Halka hizmet için geliyor!
Önümüzdeki Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde belediye başkan adaylıkları için bütün il ve ilçelerde kıran kırana bir yarış sürüp gidiyor.
Yazılı ve görsel basınımız daha çok büyük şehirlere aday olayların tanıtımı yaptıklarından, özellikle ilçelerin üzerinde pek durmuyorlar. Aday adaylarının aday oldukları ilçelerde kendi çabalarıyla yerel gazetelerde haber yapıyorlarsa da bunda da adil davranılmadığı açıkça görülüyor. Yerel gazetelerden birisi bir aday adayını ön plana çıkarmak istiyorsa; diğerlerinin ismi bile geçmiyor!..
Ne denir; bizde gazetecik böyle bir şey… Objektif olmaktan çok taraf tutmaya veya yandaşlığa soyunulmuş bir tutum !...
Muğla ilçelerinden Datça’nın CHP Belediye Başkanlığı için bir aday adayı var; Semra Köse…
Datça’da CHP Belediye Başkanlığı için sekiz aday çekişiyor. Aralarında bir eski milletvekili, eski il başkanı var. Halen CHP Belediye Başkanının aday olup olmayacağı bile belli değil… Yerel seçimden çok merkez yoklaması her yerde olduğu gibi ön plana çıkıyor.
Bu ne biçim demokrasi anlayışı ise…
Semra Köse ile kısa bir söyleşim oldu. Belediye Başkanı olma için kendince yerinde projeleri var, özellikle köylerde günlerini geçiriyor, çiftçinin kooperatifleşmesinden yana ve bu konuda yoğun bir çalışmanın içerisine girmiş…
En büyük handikabı ise kadın olması !..
Türkiye’de kadın olmak, hele siyasette hiçte kolay değil… Ne yazık ki, bizde kadın olarak doğmak ceza gibi bir şey…
Semra Köse eğitimli bir kişi... Kamu Yönetim uzmanı… Başta Datça Çevre Derneği olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşlarında faal görev ve danışmanlık yapıyor, Datça’nın Şehit Ersoy Lisesi’nin Koruma Derneğini üstlendiği sırada okulların yeniden yapılanmasında önemli rolü olmuş. Ayrıca Eğe’nin yöresel mutfağı ile folkloru üzerinde da çalışmalar da bulunuyor. Kuşkusuz seçilirse bu konularda çok daha faal rol oynayacağı da açıktır.
Kendisine, seçilecek olursa Datça için neler yapabileceğini sorduğumda şu yanıtları aldım;
“ Datça’da öylesine güzel bir coğrafyada ve iklimde yaşıyoruz ki, önlem alınmazsa kısa sürede bu güzel şeyler bozulabilir. Denizimizden yararlanırken öncelikle onu korumak zorundayız. Nitekim alınan su örneklerinden Akdeniz’in en temiz noktasının Datça olduğu da açkılık kazanmıştır. Datça’nın ekonomisi de çok önemli. İlçemizi planlarken öncelikle sorunlarımızı belirlememiz gerekiyor. Bence alt yapı olmadan üst yapı olmaz. Olsa da uzun süreli veriler alınamaz. Şimdi ekonomi bunun neresinde diyebilirsiniz. Öncelikle Datça’mız da turizme çok daha fazla ağırlık kazandırmak istiyorum. Bunun için uzman ekiplerimiz ve danışmanlarımızla konunun üzerine bilimsel olarak eğilmemiz gerekir. Öncelikle bugünden yola çıkarak beş yıl sonrasının hedeflerini ortaya koymalıyız. Hepsinden önemlisi de bunu halkımızın katkısı ve yardımıyla yapmamız olacaktır
Bu arada sağlık da çok önemli. Sağlığımızı bozan şeyleri tespit etmek ve bunlarla ilgili önlemleri, eğitimi ve sağlık taramalarını da yapmak zorundayız. Özellikle sağlıklı beslenme, ruh sağlığı, sop bunların başında geliyor.”
Datça, Muğla ilinin henüz bozulmamış ilçelerinden birisidir. Öncelikle seçilecek başkanın Fethiye ve özellikle Bodrum’daki kıyı yağmasını, çıkarcı girişimlerin, yanlış yapılanmaları gördükten sonra bu şirin ilçenin onlara benzememesi için çok dikkatli olunmalıdır. Her şeyden önce konuya hâkim çevre bilincine sahip danışmanlara da ihtiyaç olacağı da açıktır.
Datça arkeoloji yönünden de son derece önemli bir yerleşimdir. Knidos antik kenti ile Stedea zeytinyağı ve şarap ihraç limanının kalıntılarını da üzerinde durulmalıdır. Günümüzde bazı bilimsel kişiler yanlış olarak buradaki ilk yerleşimin Stedea’da olduğunu ve antik çağ insanın burasını terk ederek Knidos’a yerleştiğini sanıyorlar. Oysa Stadea bir ihraç limanı olmaktan öteye gidemez. Yeni seçilecek belediye başkanı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilişkiye girerek Knidos’da belediyenin de katkısıyla lokal bir müze kurabilme olanağını araştırmalıdır. Semda Köse’nin seçilecek olursa bunu yapabileceğini sanıyorum.
Datça’nın büyük bir bölümü doğal ve arkeolojik sit alanı kapsamında olmasına rağmen yine de çarpık yapılanmanın önüne geçilmelidir. Bu konuda da belediyeye büyük işler düşüyor. Kaldı ki, geçtiğimiz yıl Datça’nın siluetini etkileyen Tapan Adası liman inşaatına feda edilmiş, ne yazık ki, belediye buna seyirci kalmış ve tepkisin yerel gazetedeki bir köşe yazarı dışında dile getirememiştir. Bu arada üzerinde durulacak bir başka noktada yeni limana gelecek teknelerin temiz olan deniz suyunu kirletip kirletmeyeceği konusundur.
Semra Köse , ünlü bir Afrika atasözünü de söyleşimiz sona erdiğinde yerinde olarak hatırlamaktan geri kalmadı; Müzik değişirse dans da değişir.
