Mardin Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kadim kültürden evrensel düzene" ile "Türkiye Ortadogu ve Dünya" panelinde konusan Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu, kökleri topragin derinliklerine gitmeyenlerin bir gölgelik olusturmasinin da mümkün olamayacagini belirterek, kökü derinde olanin ise kolay kolay sökülemeyecegini söyledi.

Davutoglu, "Çinar agaçlari da ayni böyledir. Mezhep, irk, din, dil ayrimi gözetmez çinar agaçlarimiz. Mardin'in kökleri de derinde oldugu için aynen ülkemiz gibi gelecegi parlak. Insanligi bölenler, ayiranlar çikti ama birlestirenler de çikti. Bunlar da sehirlerdir. Sehir kültürünü benimseyenler tek etnisiteli çaba içine girmezler. Mardin bugüne kadar gelmis sekliyle kadimin timsalidir. Bizim hedefimiz Mardin'i tekrar bölgenin merkezi sehri durumuna getirmektir. Yani her yol Mardin'den geçsin, her kültür

Mardin'e ugrasin, Her ticaret Mardin'le temas etsin istiyoruz. Dis politikamizda da, Sanliurfa gibi Mardin de bütün Ortadogu'nun kalbi olsun istiyoruz. Çünkü Mardin sonradan çikmis bir sekil degildir. Mardin organik bir sehirdir ve organik oldugu için de hijyeniktir"

Dünya'nin yeni bir düzene ihtiyaci bulundugunu dile getiren Ahmet Davutoglu, bu yeni düzenin içsellestirici olmasi ve hiçbir ülkeyi, kitayi, milleti; rengi, irki, dini yüzünden dislamamasi gerektigini kaydederek, "Ancak o zaman evrensel iddiali bir düzen kurulabilir. Dünyada birçok yerde öylesine kimlik çatismalari var ki, bu dislayici tavirlar bir grubu dislayan tavirlar aslinda bir esitsiz düzeni de beraberinde getiriyor. Biz, BM Güvenlik Konseyi üyesiyiz. Herkes orada temsil edildigini hissetmelidir. Hiçbir grup orda dislanmamalidir. Bunun en çarpici örnegi Türkiye'dir. Arap, Ortadogu, Balkanlar ve Kafkasya baglantilarimizi da inkar etmeyecegiz. AB, NATO üyeligi, Asya ve Ortadogu'daki baglantilarimiz birbirine zit degil, tam bir bütünlük olusturuyor. Türkiye'den beklenti var. Sistemin esitsizliginden yakinanlar bir sesin kendisine sahip çikmasini istiyor. Bu ses, isteyerek Türkiye'ye bakiyor.

Emin olunuz, dünyada hiçbir ülke Türkiye kadar insanlik birikimini temsil edici bir nitelige sahip degildir. Bu özgüven içinde dis politikamizi yürütüyoruz. 2. Dünya Savasi sonrasi ortaya çikan siyasal denkleme dayali düzenler artik yavas yavas sona eriyor. 19. yüzyilin o Avrupa merkezli yapisinin degisimini dogru okumak zorundayiz. 19 yüzyil, Avrupa merkezli bir yüzyil oldu. 20 yüzyil Atlantik merkezli bir yüzyil oldu. Ama küresellesmeyle birlikte önümüzdeki yüzyilda katilimci bir düzen gerçeklesebilirse ancak o zaman uluslararasi bir düzen saglanir. Türkiye bir G-20 ülkesidir. Uluslararasi sistemin esitsizliginden yakinanlar dönüp Türkiyeye bakiyorlar. Onun için geçen yil basbakanimizin Filistin için hakli çikisi bütün Ortadogu'da yanki buldu. Ortadogu bölünürken biz ortaya koydugumuz vizyonla Ortadogu'da yeni bir sesin, 3. bir yolun sözcüsü, temsilcisi oluyoruz. Ortadogu'da herkes herkesle gerginken, küsken, biz Irak ve Suriye ile entegrasyon iliskisine geçiyoruz. Biz geçtigimiz ay Suriye ile 51 anlasma imzaladik. Irak ile 48 anlasma imzaladik. Antep Halep'le bulussun, Musul Mardin'le bulussun. Türk toplumunun beklentisi bu, entegrasyon saglandikça görecegiz ki farkliymis görünenler farkli degiller" dedi.

Komsu ülkelerle Türkiye arasindaki sinirlara deginen Ahmet Davutoglu, "Birileri sinir çizdi diye kimse bu sinirlarin kalici oldugunu düsünmesin. Tabii ki sinirlara saygi gösteririz ama dostluk içinde. AB'de oldugu gibi bu sinirlari anlamsizlastiracagiz, duvar olmaktan çikaracagiz. Gerçek anlamda kapi haline getirecegiz. Kapi açiktir ama duvari açamazsiniz. Su ana kadar Suriye-Türkiye arasindaki sinir duvardi. Bu duvar yetmiyormus gibi bir de mayin dösemistik. Simdi o mayinlar kalkiyor. Artik o duvar zaten kalkti. Suriye ve Türkiye, liderleri ve halklariyla kaynasiyorlar. 10 yil önce bayramlarda sinir boylarinda hediyeler karsilikli atilirdi bu bir yüz karasiydi. Bu görüntüler kalkti ortadan. Bizim kadim kültürümüze de hiç yakismayan görüntüydü. Bu görüntüler bugün kalkti. Daha birçok sey kalkacak. Biz bölgemizde savas, gerginlik istemiyoruz; kardeslik baris istiyoruz ve Ortadogu'ya bir model olsun ülkemiz istiyoruz. Musul, Erbil ta Basra'ya kadar bizim kokumuzun, rengimizin oldugu yerdir. Basra'dan biri kalkip hiçbir sikinti çekmeden Edrine'ye kadar gelebilecek. Yemen'den de biri kalktigi zaman ta Edirne'ye kadar rahatça gelebilecektir. Yemen dedelerimizin yasadigi topraklar. Onun acisi bizim acimizdir. Kimseye hükmetme niyetinde degiliz, kimsenin de bize hükmetmesini kabul etmeyiz.

Düzen dediginiz seyde mutlaka farkliliklar olacak. Tekdüzelik düzene aykiridir. Tekdüzelik bir süre sonra çatisma sebebi olur. Bizim düzenimiz birçok farkliligi biraraya getiren, yeni bir felsefi yaklasimdir. Insanoglunun esitligine dayali yaklasim gösterilmeli. Esitlikçi, barisçi, kaynastirici bir uluslarasi düzene ihtiyaç var. Biz içinden geldigimiz tarihe güveniyoruz. Biz sizlere ve Mardin'e güveniyoruz. Mardin'in ruhu Türkiye'nin ruhudur. Türkiye'nin ruhu da gelecekte uluslarasi politikanin ruhu olacaktir" diye konustu.

Konusmanin ardindan Ahmet Davutoglu'na bir tablo hediye eden bölge milletvekilleri, Davutoglu'na tesekkür ettiler.