Mardin'in 1.100 rakımlı şehir merkezine tırmanan tek caddesinde ilerliyor otobüsümüz. Sokaklarda Turkcell'in Geleceğe Koşanlar eşofmanlarını giymiş, meraklı gözlerle bize bakan Mardinli çocuklar.
Spordan sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu'nun da katılımıyla Turkcell'in 7-17 yaş arasındaki öğrencilere herhangi bir ön koşul aranmaksızın spor yapma imkanı sağlayan Geleceğe Koşanlar Projesi'nin tanıtım toplantısı için Mardin'deyiz. Aslında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Ücretsiz Spor Okulları Komisyonu'nun başlattığı Ücretsiz Spor Okulları Projesi'ne 2000 yılından bu yana sponsor olarak destek veren Turkcell, bu yıl projenin kapsamını genişleterek desteğini artırma kararı vermiş. Proje, 23 ilde toplam 38 okula yaygınlaştırılmış ve 2000 yılından beridir de 50 binden fazla çocuğa spor yapma imkanı sunulmuş. Turkcell, bu kez de Kardelenler projesinde yaptığı gibi kendini tutamamış. Hedefini artırmış. 2007 eğitim yılı içerisinde 15 bine yakın çocuğa spor yapma imkanı sunmayı hedeflemiş.

Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Mardin'deki konuşmasında, Geleceğe Koşanlar'ın Türkiye için önemine değindi ve çocukların beraberce spor yapabileceği, ekip ruhunu yaşayabileceği bir ortam oluştuğuna dikkat çekti. Mardin Atatürk Spor Salonu'nu çocuklar, aileler ve öğretmeler doldurmuş. Çocuklar spor yapabilecekleri için seviniyor, aileler de çocuklarına gelecek sağlama beklentisiyle mutlu. Bizim sevincimiz ise dinî inanışları itibarıyla farklı olmalarına rağmen binlerce yıldır bir arada yaşayan Mardinlilerin bu birlikteliklerini pekiştirecek bir projenin hayata geçirilmiş olması. Böyle bakınca Turkcell, Geleceğe Koşanlar Projesi'ni doğru ilden başlatmış. Düşünüyorum da Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) projesi yapmak bu ülkede iş yapan kurumlar için topluma bir geri ödeme niteliğinde. Ancak bazı KSS'ler 'dostlar alışverişte görsün' dozunda kalıyor. KSS'yi yapanlar, projeye yatırdıklarından çok daha fazlasını projenin reklamı için kullanıyor. Turkcell, Türkiye GSM operatörlerinin sayısal anlamda lideri. Son çeyrekte de abone sayısını 1 milyon daha artırınca 34,8 milyon hat sayısına çıkmış. Elbette Turkcell, bu büyüklüğü taşıyamayacak projelere imzasını atmamalı. Mardin seyahatine katılan herkesin çok yakından tanık olduğu gibi Turkcell yönetimi KSS işini ucuzlatmıyor, hatta sürekli hedef büyütüyor.

Derdini anlatan reklamlar da var!

Senaryo şu: Bürosuna heyecanla giren otuzlu yaşlardaki adam iş arkadaşlarına bir oğlu olduğunu muştular. Etrafına doluşur arkadaşları ve 'İleride ne olacak?' diye sorarlar. Görmüş geçirmiş ve maddi imkanları kısıtlı ofis hizmetlisi söze felaket tellalı gibi girer. 'Önce canına okuyacak!' der ve süreçteki masraf kalemlerini sıralar. Yeni babanın sevinci kursağında kalır. Kim evladına en iyi imkanları sunmak istemez ki! Dış ses imdada yetişir ve Türkiye Finans'ta açtıracağı İnci Hesap'ı ile oğlanın geleceğini şekillendirebileceğini söyler. Babanın içi yeniden ısınır ve bankaya koşar, bankodaki memura yine ilk söylemindeki gibi sevinçle 'Baba oldum da!' der. Temel insan ihtiyaçlarının ikinci sırasında yer alır güvenlik. Türkiye Finans işte bu temel ihtiyacı ortaya koyarken, gelecek kaygısına vurgu yapıyor. Adeta can simidi gibi el veriyor ihtiyaç sahibine. Bence hedefine de ulaşıyor.

Kendini yeterince anlatamayan dev kampanya

Yapı Kredi Bankası'nın World Card'ı hem sayısal anlamda hem de tüketici algısında en yakın rakibinden açık ara önde. Bunda, bankanın ısrarlı tanıtımının yanı sıra bireysel bankacılık departmanının da yetkinliği yatıyor. Ben bile World'ün sağladığı avantajlardan ötürü yeterince kartım olmasına rağmen bir World almak durumunda kaldım. Öncelikle World Card'ı var edenleri kutlamak gerek. Geçtiğimiz hafta World Card, kart sahiplerine yeni imkanlar sunan ve ana teması 'ben istersem' olan bir reklam kampanyası başlattı. Ayrıca bu yeniden yapılanmayı, Çırağan Sarayı'nda düzenlediği bir relansman davetiyle de duyurdu. World'ün kendini beş farklı alanda yeniden konumlayarak sunduğu 'Card' artık bir kulüp mantığı ile yönetilecekti. Her ihtiyaca farklı bir kart hizmeti sunan Yapı Kredi kurmayları, bu yeni konumlama üzerinde görünen o ki epeyce çalışmışlardı. Beyazıt Öztürk, nam-ı diğer Beyaz'ın sunumunda, World Card'ın sağladığı yeni imkanları dinledim. Sunumda yaşanan tüm teknik imkansızlıklara rağmen World Card'ın gerisindeki aklı gördüm. Ancak bu aklın ne basın ne de televizyon reklamlarına anlaşılır biçimde yansıtılmadığını düşünüyorum. Buradan banka yetkililerine bir çift sözüm var. Siz World Card kampanyasının arkasındaki fikri çok iyi biliyor ve reklamları çok rahat anlıyor olabilirsiniz. İnanın müşterilerinizin epey sorusu var! Ama bilmem belki de her bir World Card müşterinize kredi kartınızın sağladığı imkanları ayrı ayrı anlatan bir doğrudan pazarlama yöntemi kullanır, soruları cevaplarsınız. İşte o zaman olur, yoksa kartınızın imkanlarının istediğiniz performansta kullanılması için epey zaman geçmesi gerekecek. Ayrıca tam da zamanı gelmişken, World'ün farkını ve liderliğini neden bir kez daha vurgulamadınız, onu da anlamış değilim. 'Zaten büyüğüz, herkes de bunu biliyor' diyorsanız, yanılırsınız! Benden söylemesi.

'Hacıyatmaz' ile başarılı tanıtım

İş gören diğer bir reklam da İsviçre Sigorta'nın 'hacıyatmaz'ı. 'Gök her yerde aynı, İşviçre Sigorta'dan da dünyanın her yerinde aynı hizmeti alacaksınız' vurgusu sade ve akıcı biçimde kısa bir filmde verilmiş. 'İsviçre Sigorta'ya güvenebilirsiniz' diyen bu reklam da çok başarılı. Tüm filmlerinde ana mesajı kurumsal oyuncağı 'hacıyatmaz' üzerinden veren İsviçre Sigorta, reklamda süreklilik kuralına uyuyor.