER VEYA GEÇ OLACAK"
Sunum sırasında Prof. Dr. Işıkara, Kobe ve 17 Ağustos Marmara Depremi görüntülerinin ardından yaşanan acıların çok kolay unutulduğuna işaret ederek, "Depremi ve acıları çok çabuk unuttuk. Onu bir kez daha hatırlayalım ve Türkiyede her an deprem olabileceği gerçeğini unutmayalım. Ülkemizde 13 ayda bir 6 veya 6.9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmektedir. Bu büyüklükte bir deprem en son 1 Mayıs 2003 tarihinde meydana geldi. Bu tarihten bunaya bu büyüklükte bir deprem yok ama er veya geç mutlaka olacak. Dolayısıyla çocuklarımız bu gerçekle büyüyecek. Aynı şekilde 5.5-6 yılda bir 7 veya 7.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geliyor. Yani ülkemiz bu büyüklükteki depremle her an karşılaşabilir. Bu, ülkemizin gerçeği. Çocuklarımıza, Türkiyenin bir deprem ülkesi olduğunu, ancak korunmanın mümkün olduğunu aşılamamız gerekiyor" diye konuştu.
"Deprem öldürmez insan öldürür" diyerek depreme dayanıklı konutların yapılması ve her an hazırlıklı olunması gerektiğini vurgulayan Işıkara, daha depremden korunma yollarını anlattı.
Sunumun ardından DASKın önemini belirten Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, yaşanan depremlerde meydana gelen hasarların ülke ekonomisine çok ciddi zarar verdiğini, özellikle devletin büyük maddi kayıp yaşadığını açıklayarak, "Son yapılan deprem şurasına göre, doğal afetlerde hasar gören veya tamamen yıkılan konutlar için sahiplerine artık devlet maddi yardımda bulunmayacak. Ülkemizin büyük bir bölümü 1. ve 2. derece deprem kuşağında olması nedeniyle, halkımızın birey olarak her türlü önlemi alması gerekir. Kendi evinde alacağı bir takım tedbirlerin yanında muhtemel bir depreme karşı evini sigorta güvencesi altına alması gerekir. Zorunlu deprem sigortasının bir günlük bedeli bir ekmek fiyatı bile değil. Dolayısıyla yıllık 83 milyon lira civarındadır. Rakam ne olursa olsun, alınan her önlem insan hayatı içindir. Bu konuda elimizden geldiği kadar hassas düşünmeliyiz" diye konuştu.